Risk artıyor

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Alper Koç / Yatırım Finansman

Son dönemde ABD ve Avrupa ekonomilerinde ekonomik dataların çoğunluğunun, beklentiler düzeyinde ya da beklentilerden yüksek açıklanması, bu ülkelerin piyasalarında satın alınan "daha iyi bir gelecek" senaryolarını artırıp iyimser algılamanın kitlelere yayılmasını sağladı. Böylece küresel piyasalarda , orta vadeli spekülatif beklentileri yönlendirerek mevcut sorunların ertelenmesi eğilimi sayesinde, kitlesel kötümser algılama çok kısa vadede tersine döndürülüp, son dönemde küresel çapta iyimserlik algılamasının yaygınlaştırılması sağlandı, bu dönemde bilhassa Türkiye, Çin, Rusya gibi gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere bilhassa hisse senetleri piyasalarının aşırı alım noktalarına varmasına neden oldu.

Geçtiğimiz dönemde küresel çaptaki iyimser algılamadan en büyük payı alan bir kaç gelişmekte olan ülkeden biri olan Türkiye piyasalarında, 2010 yılının ilk çeyreğine kadar sürmesini beklediğimiz orta vadeli tepki süreci, Merkez Bankası'nın bu seneki faiz politikasıyla desteklenerek bilhassa TL'ye ve hisse senetlerine olan ilginin, spekülatif beklentiler yaratma yoluyla yüksek tutulmaya çalışılması sayesinde, Ağustos ayında hızlanmış ve bir daha en kötünün görülmeyeceği ile ilgili yorumların, senaryoların genel kabul görme yüzdesi çok yüksek noktalara çıkmıştır. Büyük ölçekli uzun vadeli düşüş dalgalarının tipik özelliklerinden biri olan; yukarı yönlü tepkilerle birlikte kitlesel algılamada yaratılan aşırı iyimserlik, bu dönemin de özelliği olarak karşımıza çıktı. Diğer yandan mevsimlik etkilerden arındırılmış işsizliğin önemli denecek bir ölçüde gerilemiyor olması, bankacılık sektörünün bono portföylerinden kazandıkları gelirlerin haricinde, diğer sektörlerin çoğunda faaliyet gelirlerinin artmıyor olması, bütçe açığının ve iç borç rakamının hızla artıyor olması uzun vadeli gelecekle ilgili iyi sinyaller üretmiyor.

Hisse senetleri piyasasının geldiği seviyeler, piyasalarda geçmiş dönemde yaratılan spekülatif beklentilerin aksine, önümüzdeki dönemde hisse senetleri piyasasında yükseliş ivmesinin zayıflayıp kar realizasyonlarının başlama olasılığını yükseltmiştir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Çin ve Rusya piyasalarındaki sert düşüşlerin ardından IMKB 100'de de 48.000 seviyelerinden kar satışı olarak başlayan düzeltmenin, önümüzdeki günlerde 46.000 seviyesinin üzerine doğru cılız bir yukarı atak denemesinden sonra kısa vadede devamının gelmesi büyük olasılık olarak gözükmekte.  Ekonomik daralmanın azalarak ta olsa devamı, Merkez Bankası'nın faiz politikasıyla birlikte bono cephesinde şimdilik yukarı yönlü sert hareketleri engellemektedir. USD/TL'de ise her ne kadar düşüş ivmesi zayıflasa da, hala son bir hareketle 1.45 lerin altını görme olasılığı sürmekte, öte yandan, bir sonraki aşamada orta vadeli yeni bir yukarı atak olasılığı da her geçen gün güçlenmekte.

Büyük resme baktığımızda, Mart ayından itibaren hisse senetleri piyasasında yaşanan yukarı yönlü hareket, her ne kadar içerik olarak Şubat 1999 - Ocak 2000 arasında yaşanan yükseliş dalgasından farklı olsa da, uzun vadede görünüm olarak benzer teknik ve kitlesel algılama özelliklerine sahip bir dalgaya dönüşmekte. Piyasalarda haftalardır beklenen ana düzeltmelerin gecikmesi ve belki de bir süre daha gecikecek olması, görünümün iyi olduğunu değil, orta-uzun vadeli risklerin her geçen gün arttığını göstermektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017