Reformist Başbakan… Net hata noksan…
Son yıllarda, en az cari açık kadar, cari açığı etkileyen ‘net hata noksan’ kalemini de konuşmaya başladık…
★ ★ ★
1975-1985 yılları arasında, toplamda 20 milyar dolara yakın cari açık vermişiz… 1985-1995 yılları arasında, toplamda 15 milyar dolara yakın cari açık vermişiz…
1995-2002 yılları arasında, toplamda 13 milyar dolara yakın cari açık vermişiz…
2002-2015 yılları arasında, toplamda 500 milyar dolara yakın cari açık vermişiz…
★ ★ ★
Yani son 40 yılın toplamında, yaklaşık 550 milyar dolarlık cari açığa ulaşmışız…
★ ★ ★
2015 yılı ikinci çeyrek sonu dış borç rakamları gösteriyor ki, bu açığın yaklaşık 405 milyar dolarını dışarıdan borçlanarak kapatmışız… Dış borcun 115.8 milyar dolarlık bölümünü kamu, 287.5 milyar dolarlık bölümünü ise özel sektör tarafından yapmışız…
★ ★ ★
Soru… Ödemeler Dengesi için, aradaki 145 milyar dolarlık açığı nasıl kapatmışız?!
★ ★ ★
Öyle ya!
Çok konuştuğumuz ve güvenmediğimiz ‘net hata noksan’ kalemi dahi, cari denge hesaplamasının içindeyken…
Ve sadece 2015 yılında ‘net hata noksan’ kaleminden gelen rakam, cari dengeye 11 milyar dolarlık olumlu katkı yapmışken…
★ ★ ★
Yanıt: İki ana kalem öne çıkıyor…
Yurtdışında yaşayan 5 milyona yakın vatandaşın ve 37 milyonu aşan yabancı turistin cebinde getirdiği ‘kontrolsüz’ dövizler…
Ve kayıt dışı üretim ile ticaret…
★ ★ ★
145 milyar dolarlık farkı kapatarak Ödemeler Dengesi’ni sağlayan bu kalemlerin, kayıt altında olmayan ‘yastık altı tasarrufu’ hangi seviyeye çıkarttığı ise muamma!
★ ★ ★
Cari açık rakamları dışında, yine dün gelen ‘şaşırtıcı’ büyüme oranı, seçim dönemlerinin ve dış konjonktürdeki belirsizliğe ‘rağmen’ tüketimdeki artışı ve yine bu belirsizlikler nedeniyle yatırımlardaki azalışı gösteriyor…
★ ★ ★
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun reformlar ve hükümetin yol haritasına yönelik dün yaptığı açıklamalar, kısa dönemde tüketimin daha da artacağını kanıtlıyor…
Ücretlerdeki artışlardan kaynaklanacak tüketim artışının dolaylı olarak üretimi ve yatırımları olumlu etkileyeceği bekleniyor…
Ama…
Ücret artışlarının, yatırımcıyı özelde, piyasaları ise genelde ‘bütçe açığı’ verileceği yönünde ‘karamsarlığa’ düşürdüğü / düşüreceği yeterince hesaplanmıyor…
Yatırım eksiğimizi kapatmak için, Başbakan Davutoğlu’nun söylediği gibi adaletten eğitime, faizden döviz kuruna, ücretlerden çalışma esnekliğine kadar birçok parametre tarafından desteklenecek ‘yatırım iklimi’ni oluşturmak gerekiyor…
★ ★ ★
O iklim, kayıt altında olmayan ‘yastık altı tasarruf’u, kayıt altına aldıracak ve tasarruf ve sermaye sıkıntısı nedeniyle yapamadığımız araştırma, geliştirme, üretim yatırımlarını daha düşük maliyetle yapmamıza vesile olacaktır.
Önüne piyangodan engel/maliyet çıkmayacağı/çıkarılmayacağını bilen ve kendini güvende hisseden yatırımcının, yine parasını güvende hisseden iç tasarruf sahipleri aracılığı ile yapacağı yatırımların cari açığa, büyümeye ve dış borca olacak olumlu katkısı, yabancıların Türk ekonomisine bakışını da olumlu etkileyecek, dış yatırımları geometrik olarak artmasını sağlayacaktır.