Resimsiz tablo sanat mıdır?
Can Gürzap, Cihan Ünal ve Mutlu Güney, “bembeyaz” bir tablonun sanat eseri olup olmadığını tartışıyorlar. Tiyatro sahnesinde: Fransız yazar Yasmina Reza’nın “Sanat” adlı oyununda. Bir tablo, üzerindeki resimle mi sanat olur? Üzerinde resim olmadan da sanat olur mu? Neden? Yasmina Reza’nın oyunu ilk kez 1994’te Paris’te sahnelendiğinde şaşırttı: Minimum dekorlu, üç oyuncunun kısa cümleli hızlı diyaloğuyla bezeli, kısa bir oyundu. Avrupa’nın tiyatro başkenti Londra’ya 1996’da taşındı. İkibin kez oynandı. ABD’nin tiyatro başkenti Broadway’e 1998’de 600 kez oynandı. Yazar, üst üste ödüller kazandı. 30 dile çevrildi. Oyun İstanbul’da 1998, sonra 2013 ve nihayet 2017-18’de sahnelendi. İlk oyunda rol alan Can Gürzap ve Cihan Ünal şimdikinde de var. Cüneyt Türel ne yazık ki öldü.
Bembeyaz tablo, neden sanat?
1950-60’larda çağdaş sanatın yenilikçi asi genci, pop-sanat öncüsü Robert Rauschenberg, bembeyaz tablolarıyla dikkat çekmişti. Ama, bir tabloyu “resim yapmadan” tek renge boyama fikri ilk onun değildi. Ayrıca, eski çağlardan, Rönesans’tan beri sadece siyah-gri-krem-beyaz renk kullanan çok sanatçı vardı. Londra’da –büyük beğeni kazandıktan sonra- 18 Şubat’ta sona erecek Monokrom (Monochrome) sergisi, tek renk kullanarak nasıl sanat yapıldığını gösteren çok sayıda eseri bir araya topladı. Ama gayet önemli bir eksikle: Tarihte ilk kez, beyaz çerçeve içine oturttuğu siyah bir kareyi “tablo” olarak sunan Rus sanatçı Kazimir Malevich’in 1915’te yaptığı “Siyah Kare” tablosu yoktu: Moskova’da özenle korunuyor. Sergide 1929 kopyası vardı. “Siyah Kare” sanat tarihi boyunca kimsenin aklına gelmeyen bir tasarımdı. Rus İhtilali’nden önce başlayıp Stalin’in demir yumruğunu bütün ülkenin tepesine indirdiği 1932’ye kadar coşan Rus sanatının ikon eseriydi. Malevich (1878-1935) siyahtan başka Kırmızı Kare de yaptı. Ama Siyah Kare ilkti, etkisi hep sürdü. Daha çağdaş sanatçılar başka renklerle “kareler” yaptılar, ama hepsine “Bu, daha önce yapılmıştı” denildi.
Tabloyu silmek= Bu da sanat mı?
Malevich’ten etkilendiği kuşkusuz Rauschenberg’in bir başka sıra dışı “eseri” ise, üzerinde resim olan bir tabloyu “silerek” soluklaştırmak, resmi görünmez hale getirmekti. Sanatçı arkadaşı Willem de Kooning’den kara kalem ve kömürle bir çizim yapmasını istedi. Ama şu şartla: Tabloyu silecekti! Arkadaşı, bu tuhaf öneriye razı oldu. Ve tablosunun “silinmiş” halini 1953’te herkesle birlikte San Fransisco Çağdaş Sanat Müzesi’nde gördü.
Yasmina Reza’nın, 1950’lerde dünya çağdaş sanat camiasında deprem yaratan bu yenilikçi yaratıcılığı, üç arkadaşın psikolojilerini, sosyal sınıf, kültür düzeyi gibi öğeleri de katarak “acaba ne olacak?” tarzında bir tiyatro oyununa dönüştürmesi, başarı elbette. Ama önceki sanatçılar bu tasarımları akıl etmeselerdi, Yasmina Hanım oyunu için eder miydi, bilemeyiz.
Göz kamaştıran bir mavi
Siyah, beyaz, kırmızı ve diğer renklerde monokrom “eser” yaratma konusunda en en sıra dışı isim, her halde Fransız ressam Yves Klein (1928-1962). Öyle bir mavi arıyordu ki daha önce “öyle” bir mavi olmamış olsun. Bu iş için Paris’te ressamlara kuşaklar boyu malzeme ve boya satmış Adam Montparnasse’la işbirliği yaptı. Adam’a nasıl bir mavi istediğini anlattı. Onun yarattığı “yeni” mavinin patentini Klein, 1960’da kendi adına aldı. Bu mavi, International Klein Blue oldu. Sanatçının, 1962 Cannes Film Festivali töreninde kalp kriziyle biten kısacık yaşamından kalan bu mavili eserleri, göz kamaştıran, “bakılamayacak kadar” mat şahane, başka bir dünyadan gibi bir mavidir.
Bugün, nanoteknoloji sayesinde “olabilecek en siyah” da var artık. NanoSystem adlı İngiliz şirketinin (askeri amaçlı ürettiği) Vantablack adlı bu siyah, o kadar mat ki üzerine düşen ışığın yüzde 99.96’sını emiyor. Üç boyutlu bir zemine sürülünce, boyutlar kayboluyor. İngiliz sanatçı Stuart Semple ise yine nano sayesinde “en ultra fl oresan pembe” de icat etti. Bakalım, en bembeyazı kim icat edecek?