Rekabet gücünü oluşturmak…

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]


Rekabet gücünün oluşturulmasıyla ilgili olarak ara sıra bir şeyler yazmaya çalışırız. Bununla ilgili olarak çıkan haberler de doğal olarak hemen ilgimizi çeker.

Dün (21 Mayıs Pazartesi) yayınlanan gazetemizde, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Mehmet Dudaroğlu ile yapılan bir söyleşi yayınlandı. Söylediklerinin hepsi önemli amma rekabetçilik penceresinden baktığınızda, " yurtdışında marka satın almaktan daha öndeyiz " ifadesi bizim için en çarpıcı olanıydı. Yakından tanıdığımız otomotiv yan sanayiinin önemini ve gücünü çok iyi biliyoruz. Yıllar yılı bu sektörde kalitesiz ve sadece fiyata odaklı üretim yapanların sektöre ve ülkeye verdikleri zararları tartışma ortamına taşımışızdır. Şimdi ise Sayın Dudaroğlu'nun ifadelerinde, Türk taşıt araçları yan sanayicilerinin, aranan tedarikçiler olarak Çin'e bile ürün satmaya başladıklarını görmek bizleri oldukça mutlu ediyor.

Bazı ihracatçı arkadaşlarımız " birkaç kişinin Çin'e mal satması büyütülmesin " diye eleştiri oklarını bu ifadelere yöneltebilirler. Kuşkusuz Çin ürünlerinin, özellikle fiyat odaklı pazarlar ve alıcılar için önemini ve rekabet edebilirliğini yadsımak mümkün değildir. Ancak görünen resim o ki Çin gibi bir rakibin pazarına bile kalite ve itibar ile girilebiliyor. Sohbetimizin başlığını oluştururken aklımızdan geçenler bunlardı.

Öte yandan, her zaman karşı çıktığımız ve maalesef ihracat için imalat yaptırdığımız bazı üretici arkadaşlarımızla bizi karşı karşıya getiren " idare eder"  mantığının, bizleri rekabet gücü yaratmaktan ne kadar uzağa attığının hâlâ farkına varamayan üreticilerimiz olduğunu kabul etmemiz de gerekiyor. 

İşte burada Çin pazarına mal verebilen veya oraya kendi ürününü satan üreticilere tedarikçi olmaya davet edilen Türk üreticilerinin farkı ortaya çıkıyor. " İdare eder" veya "bu kadar olur" mantığının, rekabet gücü oluşturamayacağını veya tesadüfen de olsa, bir nebze oluşan rekabet gücümüzü nasıl yerle bir edeceğini görüyoruz.

Rekabet gücü yaratabilmenin en önde gelen kuralı, hedef pazarımızın ne istediğini anlamak ve işletmemizi ona göre konumlandırmaktır. Bizde kalite denilince hemen en iyisi akla geliyor. Unutmayalım ki Ferrari de araba yapıyor, Mercedes de. Bir yanda bunlar varsa öte yanda Dacia, Tata ve benzeri markaların, daha düşük gelir seviyesindeki kesimlerin taleplerini karşılamak için ürettikleri ürünleri var. Önemli olan müşterinin aradığı kaliteyi tutturabilmek ve belki de daha önemlisi, tutturulan bu kaliteyi sürdürebilmek. Eğer bunları başarabilirsek, TAYSAD sanayicilerinin bazılarına olduğu gibi, bizlerin de başına güzel şeyler gelebilir. Başka bir ifade ile sürdürülebilir ve talep edilen kalitede yapacağımız üretim bizi maliyet açısından da uygun seviyelere çekecektir.

Gerek kalite ve gerekse maliyet açısından rekabet gücümüzü oluşturabilmek ve bu gücü sürdürülebilir kılmak için, kendi içimizde sürekli bir arayış içerisinde olmamız gerektiğini de vurgulamamız gerekir. Küçük işletmelerimiz Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarından niye korkar veya uzak durur ve daha kötüsü, Ar-Ge yapmayı gereksiz masraf kapısı olarak görür, anlamak mümkün değildir. Önemli olan araştırma ve geliştirme yapmak için dünyanın parasını harcamak değil amma bu işe kafa yormak olduğunu kabul etmektir. Zaten nerdeyse tüm işletmelerimiz günlük hayatlarında bir dolu Ar-Ge işine imza atıyorlar amma onun Ar-Ge çalışması olduğunu bilmeden yapıyorlar. Sonucunda da istedikleri, aradıkları veya sorunlarını çözecek sonuçları elde ediyorlar.

Ar-Ge sadece yeni bir ürün üretmek değil ki " biz onu nasıl yapacağız " korkusu ile yaklaşalım.

Üretim sorunlarının çözümleri, maliyet düşürücü yöntemlerin bulunması, ürünün yeni pazarlara uyarlanması gibi daha da uzatabileceğimiz bir listenin içerisine koyabileceğimiz birçok kavram Ar-Ge olabilir ve zaten KOBİ'lerimiz bunu devamlı yapıyorlar. Önemli olan ise bunu sistematik ve planlı bir biçimde yapabilmektir.

Çocuk yetiştiren ailelerde duyduğum ve beni en çok sinirlendiren söz " başımıza yeni icat çıkarma " sözleridir. Bırakın yeni bir şeyler yapılsın ve bizler de başkalarının yaptığı yeniliklere muhtaç kalmayalım.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019