Raylı taşımacılık özel sektöre açılırken
TCDD'nın 154 yıldır tekelinde bulunan raylı sistem yolcu ve yük taşımacılığının TCDD'nin altyapısını kullanarak özel sektöre açılması için bir yabancı konsorsiyuma proje yaptırılıyor. Bunun sonucunda 2012 yılında yasal düzenleme ile TCDD'nin tekelinin kırılması gündeme gelecek. Tabii bunun sadece bir başlangıç adımı olarak görülmesi gerekir. Özel sektörün bu alana girmesi için bunun yanında üretim alanları ile limanları bağlayacak altyapıdan başlayarak birçok altyapıya alanda ihtiyaç olacaktır.
Demiryolundaki 154 yıllık yük ve yolcu taşımacılığı tekelini yıkacak "Türk demiryolu reformu" projesinin gelecek yıl hayata geçmesi için TCDD 3 milyon 168 bin euroluk bütçeyle Ecorys Researchand Consulting'e özelleştirme sürecinin danışmanlığı verilmiş durumda. Bu kuruluş AB müktesebatına uygun olarak demiryolu reformu için bir strateji ve eylem planı için çerçeve şartname hazırlayacak. Bu şartname, TCDD altyapısının özel sektöre tahsisi, ücretlendirilmesi, emniyeti ve karşılıklı işletme esaslarını içerecek. Bu hazırlığın tamamlanmasının ardından yasal bir düzenleme ile özel sektörün TCDD altyapısını kullanarak tren işletmeciliği yapması yolcu ve yük taşımacılığına girmesi sağlanacak.
Doğaldır ki bu ancak, bir ilk adımın atılması olarak görülecektir. Deloitte'nin 2010 yılında yaptığı bir araştırma yükün yüzde 90'ının, yolcunun yüzde 95'inin karayolu ile taşındığını ortaya koyuyor. Son dönemde özel havayolu taşımacılığına verilen destekler yolcu taşımacılığında havayolunun karayolu taşımacılığını biraz azalttığı biliniyor. Ama yine de yolcu taşımacılığında da karayolunun bariz hakimiyeti söz konusu. Aynı çalışmaya göre, Türkiye ihracatının yüzde 46'sı deniz yoluyla, yüzde 41.7'si karayoluyla gerçekleşiyor. İthalatta da deniz yolu yüzde 59, karayolu 23.6 paya sahip.
Bu göstergeler TCDD'nin tekelinin kırılıp alt yapısını özel sektöre kullandırmasının tek başına fazla bir anlam taşımadığını, buna paralel olarak yeni adımların atılması gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle yük taşımacılığında entegrasyonun sağlanabilmesi için demiryollarının üretim alanlarına Organize Sanayi Bölgelerine girmeleri gerekiyor. Tabi bu da tek başına yeterli olmayacaktır. Trenlerin girdiği OSB'lerin limanlarla da raylı sistemle bağlanması gerekecektir. Ancak, böyle bir bütünsel bakış özel sektör açısından TCDD'nin tekelinin kırılıp altyapısının özel sektöre kullandırılmasını yük taşımacılığı adına cazip kılabilir. Bu ise son dönemde önemli yatırımlar yapan ve 25 milyar dolarlık yeni altyapı inşası yapacağı söylenen TCDD'nin bu yatırımlarını yaptığı oranda özel sektör için cazip gelebilecektir. Özel sektör yük taşımacılığında üretim alanları ile büyük merkezlerin ve limanların bağlantıları tamamlandıkça, TCDD'nın sunacağı alt yapı hizmetinden yararlanacak projeleri geliştirebilecektir.
Ayrıca yasal düzenlemenin de sorun yaratmayacak şekilde hazırlanması ve 2005 yılında özel sektöre imkan veren ama Danıştay'ca iptal edilen düzenlemenin akıbetine yol vermemelidir.
Biz Cumhuriyet'İn onuncu yılında ülkeyi dört yandan "Demir ağlarla örmeyi" bir övgü ve mutluluk kaynağı olarak ortaya koyduk. Ama daha sonra demiryollarından uzaklaşıp hem yolcu hem yük taşımacılığımızı karayollarında lastikli araçlara yükledik. Bunun sonucunda özellikle petrole çok önemli faturalar ödedik/ ödüyoruz. TCDD'nin 154 yıllık tekelinin kırılması kararı demiryollarımızı geliştirecek yatırımlara yol açacağı gibi, zaman içinde yolcu ve yük taşımacılığımızda yeni imkanlar yaratmasının yanında bu alandaki faturamızın ucuzlamasına da neden olacaktır. Özellikle taşımacılık sektörü de uzun zamandır bu yasanın çıkması ve alt yapının geliştirilmesini beklemektedir. Doğaldır ki yurt içindeki bu entegrasyona dayalı adımı, uluslar arası bağlantıların izlemesi gerekecektir…