Reel kesim güven endeksi gibi tüketici güven endeksi de dibe oturdu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Reel kesim güven endeksinin son iki yılın en düşük düzeyine indiğini daha iki gün önce yazdık. Belli ki diplerde gezen yalnızca reel kesimin güveni değil. TÜİK ve Merkez Bankası'nın ortaklaşa oluşturdukları tüketici güven endeksinde durum daha vahim. Tüketici güven endeksi, aralık ayında neredeyse son beş yılın, tam süreyi verirsek 59 ayın en düşük düzeyine indi. Söz konusu endeks, 2010 yılının ocak ayında 66 olarak gerçekleşmişti, bu yıl ise 67.7 düzeyinde kapatıldı.

Tüketici güven endeksinin de 0 ile 200 arasında değer aldığını hatırlatalım. Yani şu durumda tüketici güven endeksi tavan değer olan 200'ün üçte biri düzeyinde bulunuyor. Endeksin hiçbir zaman 200'ü bulacağı beklenmiyor zaten. Ama güven sınırı olan 100'e ulaşılabilmesi için de bugünden sonra yüzde 50'ye yakın artış sağlanması gerekiyor. 

Yani durum hiç parlak değil. Kaldı ki, yön de aşağı. Hani bir çıkış yakalanmış olur, bir ivme kazanılır, bir süre sonra güven noktası olan 100'e çıkılacağı dile getirilebilir. Ama bırakın böyle bir gidişi, son on yılın rakamları ortada, hiçbir zaman güven sınırı olan 100'ü görememişiz ki zaten.

Gidişatın nasıl olduğunu irdelerken bir kıyaslamayı mutlaka yapmak gerekiyor. Tüketici güven endeksinin yıl ortalamasındaki düzeyiyle aralık ayındaki düzey arasındaki makas. 

Bir kere şunu söyleyelim, aralık aylarındaki endeks, hemen hemen tüm yıllarda yıl ortalamasının altında kalıyor. Son on yılda bunun tek istisnası 2010 yılı. 2010'da yıllık ortalama 73.7 olmuş, yıl ise 77.8 düzeyinden kapatılmış. Dengenin böyle oluşmasında, 2010'un ilk aylarındaki tüketici güven endeksinin, 2008 ve 2009'daki krizin etkisiyle düşük gerçekleşmiş olması önemli bir etkendi. Bu yüzden yıl ortalaması düşük kaldı, aralık da ortalamayı aştı. 

2005-2014 döneminde 2010 hariç tüm yıllarda aralık endeksi yıl ortalamasından daha düşük. İşte yıl ortalaması-aralık farkı, bu yıl söz konusu dokuz yılın ikinci en yüksek düzeyine çıkmış durumda. 2008'de, aralık endeksi, ortalamadan tam 8.3 puan daha düşüktü. Çünkü 2008'de kriz yaşanıyordu ve gidişat kötüydü. Söz konusu farka bakınca bu yıl da durum pek parlak görünmüyor. Yıl ortalamasında 72.5 olan tüketici güven endeksi, aralık ayında 67.7 olarak gerçekleşti. Yani 4.8 puanlık bir fark var. 

Aralık ayıyla ortalama kıyaslamasında 12 ayın değil de, ilk 11 ayın ortalamasını almak da bir yöntem elbette. Bu durumda ilk 11 ay ortalamasının 73 olduğunu, bu durumda yıl ortalaması-aralık farkının 5.3 puana ulaştığını belirtelim.

Ne konut, ne otomobil

Tüketici güven endeksini dört soruya verilen yanıtlar oluşturuyor. Ancak bu soruların da detayı var. Biraz onlara bakmak gerekiyor.

Tüketicinin ekonomiye bakışını ortaya koyan ve 0 ile 200 arasında değer alabilen endeksin aralık ayında 67.7 olduğunu belirttik. Ortalama güven düzeyinin 67.7 olduğu bir ayda bazı harcama kalemlerine ilişkin endekslerin çok düşük seyrettiği dikkati çekiyor. Örneğin konut, örneğin otomobil...
Gelecek 12 ayda, yani 2015 yılında konut satın alma ya da inşa ettirme ihtimaline ilişkin endeks 8.4 düzeyinde. 

Yine gelecek 12 ayda otomobil satın alma ihtimaline ilişkin endeks ancak 10.4'e ulaşabilmiş.
Bu değerleri genel endeksle kıyaslarken haksızlık da yapmamak gerek. Konut ve otomobil almaya dönük endeksler zaten yıllar yılı bu düzeylerde seyrediyor. Birkaç yıl önce örneğin 40'larda, 50'lerde oluşan endeksler hiç söz konusu olmadı ki zaten.

                           3-319.jpg

Gelecek 12 ayda tasarruf etme ihtimalini gösteren endeksin de aralık ayında 23 düzeyinde oluştuğunu belirtelim. Bu endeks de uzun yıllardır 25 dolayında salınıyor.

İşte tüketicinin hali, geleceğe bakışı... Bu verilerin hepsi gollük paslar; değerlendirebilene...

Klasik bir Bektaşi fıkrasıdır. Bektaşi'nin önüne iki şişe şarap getirip "Erenler, sen şaraptan anlarsın, bak bakalım hangisi iyi" diye sormuşlar. Birinci şarabın tadına bakan Bektaşi, "Öteki daha iyi" demiş. Bektaşi, "Daha ötekinin tadına bakmadın ki" itirazları yükselince "Bundan kötü olamaz" diyerek son noktayı koymuş. 

Yeni yılın, bu yılı da, öncekileri de aratmayacağını umuduyla. İyi yıllar...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar