"Yanan fabrikanın sigortasız olduğu..."
Sigorta sektörü sigorta bilincinin yerleştirilmesi için büyük çaba sarf ediyor. Fakat bizler sigortaya çoğunlukla ilgisiziz, "Bana bir şey olmaz" der geçeriz. Çevremizde yaşanan kötü olayları pek kendimize yakıştırmayız. Bu nedenle de sigorta pek ihtiyaç olarak da görülmüyor.
Gazetelerin üçüncü sayfaları artık televizyon haberlerine taşındı. Nerede cinayet, kaza, yangın varsa artık haberlerde yer alır oldu. Bu haberlerin iyi tarafı, bizi "Allah’tan bize aynı şey olmadı" diye sevindirmesidir. Ama "Ya o olay bizim başımıza da gelseydi" diye düşündürmesi bile yeter… İşte bu aşamada devreye sigorta giriyor.
Geçen gün televizyondan haberleri izlerken çok şaşırdım... Çünkü uzun zamandır haberlerin içerisinde pek "sigorta" adı geçmezdi. İçimden "Sigorta şirketleri milyon TL'ler harcasalar böyle bir tanıtım yapamazlar" diye düşündüm. Olay, bir fabrika yangını. İtfaiye olay yerinde, can kaybı yok. Can kaybının olmaması güzel haber. Sigortacılar için önem arz eden noktası ise haberin şu cümle ile bitiyor olması: "Yanan fabrikanın sigortasının olmadığı ve hasarın 1 milyon TL olduğu öğrenildi.” Olaya giden muhabir arkadaşı ve editörü kutlamak gerekir. "İşletmeniz sigortalı mıydı? Sigortalı değilse neden yaptırmadınız, şimdi ne yapacaksınız?" artık bu gibi olaylarda sorulması gereken bir soru. İşletme sigortalı ise de işletme sahibinin düşünceleri çok önemli tabii ki.
Bu arada işletme sahipleri, tesisleri sigortalı olmasa ve yangın yan fabrikalara sıçrasa kendi zararı yetmez gibi diğerlerinin de zararını karşılaması gerektiğini bilmeli. Sigortadan tasarruf olmaz. İhtiyaç duyulduğunda satın alınamayacak tek şeyin sigorta olduğu bilinmeli.
Geçtiğimiz senelerde benzer bir olay daha yaşanmıştı. Kaldırıma park etmiş bir araç kendi kendine yanmaya başlamış, itfaiye gelmiş aracı söndürmeye çalışıyordu. Otomobilin sahibi kadın sürücü ise yangını soğukkanlılıkla seyrediyordu. Bu olayda çok net hatırladığım şey, sürücünün kendisiyle yapılan röportaj esnasında aracın kaskosunun olduğunu paylaşmasıydı. Burada şunu da hatırlatmak gerek; otomobilin sadece trafik sigortası olsaydı, kaskosu olmasaydı sürücünün mağduriyeti önlenememiş olacaktı.
Sigorta hep bir felaket sonrası akıllara gelen bir olgu. Sigortanı yaptır demek yetmiyor. Sigorta şirketleri ise bu konuda çok hassaslar. Tanıtımlarında genellikle esprili bir reklam stratejisi kullanıyorlar. “Bir musibet bin nasihatten iyidir” sözü tam burada geçerli. Televizyon haberlerine yansıyan olaylar, geniş bir kitlenin dikkatini çekiyor. Burada sigorta yaptırılınca mağduriyetin önlenebileceği vurgusu çok daha önemli.