Reel kesimin güveni azalma eğiliminde

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Reel kesimin ekonomiye nasıl baktığını, hangi konularda ne gibi beklentiler içinde olduğunu ve özünde neler yaşadığını ortaya koyan Merkez Bankası’nın reel kesim güven endeksi,kasım ayında yılın ikinci en olumsuz döneminin yaşandığını gösteriyor. Reel kesim güven endeksinin, kasım ayında 104.5 düzeyinde gerçekleştiği ve bu endeksin, ocak ayındaki 102.1’den sonraki en düşük düzey olduğu dikkati çekiyor. Endeks, yıl içinde en yüksek düzeye ise 112.5 ile mayıs ayında çıkmıştı. Zaten reel kesim güven endeksi, mayıs ayından buyana küçük dalgalanmalar gösterse de sürekli azalma eğilimi içinde.

Reel kesim güven endeksinin de, tüm güven endeksleri gibi sıfır ile 200 arasında değer alabildiğini, 100’den aşağı olan değerlerin kötümserliğe, 100’ün üstündeki değerlerin iyimserliğe işaret ettiğini belirtelim.

Dolayısıyla reel kesim güven endeksinin 100’ün üstünde bulunmasından ötürü bir karamsarlık durumunun söz konusu olmadığını kabul etmek gerek. Ama, 100 sınırına çok yakın olunduğunu ve dengenin her an değişebileceğini de görmek gerek.

Reel kesim güven endeksinin, 2007 yılının ocak ayından bu yılın kasım ayına kadar geçen yaklaşık yedi yıllık dönemdeki ortalaması da, içinde bulunduğumuz kasım ayındaki düzeyle hemen hemen aynı. Yedi yılın ortalaması 103.4, kasım ayının endeksi ise 104.5; yani fark yalnızca 1 puan. Bu da endekste kayda değer bir değişim sağlanamadığının bir başka göstergesi.

Kur artınca ihracat patlayacak mıydı?

Kur artışı, bir ezberi de bozmaya başladı. En azından bu yapı içinde. İhracat elbette yüksek kuru sever. Ancak, eğer net ihracat çok düşükse, ihracat için yüklü miktarda ithalat yapılıyorsa durum değişiyor. Hatta kurun çok yukarılara gitmesi istenmiyor bile. Zaten ihracatçılar da kurun alıp başını gitmesinden yana olmadıklarını sık sık dile getiriyorlar.

Merkez Bankası’nın reel kesim güven endeksi, gelecek üç aya ilişkin ihracat sipariş miktarına ilişkin endeksin martta 134.9 ile oldukça yüksek bir düzeye çıktığını, sonrasında ise düşüşe geçtiğini gösteriyor. Öyle ki, martta 135’e dayanmış olan gelecek üç aya ilişkin ihracat siparişini gösteren endeks, kasımda 112.5’e kadar gerilemiş durumda. Söz konusu endeks, kasımda ekime göre 7.8 puanlık bir gerileme gösterdi ve son yedi yılın ortalamasının da 4.9 puan altına inildi.

Böylece kur artışının ihracatın artması için tek başına çare olmadığını, olamayacağını görmüş olduk. Bir kez daha vurgulayalım; kur artışı ihracatın artması için “tek başına” çare değil, yoksa hiç işe yaramaz denilemez elbette.

Siparişte yavaşlama var

Reel sektör kasımda yalnızca ihracat siparişi açısından sorun yaşamadı; toplam sipariş miktarında da belirgin bir düşüş olduğu dikkati çekiyor. Gelecek üç aydaki toplam siparişe ilişkin endeks, kasımda ekime göre tam 10.3 puan birden gerileyerek 104.5’e indi. Söz konusu endeks, çok önce değil, daha haziran ayında 124.9 düzeyinde bulunuyordu.

Kasım ayında ekime göre mevcut sipariş miktarında, gelecek üç aya ilişkin üretimde, istihdamda, toplam siparişte, ihracat siparişinde azalma olduğu görülüyor. Genel gidişata ilişkin beklenti de kasımda ekimden daha kötü. Ayrıca mamul mal stok miktarının arttığı ifade ediliyor.

Bu tablo çok açık biçimde reel sektörün ekonomiye güveninin pek rayında gitmediğini gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki, günden güne değişen döviz kuru, 2014’teki seçimler ve hatta 2015 seçimi, siyasi tansiyonun giderek ısınması ve daha da ısınacağının bilinmesi, reel kesimi gerdikçe geriyor. Hoş, bu durum hangi kesimi germiyor ki...

tablo.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar