Rekabetin dönüşümü

İskender ADA
İskender ADA [email protected]

Son yıllarda ülkemizdeki finans sektöründeki rekabeti derinden etkileyen en önemi gelişme nedir diye sorarsanız size “Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Düzenlemeler” olduğunu söylerim. Rakamlara baktığımızda çarpıcı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bankalar açısından yönetmeliğin yürürlüğe girdiği Mayıs 2021’den Ocak 2024’e kadar toplam 29 milyonun üzerinde başvuru olmuş.

Şu anda başarılı deneyim oranı yüzde 50 seviyesine gelmiş durumda. Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, Ocak 2023 ile Ocak 2024 arasında bu teknoloji sayesinde sadece bankacılık sektöründe 7 milyon hesap açılmış. Elbette bu teknolojiden sadece bankalar faydalanmıyor. Bankaların iştiraki olan borsa aracı kurumları da hem emir iletimine aracılık yetkisi hem de üçüncü finansal taraflara güven ilkesi kapsamında bu pastadan payını alıyor. Bağımsız aracı kurumların da bu teknolojiye yatırım yaptığını ve uzaktan müşteri edinimi sayesinde müşteri sayılarını artırdığını biliyoruz.

Henüz Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından böyle bir istatistik paylaşılmıyor. Yeri gelmişken naçizane önerim bu verilerin banka iştiraki olanlar, emir iletimine aracılık edenler, tamamen kendi kaynakları ile müşteri edinenler gibi bir detayla yayınlanmasıdır. Her aracı kurum müşteri hesaplarını Merkezi Kayıt Kuruluşu’na (MKK) bildirirken tek bir parametre ekleyerek bu önerim hayata geçirilebilir.

Sektör büyürken çalışan sayıları ne durumda?

 Sektörün gelişimini sermaye piyasaları açısından ele alalım. Uzaktan müşteri ediniminin yürürlüğe girdiği Mayıs 2021’de hisse senedi yatırımcı sayısı 2.5 milyon seviyesindeydi. MKK verilerine göre bu sayı şu anda 8 milyonu aşmış durumda.

Elbette burada sadece teknoloji değil piyasa dinamikleri, halka arzlar, kripto varlıkların etkisi gibi birçok etken var. Sektöre olan ilgi sayesinde benzer bir gelişimi portföy yönetimi sektöründe de görüyoruz. TSPB’nin yayınladığı verilere göre 2015 yılında 647 adet yatırım fonu bulunuyor. 2023 Eylül sonu itibariyle ise bu rakam 2 bin 91’e ulaşmış.

Aynı dönemde portföy yönetim şirketlerinden bireysel portföy yönetimi hizmeti alan varlıklı müşterilerin sayısı ise 2 bin 41’den 10 bin 611’e çıkmış. Çalışan sayılarına baktığımızda ise sektör hacmi, fon ve müşteri sayılarından farklı bir büyüme görüyoruz. Az önce büyüklüklerini paylaştığım tüm yatırım fonlarını ve bireysel portföyleri sadece 348 kişi yönetiyor. 2015’ten itibaren sektör yüzde 373 büyürken çalışan sayısı sadece yüzde 67 artmış. Daha çarpıcı bir rakam da aracı kurumlarda bulunuyor.

8 milyon hisse senedi yatırımcısına karşılık aracı kurumların Şube, Acente, İrtibat Bürosu çalışan sayısı eylül sonu itibariyle sadece 2 bin 664 kişi. Herkes işi gücü bıraksa, muhasebe, idari işler, insan kaynakları dahil tüm personel yatırımcılara hizmet vermeye kalksa bile toplam 7 bin 302 kişiden bahsediyoruz.

Maliyet rekabetinden deneyim rekabetine

 Tüm bunların etkisiyle burada söylemek istediğim şey az sayıda çalışanla, bu kadar müşteriyi elde tutmanın ve yeni müşteri kazanmanın yegâne yolunun teknolojik unsurlar olduğudur. Bankaların kredi ve mevduat oranlarının neredeyse yeknesak hale geldiği, para transfer ve ödemelerin ücretsiz olduğu, aracı kurumların sıfır komisyon uyguladığı bir ortamda, ancak müşteriye yeni deneyim alanları oluşturanların kazanacağı bir dünyadayız.

Bu yüzden finans sektöründe teknoloji yatırımları hızlanıyor. Mobil uygulamaların hepsi birer “süper app”e dönüşmeye başlıyor. Yapay zekâ ile hem operasyonel verimliliğe hem de müşteri deneyimine dokunan adımlar atılıyor. Hiper kişiselleştirilmiş finansal deneyime doğru koşar adım ilerliyoruz. Bu deneyim içinde, yine yapay zekanın odak noktası olduğu portföy yönetimi uygulamalarının ön plana çıkacağını düşünüyorum. Güzel bir gelecek için…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
D.O.G.E. 11 Kasım 2024
Net sıfır 04 Kasım 2024
New York'ta sonbahar 23 Eylül 2024