Reel sektör 2025’e yüksek kur riskiyle giriyor

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Beklenen faiz indirimle­ri sürecinin kur artışla­rını tetikleme olasılığı­na karşılık Türk reel sektörü, bu yılın ilk dokuz ayında rekor düzeyde büyüyen yabancı para net pozisyon açıkları dolayısıy­la, 2025 yılına yüksek boyutta kur riski ile giriyor.

Merkez Bankası’nın son açıkladığı eylül ayı verileri, fi­nans kesimi dışındaki firma­ların (reel sektör), bu yıl ilk dokuz ayda döviz varlıklarını azalıp döviz yükümlülüklerini artırarak açıklarını büyütme şeklinde bir döviz pozisyonu yönetimi uyguladıklarını orta­ya koydu. Buna göre ocak-ey­lül döneminde reel sektör fir­malarının toplam döviz var­lıkları 15 milyar 853,5 milyon dolarlık erime ile 162 milyar 302 milyon dolara gerilerken, döviz yükümlülükleri 37 mil­yar 178 milyon dolar artarak 298 milyar 93 milyon dolara yükseldi.

Böylece reel sektö­rün net döviz pozisyonu açığı dokuz ayda yüzde 64,1 oranın­da 53 milyar 31,5 milyon do­lar büyüyerek 135 milyar 790,9 milyon dolara ulaştı. Reel sek­törün döviz varlıklarının 2023 sonu itibarıyla yüzde 68,3 olan döviz yükümlülüklerini karşı­lama oranı, bu yıl eylül sonun­da yüzde 54,4’e düştü.

Döviz borçları hızla büyüdü

Reel sektörün döviz varlıkla­rındaki erime, tamamen yurt içi ve yurt dışı bankalardaki döviz mevduatlarındaki çözülmeden kaynaklandı. Söz konusu mev­duatların 2023 sonunda 108 milyar 440,5 milyon dolar olan bakiyesi, bu yıl ilk dokuz ayda yüzde 21,2 oranında net 22 mil­yar 973,1 milyon dolar azalarak 85 milyar 467,4 milyon dolara geriledi. Buna karşılık ihracat alacakları yüzde 6,5 artarak 46 milyar 302 milyon dolara, yurt dışı doğrudan sermaye yatırım­ları yüzde 15,3 artışla 28 milyar 375 milyon dolara, portföylerin­deki döviz cinsi menkul kıymet­ler de yüzde 32 artarak 2 milyar 157,6 milyon dolara yükseldi.

Reel sektörün döviz yüküm­lülüklerindeki artış ise kullan­dıkları yabancı para cinsi nakdi kredi borçlarındaki hızlı artış­tan kaynaklandı. Döviz üzerin­den nakdi kredilerin 2023 so­nunda 214 milyar 652 milyon dolar olan bakiyesi, yüzde 18,4 artışla bu yıl eylül sonunda 254 milyar 169 milyon dolara yük­seldi. Buna göre reel sektörün yabancı para kredi hacmi do­kuz ayda net 39 milyar 517 mil­yon büyüdü.

Eylül sonu itibarıyla reel sek­törün nakdi kredi borçlarının 145 milyar 282 milyon dola­rını yurt içi bankalar ile diğer finans kuruluşlarından, 108 milyar 887 milyon dolarını ise yurt dışı bankalardan kullan­dıkları döviz kredileri oluş­turuyor. Nakdi kredi borçla­rında dokuz ayda yaşanan net artışın 39 milyar 517 milyar dolarlık kısmı yurt içi, 4 milyar 565 milyon doları ise yabancı bankalardan kullanılan kredi­lerden kaynaklandı.

Kredilerdeki artışın aksine reel sektör firmalarının itha­lat borçları ise dokuz ayda 2 milyar 339 milyon dolar aza­larak 43 milyar 924 milyon dolara geriledi.

2025’te kur riskini artıran faktörler

Merkez Bankası politika faizi, yeni ekonomi yönetimin iş ba­şına geldiği Haziran 2023’ten itibaren kademeli artışlarla yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye ka­dar yükseltildi ve sekiz aydır bu düzeyde. Bu dönemde aşırı yüksek TL faizin etkisiy­le piyasadaki fonlar ağırlıkla bu alana kayarken, dövize azalan talep kur artışlarını yavaş­lattı, nominal ar­tışı enflasyonun çok altında kalan dövizle borçlan­mak cazip hale geldi.

TL faizlerin ulaştığı rekor düzeyin, eko­nomideki diğer aktörler gibi re­el sektörün varlık-yükümlülük yönetiminde de köklü değişime yol açtığı görülüyor. Reel sek­törün döviz varlıklarının en bü­yük bölümünü oluşturan döviz mevduatlarındaki kayda değer çözülme, yüksek faizin cazibesi ile TL enstrümanlara yönelişe işaret ediyor. Reel olarak gerile­yen kurların da bu kesimi, mali­yeti düşena dövizle borçlanma­ya teşvik ettiği dikkati çekiyor.

Ancak parasal sıkılaştırmanın da etkisiyle üretimde fren ve büyümede özellikle son iki çey­rekte ortaya çıkan yavaşlama, faiz indirimi taleplerini artırdı. İndirim sürecinin önümüzdeki dönemde başlama olasılığı da arttı. Beklenen faiz indirimleri sürecinde dövize talepte artış olasılığı bulunuyor ve bunun da kurları yükselteceği be­lirtiliyor. Bu da yüksek döviz pozisyon açığı dolayısıyla reel sektör için ciddi boyutta kur riski anlamına geliyor.

Kur riski nedir?

Kur riski, döviz kurunda meydana gelen değişmelere bağlı olarak bankalar, diğer finans kurumları ya da finans dışı kişi ve kuruluşların yabancı para varlık ve yükümlülüklerinin ulusal para cinsinden değerinde yaşanacak ani artışlar nedeniyle uğrayabilecekleri zararı ifade ediyor. Yükümlülükleri varlıklarından fazla olan kuruluşlar, döviz pozisyonu açığı veriyor.

Normal dönemlerde taşınabilir hacimdeki döviz pozisyon açıkları, döviz kurunda yüksek oranlı artış dönemlerinde, yüklediği ilave maliyetle taşınamaz hale geliyor.Yüksek kur artışları, döviz açığı fazla olan firmaların bilançolarını bozuyor; kredi bulmalarını zorlaştırıyor, borçlanma maliyetlerini büyütüyor, mali yapılarını sarsıyor.

Kurlarda yukarı yönlü hareket riski olan dönemlere girilirken, ihtiyatlı döviz pozisyon yönetimi uygulamak ve risk yaratan döviz pozisyonu açıklarını kapamak önem kazanıyor. Söz konusu riskler, ekonomideki aktörlere zincirleme yansıyor; ortaya çıkan ilave kur riski maliyeti yüzünden mali yapısı bozulan firmalardan döviz alacağı bulunanlar (örneğin bankalar, ihracatçılar) da tahsil sıkıntısı nedeniyle zarara uğraşabiliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kamuda faiz sarmalı 10 Aralık 2024