"Yanlışımız var?" diyebilirsek…
İhracatın Yıldızları ödül töreninde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan AB Ülkelerini değerlendirirken Almanya'nın görece daha iyi durumda olmasını Schörder'in yönetiminde gerçekleştirilen reformlarla açıkladı. Bir politikacı olarak kendilerinin on yıllık iktidar dönemlerinde bir dizi "reform yaptıklarını" söyleyerek doğru yolda ilerlediklerini anlatmaya çalıştı.
Değişik araştırmacıların yaptığı hesaplar 2004-1012 döneminde büyümenin yüzde 5 düzeyinde kaldığını gösteriyor. Bu sonuç, Cumhuriyet Dönemi performansını aşılamadığını kanıtlıyor. Rakamlar ortada olduğuna göre "bakış açımızı" sorgulamamız gerekmez mi? Bir eksiğimiz olmalı; bir şeyi yanlış yapıyor olmalıyız ki dünya konjonktürünün yarattığı bin yıllık fırsat koşullarında bile farklılık yaratamamışız. Bu saptama karşısında "savunmacı tavra" sığınmadan çare aramak daha doğru olmaz mı?
Cumhuriyet Döneminin kuruluş yıllarından sonra dört önemli reforma işaret eden araştırmacılar var:
- Köy Enstitülerinin kuruluşu, Anadolu köylüsünü topraktan bağımsız emekle geçinmeyle yüzleştirdi. Köy Enstitüler modeli geliştirilerek sürdürülseydi, bugün çok farklı bir konumda olabilirdik. Dileyen Cilavuz'dan Kızılçullu'ya, oradan İvriz'e ve Hasanoğlan'a bu eğitim kuruluşlarının kattıkları değerleri ilk elden belgelere dayanarak kavrayabiliriz.
- Süleyman Demirel'in sevda haline getirdiği "elektrifikasyon" insanımızın dışa ve dünyaya açılmasını sağlayan iletişim olanakları yarattı. Almanya başta olmak üzere işçi göçünün gözlemleri de eklenince, algı, anlayış ve bakış açısında köklü değişmeler oldu; arayış ve beklentiler değişti.
- Turgut Özal 'ın 1980'lı yılların başlarında mikroekonomik liberalizasyon reformları, ithal ikameci dönemin içe kapanıklığını dışa ve dünyaya açarak işyerlerimizi uluslararası rekabetle yüzleştirdi. Rekabet edebilir üretimi öğrenmemizde söz konusu reformların etkilerini hep birlikte yaşadık; yaşıyoruz.
- Kemal Derviş'in destek aldığı üçlü koalisyon iktidarının siyasi iradesi ile hayata taşımada katkı yaptığı makroekonomik stabilizasyon reformları bir başka şansımız oldu. Yarı bağımsız da olsa Merkez Bankası gibi kapsayıcı kurumların yarattığı etki, banka ve finansal sistemdeki gözetim ve denetimin etkileri ve diğer kapsayıcı kurumlar, son büyük krizde bizi yerle yeksan olmaktan kurtardı.
Bugün ise sürdürülebilir büyümeyi güven altına alacak, fiyat istikrarını kalıcı kılacak ve cari açığı ekonominin kırılgan sorunlarından biri olmaktan uzaklaştıracak reformlara ihtiyaç olduğunu hep birlikte kabulleniyoruz.
Şimdilerde bir numaralı reform konusu bizi "net bilgiye" eriştirecek olan "dinamik envanter seferberliği" dir.
Dinamik envanter, diğer bütün reformların mihenk taşıdır. Dinamik envanter konusunda adım atmadıkça, sonuç yaratmayan kategorik tartışmaların tuzağından kendimizi kurtarmamız zordur.
Dinamik envanter, kaynak verimini artırmanın başlangıç noktasıdır; başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkesine inanıyorsak; bu sorunu en az döviz kurları, faiz oranları, borsa iniş çıkışları, emtia fiyatları, büyüme, fiyat istikrarı ve cari açık vb. kadar tartışmalıyız. Dinamik envanterin, sürdürülebilir büyümenin, fiyat istikrarı yaratacak etkin ve verimli üretimin, ihraç edilen ürünlerde ileri teknoloji payını artırarak cari kontrol edilebilir sınırlarda tutulmasının gerek şartı olduğunu kavramadan, metodu belli olan ya da olmayan rakamsal sonuçları durmadan ısıt ısıtıp sofraya sürmenin değeri de anlamı olmayacaktır.
Acık ve demokratik yapı, hesap verebilirlik, pozitif seleksiyon, fırsat eşitliği, eşit hakların tanınması, çok çalışırsam kazanırım inancı, kazındıklarımı koruyabilirim güveni, fikri ve sinai mülkiyetin korunması, ticari ihtilafları çözecek ihtisas mahkemeleri, hızlı çözüm üretecek ayrıntı bilgisine sahip yargı sistemi, kendini girişimcinin hizmetinde gören kamu yönetimi anlayışı, ilke ve kuralların etkin gözetim ve denetimi, geri bildirim mekanizmaları, mekan planlaması, hata kültürünün geliştirilmesi vb. konularda bütünsel reformların temeli net bilgidir; net bilginin aracı dinamik envanterlere sahip olmaktır.
Sürdürülebilir büyümeye, fiyat istikrarına ve cari açığın yarattığı kırılganlıklara biraz da bu nitelik geliştirecek reformlar odağından bakmalıyız…