Ramazan geldi
Mübarek Ramazan ayı başladı.
Ramazan, "Arabi - Hicri" takvimde 12 aydan birinin
ismidir.
Hicri (Arabi) aylar şunlardır: Muharrem, Safer,
Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir,
Receb, Şaban, Ramazan, Sevval, Zilka'de, Zilhicce.
Ramazan ayı "Arabi / Hicri" takvimindeki 12 ayın
9'uncusudur.
Ay ifade edilirken "Ramazan" kelimesi tek
başına kullanılmaz. Önüne "ay" anlamına gelen bir kelime
eklenerek "Sahr Ramazan" veya "Sehr-i Ramazan" şeklinde
söylenir.
Ramazan kelimesi, "çok ısıtmak", (güneşin kumları ısıtması)
"çok sıcak olmak" (gün) manalarında kullanılan "r - m - z"
kökünden gelir.
Ramazan'ın ay adı olarak kullanılması türlü
şekillerde izah edilir.
Bu ayda oruç tutulduğundan, açlığın
insana verdiği yanma duygusu veya bu ibadet ayında
günahların mahvolup silinmesinden dolayı bu aya "yakma"
manası ile ilgili olarak, "Ramazan" adı verildiği söylenir.
Bu izahlar, bu ayın oruca tahsis edilmesinden sonra, orucun
tesirlerine bakılarak, yapılmış olan yakıştırmalardır.
Arapça kelime, işte bu nedenle yalnız başına kameri
takvimin dokuzuncu ayı manasında kullanılmaz. İşte bu
nedenle sahr "ay" kelimesi ile birlikte "sahr Ramazan"
(Ramazan ayı) denilir.
Ramazan Kur'an'da adı geçen tek aydır. Ramazan
orucunun farz olması bahis konusu olan (Kur'anın Fatiha'dan sonra ikinci suresi olan) Bakara Suresi'nin 185'inci ayetinde şöyle denilmektedir:
"Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve
doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın
indirildiği aydır.
Öyle ise, Ramazan ayını idrak
edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu
olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza
etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.
Bütün bunlar sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu
göstermesine karşılık Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz
içindir."
Bakara Suresi'nin 187'nci ayetinde ise şunlar
buyurulmuştur:
"Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal
kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için
birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi
bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık
(Ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin
için takdir ettiklerini isteyin.
Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için sonra akşama kadar orucu
tamamlayın.
Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah ayetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar."
Kur'an-ı Kerim'de "Ramazan" ve de "oruç"
konularında yer alan buyruklar sadece bunlardır.
Bunlar dışındakiler "hadis"ler yoluyla Müslümanlar'a ulaşan
mesajlardır.
İslam dininde temel kaynak Kur'an'dır. Kur'an
Allah'ın buyruğudur.
Kur'an'dan sonra ikinci kaynak olarak kabul edilen hadisler ise, Hz. Muhammed'in değişik olaylar ve meseleler karşısında müminleri aydınlatmak ve de Kur'an'ın bazı ayetlerini daha açık bir dille anlatmak için söylediği sözler, fiiller ve tasviplerdir.
Ramazan ve Ramazan'da oruç tutmanın fazileti ile ilgili birçok hadis-i şerif vardır.
Bunların bazıları şunlardır:
- Tirmizi'den gelen bir rivayette Hz. Peygamber şöyle
konuşmuştur: "Rabbiniz buyurur ki her iyilik on mislinden
yedi yüz misline kadar mükafat ile karşılanacaktır. Oruç
yalnız benim içindir. Onun karşılığını ben vereceğim. Oruç
cehennem ateşine karşı bir kalkandır."
- Tebarani'nin Ubade B. Samit'ten rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber bir Ramazan ayında şöyle buyurmuştur:
"Ramazan ayı size bir bereket ayı olarak gelmiştir. Allah
Teala bu ayda rahmetiyle sizi kuşatır, bu ayda rahmet
indirir, hataları siler, duaları kabul eder. Allah Teala bu
ayda hayır hususundaki yarışlarınıza bakar ve meleklerine
karşı sizinle iftihar eder. Allah'a karşı hayır ortaya
koyunuz. Çünkü bedbaht kişi, bu ayda Allah'ın rahmetinden
mahrum olan kişidir.
Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın da sevabı cennettir.
Ramazan ayı Allah'ın kullarını gözetme ayıdır, müminin
rızkının artırıldığı aydır...
Bu ayda her kim bir oruçluya iftar verirse günahları mağfiret olur, kendisi de cehennem ateşinden azat olur.
Oruç her şeyden önce Allah Teala'ya itaat ve
ibadettir. Oruç yalnız Allah içindir.
Büyük bir ahlak mektebidir. Sabrı öğretir. İradeyi kuvvetlendirir. Gayreti biler, merhamet ve kardeşlik bağlarını geliştirir. Nefis
ile cihattır. Oruçlu insan zaman zaman fakirlerin
katlandıkları zorluklara tahammül göstererek onlar gibi
yaşar ve onların sıkıntılarını daha iyi kavrar.
Sayın okuyucularımın Ramazan ayını kutlarım.
Bu vesile ile tekrarlamak istiyorum.
Dinin vecibeleri, şekli değil, derunidir. İnsan günahtan kurtulmak için değil, iyi insan olmak için bu vecibelere uymak zorundadır.
Vecibelerin başında insan sevgisi, başkalarına karşı anlayışlı olmak, başkalarına yardımcı olmak gelir.