"Vesayetle mücadele"de en kolayı Merkez'di, niye sona bır

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hürriyet'ten arkadaşımız Turan Yılmaz'a yaptığı açıklamayla gündeme damgasını vurdu. Kurtulmuş, askeri vesayetin büyük ölçüde kalktığını, sıranın Merkez Bankası, üst kurul ve yargı vesayetine geldiğini söyledi. Zamanlamaya da dikkat edelim. Haftalardır yoğun bir şekilde eleştirilen Merkez Bankası'nın bugünkü faiz toplantısından hemen önce yapılıyor bu açıklama. 
Kurtulmuş, "Merkez Bankası vesayeti"nden söz ediyor. Dile getirilen bu düşünceye katılırsınız, katılmazsınız; sonuçta bir görüştür. Ama Kurtulmuş'un bir değerlendirmesi var ki, ne ile neyin aynı kefeye konulduğunu anlayabilen varsa, bize de anlatsın. Bakınız Kurtulmuş ne diyor: 
"TC Merkez Bankası AŞ bağımsız olsun, peki TC devletinin bağımsızlığı ne olacak?"

 Bir ülkenin bağımsızlığı kavramıyla, bu ülkenin bir kurumunun bağımsızlığı kavramlarını karşılaştırmak! 
Başkan Erdem Başçı her ne kadar "Merkez Bankası bir vesayet kurumu değildir, Merkez Bankası hükümetin acentesidir" diyorsa da Kurtulmuş'a göre demek ki Merkez Bankası bir vesayet kurumu. Yalnızca Merkez Bankası mı, üst kurullar ve yargı da... Askeri vesayet büyük ölçüde geride kalmış, tamam. Sırada Merkez Bankası ve diğerleri varmış. Merkez Bankası'nın var olduğu söylenen vesayetini ortadan kaldırmak için demeç üstüne demeç vermeye, hükümetle banka arasında kavga varmış izlenimi uyandırmaya gerek yoktu ki. Bir yasal düzenlemeye bakardı yapılacaklar. Üstelik askeri vesayeti sona erdirirken kaldırılan toz duman da olmazdı. Bir yasal düzenleme yapılırdı yıllar önce; Merkez Bankası'nın yasası değiştirilir, bankaya yeni görevler verilirdi, olur biterdi. Merkez Bankası da web sayfasında "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir" yazmazdı. Ama öyle anlaşılıyor ki, o yasal düzenleme için düğmeye şimdi basılacak ya da bu demeçle ortalık karışacak, sonra konu buzdolabına kaldırılacak. 

Yeri gelmişken bir detaya vurgu yapmakta da yarar var. Merkez Bankası'nın adı, "Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası" değil, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası"dır. Banka adında "Cumhuriyeti" sözcüğü yerine "Cumhuriyet" sözcüğünün tercih edilmesinin nedeni bir dönem yoğun araştırma konusu olmuş, neden tam olarak ortaya çıkarılamamışsa da bu durum bankanın bağımsızlığına vurgu yapma arayışına bağlanmıştır. 

Şimdi ise, bağımsızlık vurgusuyla kurulan kurumu "Yasasında yazılı görevi yaptığı için" eleştiriyor, hatta suçluyoruz. 

Kurtulmuş, "Araçsal bağımsızlığa eyvallah, ama hükümet başka telden, Merkez Bankası başka telden çalarsa bunun adı araçsal bağımsızlık olmaz" diyor. İyi güzel de, hükümet içinde ayrı telden çalanlara ne demeli? En başta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarına. Maliye Bakanı Şimşek, son olarak "Başbakanımız aşırı tüketim istemiyor. Ama faizleri çok hızlı düşürürseniz, sadece yatırım değil tüketim de artıyor" demedi mi? 

Numan Kurtulmuş, Merkez Bankası'na müdahale konusunda ABD örneğini veriyor ve Obama'nın FED Başkanı'nın niteliği ilişkin açıklamada "Orta direği, gelir adaletini savunan kalkınmacı biri olacak" şeklindeki sözlerini anımsatıyor. 

Peki "Erdem Başçı'yı Merkez Bankası Başkanlığı'na kim getirdi" diye sorma hakkımız yok mu? Hatta, Başçı'nın bu göreve daha önce getirilmek istendiğini, ancak Cumhurbaşkanı Sezer'in vetosu yüzünden Başkanlığa o dönem Durmuş Yılmaz'ın atandığını kimse unutmadı. Yani Başçı'da bu kadar ısrar edilirken hata mı yapıldı, örtülü biçimde itiraf edilen bu mu? 

Bakalım Babacan nasıl yanıtlayacak? 

Numan Kurtulmuş'un "Sıra Merkez Bankası'nda" diye özetlenebilecek açıklaması üzerine CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Oran önergesinde şu soruları yöneltti: 
1-Merkez Bankası bir vesayet kurumu mudur? Hükümetlerin görevi Merkez Bankası ile mücadele etmek midir? Merkez Bankası hangi araç ve uygulamalarla hükümetinize vesayet yapmaktadır? Bağımsız para politikası oluşturulması vesayet midir? Merkez Bankası'nın bağımsız olması, Türkiye'nin bağımsızlığına gölge mi düşürmektedir? 
2-Sizin ekonomik koordinasyonunuz altında faaliyet gösteren Merkez Bankası, görev süreniz içinde kaç kere hukuka ve demokrasinin temel ilkelerine aykırı bir müdahale girişiminde bulunarak hükümete vesayet etmeye çalışmıştır? 
3-Yasal olarak fiyat istikrarını korumakla sorumlu Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlamak için tercih ettiği araçlar anti demokratik midir, örgütlü vesayet girişimi midir? 
4-Hükümetiniz Merkez Bankası ile hangi yollarla mücadele edecektir? Kanuni bir değişiklik düşünülmekte midir? 

Sanki Merkez çok bağımsız da! 

Bu arada, Merkez Bankası'nın hükümetin böylesinde hedefinde olmasına bakınca insanın "Demek ki Merkez Bankası çok bağımsız hareket ediyormuş" diyesi geliyor. Ama biliniyor ki gerçek böyle değil. Merkez Bankası, hükümeti, daha doğrusu Başbakan Erdoğan'ı bilgilendirmeden, ikna etmeden, çok radikal kararlara imza atamıyor ki. Örneğin ocak ayının sonunda faizlerin çok yüksek oranda yükseltildiği olağanüstü toplantıdaki karar Erdoğan'ın bilgisi dışında mı alındı yani? 

"Üst kurul ve yargı vesayeti" 

AKP'nin hedefinde, Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un dile getirdiği biçimiyle üst kurullar ve yargı da var. Üst kurullar, çok özet olarak söylersek, önemli bazı konularda siyasi kaygıların dışında kalınarak karar alınabilmesi için oluşturuldu. Anlaşılan, alınacak kararlarda son sözü tümüyle siyasilerin söylemesi isteniyor ki, bu kurulların da vesayet oluşturduğu görüşünden hareketle bir takım adımlar atılması düşünülüyor. 

Ve en tehlikeli konuya geliyoruz; "yargı vesayeti" iddiasına. İçi zaten büyük ölçüde boşaltılmış olan güçler ayrılığı ilkesinin iyice zayıfl atılması yönünde adımlar bizi bekliyor anlaşılan.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar