RENKK gelsin…

Erkin IŞIK
Erkin IŞIK GLOKAL EKONOMİ [email protected]

Ekonomik analizlerde sağ­lıklı ve doğru ölçümler ya­pabilmek, özellikle dalga­lı dönemlerde oldukça zor. Bankacılık sektöründe kre­di kullanım eğilimlerini an­lamak, ekonomik aktivite­nin seyrini izlemek açısın­dan kritik bir öneme sahip.

Ancak döviz kuru ve enf­lasyon gibi makroekono­mik değişkenlerdeki büyük dalgalanmalar, nominal bü­yüklükler üzerinden yapılan analizleri yanıltıcı hale getiri­yor. İşte tam bu noktada, değerli iş arkadaşım Deniz Çiçek tara­fından geliştirilen Reel Net Kre­di Kullanımı (RENKK) endeksi devreye giriyor.

RENKK endeksi, kredi kulla­nımındaki reel değişimleri ölç­mek için özel olarak tasarlanmış bir gösterge. Stok olarak açıkla­nan kredi verisini, haftalık kul­lanım tutarlarını hesaplayarak, ekonomideki kısa vadeli reel ci­ro ve harcamalar ile daha ilişkili olabilecek bir göstergeye dönüş­türüyor.

RENKK Endeksi nasıl nesaplanıyor?

RENKK’in hesaplama yöntemi üç temel aşamadan oluşuyor:

1Döviz Kurunun Etkisinin Arındırılması: Yabancı para (YP) krediler, ABD ve Türkiye fi­yat endeksleri kullanılarak satın alma gücü paritesine göre düzel­tilmiş döviz kuruna çevriliyor. Bu yöntem, döviz kurlarındaki ani dalgalanmaların kredi stokuna olan etkisini ortadan kaldırıyor.

2 Net Kredi Kullanımı: Kur etkisinden arındırılmış top­lam kredi büyüklüğündeki hafta­lık değişimler hesaplanarak yeni kredilerin net tutarı bulunuyor.

3 Enflasyon Düzeltmesi ve Normalizasyon: Bu net kre­di kullanımı, bir fiyat endeksi­ne (ÜFE veya TÜFE) bölünerek enflasyondan arındırılıyor. Son­rasında, elde edilen veri serisi uzun dönemli trendden ayrıştırı­larak normalize ediliyor. Bu saye­de, dönemsel etkilerle aşırı dal­galanmaların analiz üzerindeki etkisi minimize ediliyor.

RENKK, reel kredi kullanımını tarihsel trendlerle karşılaştırma imkânı sunuyor. Pozitif değer­ler, reel kredi kullanımının ta­rihsel ortalama büyüme hızı­nın üzerinde olduğunu; nega­tif değerler ise bunun altında kaldığını gösteriyor. (Hesap­lamanın ayrıntıları için link: https://www.qnb.com.tr/me­dium/document-file-4151.vsf )

Özellikle 2018-2019’da­ki sert yavaşlamanın bariz ola­rak görüldüğü dönemlerdeki gi­bi değil de son dönemdeki gibi oldukça kademeli bir yavaşla­manın olduğu dönemde ‘ince öl­çüm’ yapabilmek için bu göster­genin çok faydalı olduğunu dü­şünüyorum.

Kademeli yavaşlama devam ediyor

2018 yılında enflasyonun %25.2’ye çıkmasıyla parasal koşullar, faiz artışları ile belir­gin bir şekilde sıkılaştırılmıştı. O dönemde yaşanan sert kredi yavaşlamasını yansıtır şekilde, RENKK tarihsel ortalamanın 1.5 standart sapma altına geri­lemişti. Böylesi bir kredi daral­masının ardından GSYH, 2018 yılının üçüncü çeyreğinde %1.6, ardından son çeyrekte %3.2 çey­reklik düşüş göstermişti. Bunun etkisiyle işsizlik oranı Temmuz 2018’deki %10.8’den, Ağustos 2019’da %14.1’e kadar çıktı. An­cak bu sayede yıllık enflasyon, 2019 sonunda %11.8 ile TCM­B’nin Ekim 2018 Enflasyon Ra­poru’nda tahmin ettiği (hedef­lediği) %15.2’nin de altında ger­çekleşmişti.

Bu yıl ise RENKK, Haziran ayına kadar tarihsel ortalama­nın üzerinde kalmaya devam et­ti. Sonrasında kademeli yavaş­lama gözlenirken, bu durumun Ekim ayından itibaren belirgin­leştiği görülmektedir. Ancak son veri olan 29 Kasım itibarıyla artış hızı, tarihsel ortalamanın ancak 0.5 standart sapma altın­dadır. Bu da GSYH büyümesin­de ikinci ve üçüncü çeyreklerde yalnızca %0.2’lik çok sınırlı bir daralmayı beraberinde getirmiş, işsizlik oranı ise tarihsel düşük seviyelerde seyretmeye devam etmiştir. Yani ekonomik yavaş­lama çok daha kademeli bir şe­kilde gerçekleşmektedir.

Bunun etkisiyle enflasyon üze­rinde de olumlu etkiler gözlen­meye başlamıştır. Geçen hafta incelediğim gibi, Ekim-Kasım enflasyon eğiliminde üçüncü çeyreğe göre bir düşüş gözlen­mektedir. Aralık ayına ilişkin ilk fiyat gözlemlerimizde de olum­lu görünümün korunduğunu izli­yoruz. Gıda fiyatlarındaki önceki iki aydaki sert artışın bu ay belir­gin şekilde yavaşlaması, enflas­yondaki düşüşün daha görünür olmasını sağlayacaktır.

Ölçülü indirime izin var devamı RENKK’e bağlı

Daha önce de söylediğim gi­bi, bu durum, enflasyon hedefi­nin de yukarı revize edilmesinin etkisiyle Aralık ayında kademe­li faiz indirimine başlamaya izin vermektedir. Sonrasında ise yine RENKK’i izliyor olacağız. Burada tekrar bir güçlenme gözlemler­sek, faiz indirimlerine erken ara vermek gerekebilir.

Kredi kullanımındaki yavaş görünümün devam etmesi için TCMB’nin TL’deki %2’lik aylık büyüme hedeflerini de gözden geçirmesi gerekebilir. Aylık orta­lama enflasyonun %3.5 olduğu bu yılın ilk yarısında, böylesi bir oran reel kredi kullanımı açısından kı­sıtlayıcı olurken, enflasyon eği­liminin %2.5’e gerilediği ve daha da düşmesinin beklendiği mevcut durumda, bu oran o kadar kısıtla­yıcı değildir. Bu nedenle, aylık bü­yümenin aşağı yönlü revize edil­mesi uygun olacaktır. Bunun ya­nında, döviz kredilerindeki dolar bazında %1.5’lik büyüme sınırı­nın da bir miktar aşağı çekilmesi, hem kur riskinin kontrol altında tutulması hem de kredi büyüme­sindeki yavaşlamanın sürdürül­mesi açısından olumlu olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar