Rakamların ardındaki tehlikeli eğilimler!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Bu hafta başında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan veriler, geleceğe ilişkin kırılganlık algısının azalmadığına işaret ediyor. Her biri tek başına ve başta büyüyen kaynak sıkıntısı olmak üzere diğer eğilimlerden bağımsız olarak değerlendirildiğinde, daha farklı şeyler söylenebilir fakat yeterince gerçekçi olamaz. 

Şubat ayı işsizlik oranı bir ay öncesine göre yüzde 0,4 oranında gerileyerek yüzde 12,6 düzeyine gerilemiş; fakat bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 1,7 oranında artarak orta vadeli eğilimin olumsuz yönde olmaya devam ettiğini sergilemiş. Yılın ilk çeyrek dönemindeki anketlerin ortalaması olarak açıklanan Şubat ayı işsizlik rakamı, istihdam seferberliği yanı sıra çok yönlü destek ve teşvikler sayesinde ortaya çıkan sonucun tatmin edici olmaktan uzak olduğuna işaret ediyor. Giderek ciddileşen kaynak sıkıntısının da katkısı ile kısa vadedeki olumlu eğilimin kalıcı olma olasılığı azalıyor; iç talep ve büyüme konusunda olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor.

Nisan ayına ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi ise yüzde 2,05 oranında artmış; bu senenin ilk dört ayındaki yukarı yönlü hareket yüzde 9,15 düzeyine tırmanırken yıllık oran yüzde 17,25 oranına sıçramış. Böyle olmasını engellemek adına devreye sokulan çabalar pek bir işe yaramamış ve hatta geri tepmiş! Tüm çabalara rağmen daralması önlenemeyen arz, talebin fiyat elastikiyetinin sıfıra yakın oluşu ve büyüyen kaynak sıkıntısına duyarsızlık, döviz kurlarındaki yükselişin ithal maliyetleri üzerindeki etkileri sonuç üzerinde belirleyici olmaya devam etmiş. Makroekonomik görünüme ilişkin beklentileri olumsuzlaştırmayı sürdürmüş.

İşsizlikteki artış eğilimi kırılamaz ise, hem fiyat ve hem de finansal istikrarı korumak zorlaşır; beklentiler bozulur, güvensizlik derinleşir, belirsizlik ve kırılganlık yönündeki algılar güçlenir. Belli bir işi daha düşük ücretler ile yapmaya hazır olanların sayısı artar, kayıt dışılık büyür, iç talep daralır ve sorunlu kredi hacmi yükselmeye devam eder; zaman içinde bu olumsuzlukları besleyen bir kısır döngü oluşur. Bu etkileşim nedeniyle çok tehlikelidir! Fiyat hadlerinin zorunlu ihtiyaç maddeleri lehine ve diğerleri aleyhine değişmesi, kontrol kaybına ve krizin derinleşmesine sebep olabilir.

Tarım ürünlerindeki arz daralmasına bağlı fiyat yükselişleri de, sistemik kırılganlığı artırabilecek ciddi bir sorundur! Bir yandan kırsaldan kentlere doğru göçü hızlandırır ve işsizlik oranlarının yükselmesine sebep olur, diğer yandan hane halkı tüketimi içinde gıda maddelerinin tartısını artırarak iç talebin zayıflamasına neden olur. Gelir dağılımı hızla bozulmaya başlar ve yoksulluk sınırının altında tehlikeli bir yoğunlaşma kapıyı çalar! Özellikle hizmet sektörü istihdamında ciddi sarsıntılar yaşanabilir. Paranın devir hızının düşmesine, para ve maliye politikalarının etkisizleşmesine, finansal yapının iyice kırılganlaşmasına sebep olabilir. Bu durumu görmezden gelen istatistikleri de itibarsızlaştırır, kısa vadeli beklentiler ile geniş kesimlerin yönlendirilebilmesini olanaksızlaştırmaya başlar. Kısa vadeli bakış açısının esiri olmaktan kurtulamayan çok bilenlerin, çok yanılması kaçınılmaz hale gelebilir!

Biliyoruz! Önceliği beklentilerin bozulmamasından yana olanlar, hemen yukarıda ifade etmeye çalıştığımız tehlikeleri görmezden gelecek ve böylesi eğilimlerin ancak savaş- seferberlik durumunda söz konusu olabileceğini iddia ederek geçiştirmeye çalışacaklar! Son iki yılda ülkemizde nelerin yaşandığını dikkate almayacak, dış politika konusundaki yalnızlaşmamızın sebepleri ile bu konular arasında ilişki kurmamaya özen gösterecekler! Hane halkı tüketiminde tarım ürünlerinin payı hızla artarken, enflasyon sepeti içinde söz konusu ürünlerin tartısını düşürerek gerçeklerin açığa çıkmasını engellemeye odaklanmayı sürdürecekler. Ağırlaşmış sorunların sebebini küreselleşme denilen kuralsızlıkta aramayacak ve kalıcı çözümler için tüm politika tercihlerinin değişmesi gerektiğini reddetmeye devam edecekler! Böyle gidemeyeceğini bilecekler, ama son ana kadar gereğinin yapılmasını engellemek için her fırsatı kullanacaklar!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar