"Vanucci" modüler mutfakta iddialı

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Modüler mutfak üretiminde Simpaş'ın bir yan kuruluşu olan Prodek Yapı Dekorasyon Sanayi ve Ticaret AŞ "Vanucci " markası ile iddiasını ortaya koyuyor. Şirketin yöneticisi M.Tahir Gürhan'ı DÜNYA Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ile birlikte ziyaret ettik. Tesisi gezdik, ürünleri gördük, geleceği yaratmaya dönük planlar hakkında bilgi edindik.

Geleceğe dönük iddialar iki eksende öne çıkıyor: Birincisi, yurtiçi pazarın potansiyeli. M.Tahir Gürhan, elde çok sağlıklı verilerin olmadığını, ama sektörü yakından bilenlerin, yurtiçi pazarda yüzde 70'i aşan mutfak üretiminin atölye tipi işyerlerinde üretildiğini söylüyor. Konut yapımının bireysel yapılardan sitelere kayış eğilimindeki hızlanma ile birlikte, sınai tip modüler mutfak üretiminde gelişmelerin olacağını söylüyor…İkincisi, dış politikada "komşularda sıfır sorun" politikasının çevre ülkelerde yarattığı potansiyel…Komşu ülkelerin önemli bir bölümüyle ortak kültürel altyapıya sahip olmanın yarattığı potansiyellere vurgu yapılıyor. Üçüncüsü de, kazanılan deneylerin diğer farklı kültürlerdeki ülkelere taşınması.

Yurtiçinde satışları güven altına almada Simpaş'ın kendi ihtiyaçları öncelikli. Bu bir "fark yaratma alanı" olarak değerlendiriliyor. Şirket kendi yapı stokunda, özellikle de yüksek kalite gerektiren alanlarda kendi ürünlerine öncelik veriyor. Ayrıca, bayi ağını genişletme stratejisi yürürlüğe konuyor. Yakın gelecekte bayi sayısı 40'a çıkacak. Böylece, potansiyel alanlarda müşterinin elinin menzili altında olmaya özen gösterilecek.

"Vanucci" marka modüler mutfaklarda farklı kalite, farklı fiyat, tasarım-odaklı gelişme yol haritasının işaret taşları.

"Satın alma maliyetimiz rakiplerimizden yüksek olabilir; kullanma ömrü, işlevsellik, estetik, yaşam zenginliği ve uzun dönemli dayanıklılık açısından ucuz olduğumuza inanıyoruz; müşteri bilinci geliştikçe markamızın bu stratejisinin çok iyi kavrandığını gözlüyoruz" diyor M.Tahir Gürhan.

Tesiste yaklaşık 185 kişi çalışıyor. Krizde etkilenme olmuş ama, çok büyük ve sarsıcı bir etkilenme olmamış. Krizi hafif atlatmada, "…tasarımını kendi yapan firma olmanın avantajı" kullanılmış.

Sektör bütününde bakınca...

Buraya kadar anlattıklarımız, firma yöneticisinin bize anlattıklarının kısa bir özeti. Bizim asıl ilgi alanımız sektörle ilgili gelişmeler.

Bu krizde gördük ki, rekabet edebilir ölçeklere erişen, ölçek ekonomisi ile dışarıya iş yaptırarak küçük işyerlerinin hız, esneklik ve çevikliğini birlikte yöneten firmalar yüzde 7 ile yüzde 15 arasında büyüdü. Bir kere daha altını çizelim ki, çok genel anlamda değerlendirme yaparak sektörün yüzde 40 küçüldüğü iddia edilirken, bazı koşulları yerine getiren firmaların ortalama yüzde 10 büyümesi sektörde potansiyelin varlığını kanıtlıyor.

İddiamız şu: Kriz sonrasındaki yeni iş bölümünde, iyi yönetilirse mobilya sektöründe sayıları 20 ya da 30 iyi örgütlenmiş firma 2023 yılına kadar yaklaşık 50 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirebilecek.

Gerçi mobilya hammaddesini oluşturan yonga levhada ağaç bakımından dışa bağımlıyız. Tekstilden diğer yumuşak mobilya malzemelerine kadar üretilen "net döviz katma değeri" hakkında elimizde sağlıklı veriler yok.

Ülke ölçeğinde mobilya sektöründe alınacak çok yalın önlemler var. Bu önlemler bir bütün içinde alınabilir, ödünsüz gözetim ve denetimle sürdürülebilirlik sağlanırsa, çok önemli yerlere gelebiliriz.

Mobilya hammaddeleri ve aksesuarları üretiminde girişimciler, devlet ve sivil inisiyatifler bir araya gelerek elli yıllık geleceği ön gören bir proje ortaya koymalıyız…İkincisi, atölye tipi üretimden endüstriyel üretime geçilirken, piyasa yapıcısı kuruluşlar etrafında örgütlenerek, ölçek ekonomisinin yararlarını ve küçük ölçekli işletmelerin esneklik ve hızını birleştiren modelleri özendiren önlemleri netleştirmeliyiz. Piyasadan çekilmek zorunda kalacak atölyelerin durumunu kontrollü biçimde yönlendirmeliyiz. Üçüncüsü de, Çin ve Hindistan gibi rakip ülkelerle üstün ve zayıf yönlerimizi karşılaştıran bir zihni model yanında tutarlı veriler ortaya koyarak analizlerimizi yapmalıyız.

Ayrıca "Vanucci" gibi iddia ortaya koyan firmaların arkasında durmalıyız. İşte o zaman insan ve sermaye kaynaklarımızı doğru yöneterek, maddi ve kültürel zenginlikler üreterek insanlarımızın refahını artırabiliriz.…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar