“Rahatlık sendromuna girdik geleceği düşünmeyi bıraktık"
Belki Türkiye’de başka sektörlerin öne çıkması ya da herkes gibi onların da inşaata yönelmesi hazır giyim ve tekstil sektörlerine olan fokusu kaybettirdi. Sektörün, ortamın ve tabii kamunun da burada belki zaafları var. Oysa en rekabetçi sektör üstelik Sanayi 4.0’dan teknolojik tekstile büyük devrim ve dönüşümlerin yaşandığı bir anda işi “rölantiye” almıştı. Şimdi ise Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu bu ‘hareketsizliği’ yenip, tekrar sektörde canlılığı kazandırmayı istiyor. Hazır giyim sektörü, son dönemde kaybettiği ‘fokusu’ 3 alana odaklanarak tekrar yakalamak istiyor. Bunlar ‘sahada sıcak temas’, ‘teknoloji ile katma değer artışı’ ve ‘sürdürülebilirlik’…
Sektörde hem devlet hem de sektörün kendisinde bir fokus kaybı olduğunu söyleyen TGSD Başkanı bu fokus kaybını şöyle anlatıyor: “Bizim arkadaşlarımız bile inşaata yöneldi. İnşaattaki gelişmeye diyeceğimiz bir şey yok ama sektördeki büyümenin de devam etmesi gerekiyordu. Bu dönemde kaybımız oldu. Sürdürülebilirlik dediğimiz şey sanayinin ve üretimin sürdürülebilirliği… Bunu sürekli vurguluyoruz. Bir diğer konu biraz “rahatlık” sendromuna girdik ve gelecek 20 yılda neler olacağına ilişkin düşünmeyi tedbir almayı ihmal ettik. Büyüme için 3 ana odak belirlediklerini söyleyen TGSD Başkanı Hadi Karasu şunları anlatıyor: “Biz kendimize 3 alan belirledik: Birincisi “Sıcak Temas” yani pazarımız olan ülkelerde birebir görüşmelerle, ihracatın lobisini yapmak. Almanya örneğin ihracatımızda hala bir numara ama yüzde 18’lere düşmüş, yüzde 30’lardan gelmişiz. İngiltere, İspanya, Hollanda, Fransa, İtalya gittik gidiyoruz. Biz dernek olarak ve diğer ihracatçı örgütlerle birlikte hareket ediyoruz. Buradan çok olumlu sonuçlar aldık. Biraz uzak kalmışız açıkçası… Sanayicimiz iş için gidiyor ama örgütsel anlamda karşılıklı temaslar zayıf kalmış…
Katma değere odaklanacak
İkinci konuya gelirsek Hadi Karası şunları anlatıyor: “Katma değer yaratmak… Bazı teknoloji bazlı yatırımları çekmek istedik ama ülkeler kendi çevrelerine yatırım yapmak istiyor. Ama Ar-Ge teşvikleri burada önemli bir rol oynadı. Uzun zamandır ilk defa teknik tekstil ve benzeri konuları konuşuyoruz. Bunların konuşulması bile çok önemli… Teknolojinin yanında katma değerin diğer bacağı ‘markalaşma’… Türkiye dünyada markalaşmayı bu kadar konuşup, bu kadar her şeyi olup bu kadar yapamayan tek ülke… Dolayısıyla bu konunun üzerinde durmamız gerekiyor. Temaslarımızda sadece pazar konusu değil teknoloji, eğitim gibi konuları da konuşuyoruz. Örneğin Almanya ile oradaki üniversiteler ile iş birliği anlaşmaları imzaladık. Türkiye’de de Milli Eğitim Bakanı ile bu konuyu konuştuk”.
Sürdürülebilirlik stratejisi
Üçüncüsü konu ise “Sürdürülebilirlik”… Karasu şöyle anlatıyor: “Tüm bu söylediklerimin aslında sürdürülebilirlikle alakası var. Neden 10 senedir niye aynı yerdeyiz diye sormuyoruz. Yine ailelerin, üretimin sürdürülebilirliği gibi konuyu farklı alanlarıyla değerlendiriyoruz. Yapacağımız konferansın konusunu da ‘Responsible Fashion-Sorumlu Moda’ olarak belirledik. Hem şirketlerle ilgili sürdürülebilirlik, hem de dünyada bakış olarak sürdürülebilirlik. Dünya sürdürülebilirlik ve bu kapsamda kaynakların israfı, çevreye zarar, ekonomiye etkisi, yüksek istihdam gibi konularında moda endüstrisini aslında fısıltıyla da olsa eliştiriliyor. 53 milyon ton üretimin sadece yüzde 13’ü geri dönüşebiliyor. Fast fashion bunu daha da artırıyor. Biz işte buralarda fark yaratacak bir şeyler yapabiliriz. Dünyaya bu konuda önderlik edebiliriz”.
10 yıldır sektör büyümüyor
TGSD Başkanı Hadi Karasu durum tespitini şöyle yapıyor“Hazır giyim olarak kendi alanımız, 2007-2017 arasında 16-17 milyar dolar bandından yukarı çıkamamışız. Yaklaşık 10 yıldır bu durum böyle sürüyor. Dünyada 1, 2 veya 3’üncü ihracatçıydık şimdi 5’inci ihracatçıyız. Ama hala Avrupa’da 3’üncü, çorapta 2’inci en büyük ihracatçıyız, denimde 3’üncü ihracatçıyız. Niye kaybettik bakmak lazım burada pek çok faktör olabilir ama şu bir gerçek ki yüzde 90’a yakın katma değeri var bu sektörün. Son 10 yıldır en iyi olduğumuz sektörde geri gitmişiz. İnşaat, savunma pek çok farklı sektör öne çıkmış bu sektörlerde de büyüme olacak tabii ancak bu kadar katma değeri olan, istihdam, cari açığın önlenmesine katkısına bakarsanız yüzük taşı gibi bu sektör. Bu sektörü ve sanayiyi gözardı edemeyiz. Teknolojimiz eskidi, bunları yenilemedik. Endüstri 4.0 geliyor, Uzakdoğu’da bazı ülkeler sıfırdan girdiği için, hızla yükselmeye başladılar. Almanya ve İtalya gibi ülkeler de üretimi tekrar kendi ve çevrelerine çekmeye başladı”.