Reel faizin görünmeyen yüzü

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

EKO ANALİZ / Alaattin AKTAŞ [email protected] Hazine Müsteşarlığı, reel faizi iç borç stokunu dikkate alarak hesaplıyor. Buna göre, ocakta yüzde 8.31 olan reel faiz şubatta yüzde 8.91'e, martta 9.66'ya çıktı. Bu oranlar, Türkiye gibi risk primi görece yüksek olan bir ülke için hiç de yüksek sayılmaz. Faiz oranlarındaki genel yükselmeye paralel olarak marttan sonra bu yükselme eğiliminin sürdüğünü düşünmek de herhalde yanlış olmaz. Reel faizi çok daha basit yollarla hesaplamak, en azından eğilimi gözlemek de mümkün kuşkusuz. Zaman zaman yaptığımız bir hesaplama var; okuyucularımızdan anımsayanlar olacaktır. Hazine'nin iskontolu ihalelerinde oluşan aylık ortalama faizi, borçlanmanın bir yıl vadeli olduğu varsayımıyla, bir yıl sonrasının enflasyonuyla ve yine borçlanmadan itibaren geçen bir yıllık süredeki dolar değişimiyle kıyaslıyoruz. Hazine geçen yıl ocakta, iskontolu ihalelerde ağırlıklı ortalama yüzde 20.36 faizle borçlandı. Bu faiz, borçlanmanın vadesi bir yıl varsayıldığına göre, bu yıl ocakta ödendi. Yüzde 20.36 faiz işleyen ocak 2007-ocak 2008 döneminde TÜFE artışı yüzde 8.17 oldu. Bu enflasyonun etkisi düşüldüğünde reel faiz yüzde 11.27 olarak gerçekleşti. Aynı hesaplama yöntemine göre, yıllık reel faiz şubatta yüzde 8.94, martta yüzde 9.77, nisanda yüzde 8.61, mayısta ise yüzde 7.29 olarak gerçekleşti. Bu oranlar, reel faizin "görünen" yüzü. Reel faizde, bir de pek görünmeyen, dikkatlerden kaçan oranlar var. Üstelik, bu oranlar hem çok daha yüksek, hem ekonomi için çok yönlü tahribat yapıyor. Yabancılara, getirdikleri dövizler karşılığında ödediğimiz faizden söz ediyoruz. Geçen yıl ocak ayında 1.000 dolar getiren bir yabancı yatırımcı, o ayın ortalama kuru olan 1,4198'den bu dövizini Türk parasına çevirdiğinde eline 1.420 YTL geçti. 1.420 YTL'sini yüzde 20.36 faizle kamu kağıdına yatıran yabancının parası, bir yıl sonra, ocak 2008'de 1.709 YTL'ye ulaştı. 1.709 YTL'yi cebine koyan yabancı, yurtdışına çıkarken bir de baktı ki dolar kuru 1,1704 düzeyine inmiş. 1.709 YTL, 1,1704'lük kurdan dolara çevrilince, yabancı yatırımcının eline 1.460 dolar geçti. Bir başka ifadeyle, 2007 yılının ocak ayında Türkiye'ye getirilip bir yıl boyunca devlet iç borçlanma senedinde tutulan 1.000 dolar, bu yıl ocak ayında 1.460 dolar olarak yurt dışına çıkarılır hale geldi. Yani, Türkiye dolar bazında bir yılda tam yüzde 46 faiz ödemiş oldu. Türk parasının ocaktan sonra biraz değer kazanması sayesinde, dolar bazındaki faiz az da olsa geriledi. Dolara ödenmek durumunda kalınan faiz şubatta yüzde 39, martta yüzde 36, nisanda yüzde 24, mayısta ise yüzde 27 oldu. Bu oranlar, yurtdışındaki getirilerle kıyaslanmayacak kadar büyük ve bu yüzden yabancıların bizi öyle hemen terk edip gideceklerini beklemek hiç de doğru değil. Daha önce de birkaç kez vurguladık; son olarak dün yazdık. Hazine'nin temmuz ve ağustosta çok yüklü geri ödemeleri var ve herkes bu aylar için pozisyon alıyor. Tabii ki yabancılar da. Kurun, bugünlerde biraz yüksek seyretmesi özellikle yabancıların işine çok geliyor. Getirilecek dövizin olabildiğince yüksek bir YTL karşılığı bulması, bu YTL'nin yine olabildiğince artmış bir faizden Hazine kağıdına bağlanması ve bir süre sonra çıkarken müthiş karlar elde edilmesi. Basit, ama etkili ve çok karlı bir senaryo... Enflasyon ve Dolar Değişimine Göre Reel Faiz (%) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs 2007 Faiz 20,36 18,85 19,81 19,10 18,81 2008 Enf. 8,17 9,10 9,15 9,66 10,74 2008 $ Değ. -17,57 -14,53 -12,15 -4,32 -6,36 Reel Faiz(1) 11,27 8,94 9,77 8,61 7,29 Reel Faiz(2) 46,01 39,05 36,38 24,48 26,88 (1) Enflasyona göre (2) Kur artışına göre

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar