Resesyon kaygıları baharı gölgeler mi?

Serdar PAZI
Serdar PAZI PİYASANIN İÇİNDEN

Kuzey yarımkürede nisan ayı birlikte doğada ve canlılarda başlayan tatlı telaşın akışına kapılmak dururken, resesyon da nereden çıktı demeyin.

Çarşamba akşamı yayınlanan Fed toplantı tutanaklarında ekonomistlerin dile getirdiği tahminlerde ilk defa 2023 yılının sonunda hafif bir resesyon ihtimali resmi ağızdan da dile getirilmiş oldu.

Gelişmiş ülke Merkez bankaları enflasyonu mu kontrol altına alalım, yoksa resesyonu mu önleyelim ikilemine girmiş durumda. Faiz artırım döngüsüne çok daha sonra başlayan ECB tarafında bile artırımlarda yolun sonuna yakınız mesajları geliyor.

OPEC+ kararı ile yönünü bir kez daha yukarı çeviren petrol de enflasyon konusundaki endişeleri körüklüyor. Aslında ABD tarafında resesyon modellemesi çok daha detaylı analizler sayesinde daha kolay.

Kısa vadeli tahvil faizleri uzun vadelilerin üzerine geldiğinde, yani getiri eğrisi aşağı yönde bir eğim aldığında bono piyasası 12-18 ay içinde resesyon kapıda sinyalini verir, bu uyarının da işaret ettiği dönem 2023 sonu benzer biçimde. Haftalık işsizlik maaşı başvurularının dip seviyesinden yaşanan 50 bin kişilik belirgin bir artış da bu doğrultuda bir sinyal üretmişti.

Resesyon için daha geç bir öncü gösterge olarak kabul edilen istihdam piyasasında ise takip edildiği gibi anlamlı bir bozulma yok, toplam çalışan sayısı pandemi öncesinin üzerine çıkmış durumda ve açık olan iş pozisyonu sayısı ile aktif olarak iş arayan insan sayısı arasında anlamlı bir fark yok.

Sözlü iletişimi bölge Fed başkanları üzerinden yürüten ve deneyimli politikacı eski hazine bakanı Summers gibi kontrollü mesajlar ile beklenti yönetimini sürdüren ABD için mayıs toplantısında son bir faiz artırımı ve sonrasında kenara çekilme ihtimali giderek artıyor.

Enflasyon tam olarak kontrol altına alınmadan faiz artırmaları durdurulursa ne olur? Risk iştahı artışı ile beraber dolar bazında kote edilen başta değerli metaller olmak üzere emtia grubunda yükseliş, gelişen piyasalara ve hisse senetlerine yeni bir talep dalgası ilk akla gelenler. Türkiye olarak biz bu durumdan hak ettiğimiz payı alır mıyız, ondan da gelecek haftalarda bahsedelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomide yol ayrımı 25 Ekim 2024
Yılın son baharında 11 Ekim 2024