Reform neler getiriyor, neler götürüyor?
Cuma günü, Sosyal Güvenlik Reformu'nu ayrıntılı olarak ele alan bir yazı yazmıştık. Bugün reformun eksiklerini, yanlışlarını ve doğrularını yazmaya devam ediyoruz. REFORMDA DOĞRULAR -2 Evlilik ve çeyiz yardımı eşitleniyor Halen, evlendikleri takdirde SSK'da sadece kız çocuklara 24 aylıkları, Emekli Sandığı'ndan dul ve yetim aylığı alan eş ve kız çocukları ile memurun anasına da 12 aylıkları tutarında "Evlenme İkramiyesi (Çeyiz Parası)" veriliyor. Bağ-Kur'da takdirde "Evlenme İkramiyesi (Çeyiz Parası)" uygulaması yok. Sosyal Güvenlik Reformu ile kadın-erkek ayrımı olmaksızın dul eşler ile kız çocuklarına 'Evlilik ve Çeyiz Yardımı' alabilecek. İşçi, memur, Bağ-Kur'lu ayrımı olmaksızın, kurumdan gelir veya aylık almakta iken evlenen (erkek veya kadın) eşler ile kız çocuklarına 12 aylık aylıkları tutarında evlilik ve çeyiz yardımı alabilecek. Memurun anasına verilen çeyiz yardımı ise sona erdirilecek. SSK'lı yetim kız çocuklar açısından kayıp olmakla birlikte, özellikle Bağ-Kur'lu dul ve yetim kızlarla SSK'lı dul eşler açısından önemli bir hak getiriliyor. Cenaze yardımı 1 asgari ücret olacak SSK'lı vefat ederse ailesine veya cenazeyi kaldıran kimselere 243 YTL, Bağ-Kur'lu vefat ederse 235 YTL ve memur vefat ederse 918,65 YTL cenaze yardımı veriliyor. Sosyal Güvenlik Reformu ile İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, brüt asgari ücret tutarında (608,40.-YTL) cenaze ödeneği verilecek. Jokeyler sosyal güvenceye kavuşacak Jokey ve antrenörler de 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı sayılacak. Jokey ve antrenörlerin, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde tescil eden kuruluş tarafından kuruma bildirilecek. Kurum bu bildirimden itibaren bir ay içinde tescili yapılan kişilere, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başladığını bildirecek. Dul eşlerin mağduriyeti gideriliyor Sonraki eşinden dolayı 5510 sayılı kanuna göre gelir veya aylığa hak kazanan dul eşe, önceki eşinden gelir veya aylık ödenmeyeceği, ödenmiş bulunan gelir ve aylıkların ise geri alınacağı öngörülmekteydi. Tasarıda bu haksızlık düzeltilmiş. Artık dul eşlerin evlendikten sonra yeniden aylık bağlanmasına hak kazanmaları halinde yüksek aylığı tercih etme hakkı verilecek. İşsizin emeklilik primi İş-Kur'dan 4447 sayılı kanun uyarınca sigortalı sayılanlardan işsizlik sigortasından yararlanacak şekilde işten ayrılanlar, Türkiye İş Kurumu'na süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri, iş sözleşmelerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanırlar. İşsizlik sigortası yasası, işsiz kalan kişiye işsizlik ödeneği dışında bazı ek imkanlar da sağlamaktadır. Buna göre işsizlik sigortasından yararlanmaya hak kazanan kişi işsiz kaldığı süre içindeki tedavilerini yaptırabilecek, yeni bir iş bulması için devletten yardım alacak, meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitiminden yararlanabilecektir. Sosyal Güvenlik Reformu ile getirilen yeni düzenleme ile işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilere, işsizlik ödeneğinin hak edildiği süre içinde emeklilikle ilgili (uzun vadeli sigorta kolları) primleri İş-Kur tarafından ödenecektir. Bu düzenleme son derece iyi niyetli ve olumlu olmakla birlikte, suiistimalleri caydırıcı müeyyidelerin getirilmemesi halinde bunun kayıtdışını tetikleyeceğini düşünüyorum. Geliri olmayanın sağlık primini devlet ödeyecek Harcamaları, taşınır ve taşınmaz malları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, asgari ücretin üçte birinden (202.80 YTL) az olan vatandaşlar genel sağlık sigortalısı olacak ve primlerini devlet ödeyecek. Asgari işçiliğe uzlaşma geliyor İhaleli işlerde "teminat" iadesi, tamamlanmış bina inşaatı işlerinde de "yapı kullanma izin belgesi" alınabilmesi için; işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na prim borcu bulunmadığını gösterir "ilişiksizlik belgesi" almaları gerekmektedir. Yine, devamlı ve mevsimlik işyerlerinde de işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının hesaplanması söz konusu olabilmektedir. Halen yürürlükte olan düzenlemeye göre, asgari işçilik hesabına ilişkin uzlaşma müessesesi yok. Sosyal Güvenlik Reformu ile asgari işçilik matrahı üzerinden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte hesaplanacak sigorta primi ve buna bağlı olarak uygulanacak idari para cezalarında, konuya ilişkin raporun ilgili kurum ünitesine gönderilmesinden önce işverenle uzlaşma yapılabileceği öngörülmüştür. Bugüne kadar ki kurum uygulamasında en çok eleştirilen hususlardan birisi de, uzlaşma sisteminin olmamasıydı. TBMM'de görüşülmeyi bekleyen taslakla ilk defa sosyal güvenlik sistemimize getirilen uzlaşma ile yargı üzerindeki yük azaltılabilecektir. Uzlaşma ile sigorta primlerinde en fazla yüzde 15 oranına kadar indirim yapılabilecektir. Sigorta priminde yapılacak indirim konusunda uzlaşmaya varılması halinde, uygulanacak idari para cezası tutarlarının yüzde 20'si oranında indirim yapılmasında uzlaşılmış sayılacaktır. Uzlaşmaya varılması halinde bu durum tutanakla tespit edilecektir. Burada yer alan yüzde 15 ve 20 oranlarının yetersiz olduğunu ve biraz daha teşvik edici olması gerektiğini düşünüyorum. Ölüm aylığı bağlanma sorunu çözülecek İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü yüzde 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, hak sahiplerine gelir olarak bağlanacaktır. İşverenler üzerindeki SGK'nın rücu baskısı azalacak İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilecek. Bugüne kadar işverenlerin en fazla yakındığı konulardan birisi olan rücu sorunu da çözülmüş olacak. Maluliyet oranı düşürülüyor Sağlık kurullarınca SSK ve Bağ-Kur sigortalılarının maluliyetleri için aranan çalışma gücünün 2/3'ünü kaybetme koşulu, meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60'ını kaybetmesi şeklinde değiştirilerek sigortalıların maluliyet oranları düşürülecek. Bağ-Kur destek primi sorunu çözülecek Reformun ilk halinde en çok yakınılan konulardan birisi olan Bağ-Kur'luların sosyal güvenlik destek primi sorunu çözülüyor. Bunlardan, almakta oldukları aylıklarının yüzde 15'i oranında sosyal güvenlik destek primi kesilecek. Kadınlara doğum borçlanması gelecek Doğum yapan kadınların hem istirahat süresinde hem de ücretsiz izin döneminde emekliliğe ilişkin primleri işverenleri tarafından ödenmediği için, mevcut sistemde doğum yapan kadınlar mağdur olmaktaydı. Reformla birlikte en azından ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri talep tarihindeki prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında kendilerince belirlenen günlük kazancın yüzde 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde sigortalılar veya hak sahipleri tarafından ödenmeleri şartı ile borçlandırılarak, bu süreler sigortalılıklarına sayılacak. 30 günle tedavi gelecek Genel sağlık sigortası ile birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödenmesi halinde tedavi olabilecek. Halen SSK'lılarda 90 gün, Bağ-Kur'lularda ise 4-8 ay olan bu sürenin 30 gün indirilmesi son derece olumludur. Ayrıca, SSK ve Bağ-Kur'da yurtdışı tedavisi için aranan son bir yıl içinde 300 gün prim ödeme koşulu da 30 güne indirilmektedir. 18 yaşından küçüklerin sağlık primini devlet ödeyecek 18 yaşına kadar bütün çocuklar ve gençler, koşulsuz sağlık hizmeti alabilecek. Anne ve babası kayıtdışı yada sigortasız dahi olsa 18 yaşını dolduruncaya kadar başka hiçbir belge istenmeden sadece nüfus cüzdanı ile her türlü sağlık yardımı alabilecekler. REFORMDAKİ EKSİK VE YANLIŞLAR -2 Kayıtdışı istihdama ceza yok Kayıtdışı istihdam ülkemizin karşı karşıya olduğu en büyük sorundur. Çalışanların sosyal güvencelerini engelleyerek vergi ve sigorta primi kaybına yol açtığı gibi, işverenler arasında da haksız rekabete yol açıyor. Sosyal güvenlik sistemimizde kayıtdışı (sigortasız) işçi çalıştırmaya ilişkin herhangi bir cezai müeyyide bulunmamaktadır. Mevzuatta düzenlenen idari para cezaları tamamen prim belgelerinin ve bildirgelerin (işe giriş bildirgesi, işyeri bildirgesi, aylık prim ve hizmet belgesi) verilmemesine ilişkindir. Mevcut prim belgesi verilmemesine yönelik uygulanan idari para cezalarına ek olarak ayrıca kayıtdışı çalıştırıldığı tespit edilen her bir sigortalı ve her bir ay için caydırıcı bir idari para cezası getirilmeli ve tekrarı halinde ceza bir kat artırılmalıdır. Böylece kayıtdışı istihdamla mücadele konusunda önemli bir sistem kurularak işverenlerin prim yükünün azaltılması mümkün olacaktır. Yıpranma payı kalkıyor Bugüne kadar bu haktan faydalandırılan basın ve gazetecilik iş yerlerinde İş ve Basın Kanunu'na göre çalışanlar, hava yolları uçuş personeli, lokomotif makinistleri, infaz koruma memurları, posta dağıtıcıları, TRT'de haber hizmetinde çalışanlar, Devlet Tiyatrosu sanatkarları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın şef ve üyelerinin fiili hizmet süresi zammı hakları kaldırılmaktadır. Ancak, bu hükümlerden bugüne kadar yararlandırılmış olup, 3600 günden az çalışmış olanların bundan sonra fiili hizmet süresi zammından yararlandırılmamaları halinde bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecektir. Zira, 3599 gün bu işlerde çalışmış olanlar artık bu haktan yararlanamamaktadır. Diğer bir deyişle bugüne kadar ödedikleri gün sayıları boşa gitmiş olacaktır. Aylık bağlama oranı düşüyor Halen, SSK'da aylık bağlama oranı, 1999 ve öncesi dönem için 5000 göre yüzde 60 ve 5000 günden sonraki her 240 gün için yüzde 1 zamlı olurken, 2000 yılından itibaren ise sigortalının toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3 600 gününün her 360 günü için yüzde 3.5, sonraki 5 400 günün her 360 günü için yüzde 2 ve daha sonraki her 360 gün için yüzde 1.5 oranlarının toplamıdır. Halen, Emekli Sandığı Kanunu'nda emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıkları, (a) fıkrasına göre tespit edilen rakamların her yıl Bütçe Kanunu'nda tespit edilen katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak tutarın fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlara yüzde 75'i, 25 yıldan az olanlara her tam yıl için yüzde 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için yüzde 1 fazlası üzerinden bağlanır. Halen, Bağ-Kur Kanunu'nda; aylık bağlama oranı, 1999 ve öncesi dönemi için 25 yıla göre yüzde 70 olup, 25 yıldan fazla her yıl için yüzde 1 zamlı iken 2000 ve sonrası için sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için yüzde 3,5, takip eden on beş tam yılın her bir yılı için yüzde 2 ve yirmi beş yıldan fazla her bir tam yıl için yüzde 1,5 oranlarının toplamıdır. Sosyal Güvenlik Reformu ile hem aylık bağlama oranı düşürülüyor, hem de tavan getiriliyor. Mevcut yasalardaki oranlar daha yüksek, hem de memurlarda yüzde 100 işçi ve esnafta tavan sınırlaması yok. Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için yüzde 2 olarak uygulanacak. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı yüzde 90'ı geçemeyecek. Gelişme hızının sadece yüzde 25'i emekli aylığı hesabında dikkate alınacak Halen yürürlükteki mevzuata göre, SSK ve Bağ-Kur'da sigortalının aylık tahsis talebine kadarki döneme ait kazançları, "TÜFE+Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)" formülünden oluşan katsayıya göre güncelleniyor. Yani TÜFE ve gelişme hızının (GH) yüzde 100'ü dikkate alınıyor. Reformla birlikte, emekli aylıkları sadece bir önceki yılın TÜFE'si kadar artacak ama emekli aylığına esas ortalama kazancı belirlerken geçmiş yıl kazançlarını güncellerken GH'nin hepsi değil sadece yüzde 25'i dikkate alınacak olması emekli aylığına esas kazançların eskiye göre daha düşük olacağı anlamına gelmektedir. Öte yandan, güncelleme katsayısının diğer kullanılacağı yer SSK ve Bağ-Kur'lular için reformun yürürlük tarihi için mesela 01.01.2009 günü için geçmiş kaç yıllık çalışmaları olursa olsun herkes için bugünkü sisteme göre belirlenen kısmi emekli aylıklarının, kişinin emekli olacağı güne kadar güncellenmesidir. İşte burada da güncelleme katsayısında GH'nin yüzde 75'inin dikkate alınmaması, kazanılmış haklara dokunmaktadır. Çünkü, eski sisteme göre hesaplanan aylıklar yeni sisteme göre güncellenecektir. Güncellenen aylıklar da GH'nin yüzde 75'i kadar her yıl düşecektir. Mesela 2010 yılı gelişme hızı yüzde 10 olursa, emekli aylıkları o yıl yüzde 7,5 oranında düşecektir. Bu da kazanılmış haklara dokunmaktır, çünkü eski sisteme göre hesaplanan aylıklar yeni sisteme göre güncellenecektir. Reformdan sonra ilk defa çalışamaya başlayanların emeklilik sonrası çalışması kaldırılıyor 5510 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilecektir. Bu düzenleme ile bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaları kaldırılmaktadır.