Reformda reform
Neden yazıma bu başlığı attığımı söyleyeyim. Artık kamuoyunun da beklentisi reformların tam anlamı ile tanımına uygun olması yönünde. Zira reform, kelime anlamı olarak, hem düzenleme hem de “gelişim” anlamını taşıdığından; piyasalar sadece düzenleme değil, mutlak surette büyümeyi ve rahatlamayı da beraberinde getirecek gelişime yönelik aksiyonları merakla beklemekte.
Geçtiğimiz gün Türkiye, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yerel seçimler sonrası ilk önemli açıklama olarak kabul edilen, Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıklamalarına kilitlendi. Reform paketine dair başlıkları kısa bir özet ile değerlendirmemizin yararlı olacağı görüşündeyim. Diğer yandan dün açıklanan son 12 aylık cari açığın yılın en düşük seviyesine ulaşmış olması, elbette sevindirici. Ama kabul etmek gerekir ki ekonomide iyileştirme yapılması gereken pek çok konunun varlığı, bu sevinçleri buruk hale getiriyor. Eminim Sayın Bakan ve ekibi de bunu sağlamaya gayret ediyor, iş dünyasından olumlu görüş beyan edenlerin sayısı daha fazla görünüyor, özellikle sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin ilk açıklamaları reformun olumlu olduğu yönünde.
Reform paketi; bankacılık, sigortacılık sektörü, reel sektör, vergi, bütçe disiplini, enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme ve istihdam olmak üzere birçok farklı başlık üzerine oturtulmuş ve bu alanlarda atılması gereken adımları belirlemiş durumda.
Finansal reformlarla ilgili hedef, bankacılık kesiminin sermayesinin ve aktif kalitesinin güçlendirilmesine yönelik. Kamu bankalarına verilecek 28 milyar TL tutarındaki Devlet İç Borçlanma senedinin bankaların fonlama imkanını arttıracağı düşünülürken, özel sektör bankalarında ise sermaye artırımı ve temettü kısıtlaması yoluyla kaynak yaratma imkanı oluşturulacağı düşünülmekte. Önemli bir yenilik inşaat ve enerji sektöründe yoğun olan sorunlu kredilerle ilgili çözümün sermaye piyasası ürünleri olan Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Enerji Girişim Sermayesi Fonu oluşturulması yoluyla ulusal ve uluslararası yatırımcıların iştiraki olacak bilanço dışı fonlara devredilmek istenmesidir. Bu düzenlemenin banka bilançolarını rahatlatırken sermaye piyasalarına da katkı sağlaması beklenilebilir.
Öte yandan, hali hazırda bankacılık sektöründe 500 milyon TL olan risk rakamı 100 milyon TL ve üzeri olarak revize edilmiş ve bu şirketlerin tekrar kredi kullanabilmesi denetim şirketleri tarafından hazırlanacak borç ödeme kapasitesi, likidite riski, kur riskini içeren bir rapor hazırlatmaları ve bankalara sunmalarıyla mümkün olabilecektir. Yine reform paketine göre emeklilik sistemi ile ilgili düzenlemelere devam edilecektir. Sistemde biriken fonların sermaye piyasaları üzerinden reel sektöre aktarılması için düzenlemeler yapılacak, sigortacılık sistemi önemli bir finansman kaynağı haline getirilmeye çalışılacaktır. Sanayide yerlileştirme ve orta-yüksek, yüksek teknolojili ürünlere yönelik stratejileri hayata geçirecek bir programın açıklanacak olması önemli. Tarımın ve hayvancılığın geliştirilmesi ile ilgili olarak atılacak adımların hayata geçirilmesi enflasyonla mücadelede önemli adım olarak nitelendirilmekte.
Bakan Albayrak’ın Yeni Ekonomi Programı (YEP) kapsamında açıkladığı reform paketindeki vergisel düzenlemelerde ise esasen istisna ve muafiyetler azaltılıp kurumlar vergisinde kademeli olarak azaltılmaya gidileceği şeklinde açıklama yapılmış olup, ileride nasıl bir düzenleme olacağını ilgiyle takip ediyor olacağız.
Türkiye’nin stratejik konum avantajı kullanılarak bölgesel lojistik üs haline getirilmesi konusunda atılacak adımları da yine sıkı takip etmek durumundayız, zira bu da son derece önemli bir konu.
Açıklanan diğer başlıklardan önemli gördüklerimi maddeler halinde aşağıda sıralamak isterim :
• Özel bankaların sermaye ve öz kaynak yapılarının güçlendirilmesine devam edilecek, temettü dağıtımı ve yöneticilere yapılacak nakdi prim ödemesi sınırlandırılacak.
• Borç yeniden yapılandırılması ve icra-iflas işlemlerinin daha hızlı ve etkin hale gelmesi için yeni bir yasal ve kurumsal çerçeve oluşturulacak.
• Enerji ve inşaat gibi sorunlu kredilerin bulunduğu iki sektörde Enerji Girişim Sermayesi ve Gayrimenkul Yatırım Fonu kurularak sorunlu varlıkların banka bilançolarının dışına çıkarılması sağlanacak.
• Kıdem Tazminatı Fonu ile BES'in entegrasyonu sağlanacak: Bu sistemle birlikte Kıdem Tazminatı Reformu yapılacak, çalışanlardan olduğu gibi işverenden de yapılacak kesintiler BES ile entegre Kıdem Tazminatı Fonu'nda toplanacak.
• Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu'nun (SDDK) faaliyete başlaması hedeflenmekte.
• İhracat ve üretim odaklı kredi arzı sağlanacak.
• Gelir artırıcı adımlar anlamında yüksek gelirin daha adil vergilendirilmesi, hiç vergilendirilmemiş alanlara öncelik verilmesi sağlanacak.
• Beyannameyi yaygınlaştırarak dolaylı vergileri azaltıp dolaysız vergileri artırarak verginin daha tabana yayılması amaçlanacak, istihdam oluşturma hedefiyle adımlar atılacak.
• Sürdürülebilir büyüme ve istihdama devam edilecek.
• İhracata dayalı ve yüksek katma değerli teknolojik üretimi amaçlayan bir ekonomi tesis edilmesi amaçlanıyor. İhracat-Üretim stratejik planlamasında 7 stratejik sektör enerji, maden, petrokimya, ilaç, turizm, otomotiv ve bilişim yönlendirilmesi daha etkin kılınacak.
• İhracat master planı yapılacak. Ticaret Bakanlığı Ağustos ayında açıklayacağı planla ihracatın artırılması için bir strateji açıklayacak. Hedef ürün ve pazarlara odaklanılacak.
• Turizm master planı yapılacak. Plan en geç Eylül ayında açıklanacak, ülke ve destinasyon çeşitliliği ve turist başına düşen geliri arttırarak 4 yıl içinde 70 milyon turist 70 milyar dolar turizm geliri hedefleniyor. Turizm Geliştirme Fonu ile tanıtımlar daha iyi yapılacak ve bölgesel olarak stratejik anlamda hedeflemeler yapılacak.
Maddeleri incelediğimizde, her birinin önemli bir “temenni” niteliğinde olduğunu görmek mümkün... Bu maddelerin somut aksiyon planlarını gördüğümüz ve uygulamaya geçtiğine şahit olduğumuz takdirde adını reform olarak koyabileceğiz. Dikkat ederseniz, bazı başlıklar kısa vadeli ekonomik darboğazı aşmaya yararken, bazıları ise uzun vadeli programlara yönelik. Lojistik master plan, ihracat master plan, turizm master plan, tarım sektöründeki iyileştirmeler, çok uzun zamandır üzerinde yoğunlaşılmaya çalışılan ve hep gündemimizde kalması gereken temel konular. Umuyor ve diliyorum ki, her birisinde gerçek manada reform hareketlerine en kısa sürede ulaşıyor oluruz.