"Türkiye'de üretiliyorsa kansorejen değildir"

 

Greenpeace'in tekstil konfeksiyon devlerinin ürünleriyle ilgili olumsuzluklar içeren raporu, o firmalara üretim yapan Türk firmalarına denetim getirirken, Türk tekstil-konfeksiyoncuları kendilerine çeki düzen verip, "Türkiye'de üretiliyorsa kansorejen değildir" imajını yaratmak için yeniden yapılanacaklarını açıklıyorlar. Üretimin her aşamasında sağlığa ve çevreye uygun boya kullanılacağını belirtiyorlar.                     

Türkiye'nin 23 milyonluk toplam istihdamında tekstil-konfeksiyon sektörü çalışanı gayri resmi açıklamalarda bunun yaklaşık yüzde 10 olarak ifade ediliyor. Resmi kayıtlı rakamlarda ise Hazır giyimde 400 bin, tekstilde 380 bin çalışan olduğu rakamları veriliyor. 2012 yılında ihracatımız 152 milyar dolar iken 2011 yılına göre çok küçük bir gerileme gösteren tekstil ihracatı 7 milyar 850 milyon dolar, Hazır giyim-konfeksiyon ihracatı da yine bir yıl öncesine göre bindelerle ifade edilen bir gerileme ile 16 milyar 80 milyon olarak gerçekleşti. Tekstil-hazır giyim toplamı yaklaşık 24 milyar dolar ile ihracatımızın yüzde 15.7'sini oluşturuyor. Bu yılın ilk çeyreğinde ihracat artışı geçen yıla göre yüzde 6  olmasına karşın tekstil ihracatı yüzde 10, hazır giyim- konfeksiyon yüzde 11 artış gösterdi.  Bu da bu sektörün hem istihdam, hem de ihracat açısından bizim ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Greenpeace'in raporunda dünyaca ünlü Zara, Levi's ve Mango gibi markaların ürünlerinde "Tehlikeli kimyasallara" rastlandığını açıklaması bu firmalara üretim yapan firmalar açısından yeni bir dönemi gündeme getirdi. Tekstil terbiyede Eko-Teks sertifikası sahibi olarak üretim yapabilen denetimden geçen firmalar, bu tekstil devlerine daha çok ürün satabilecekler. Ürünlerinde tehlikeli maddeye rastlanan, denetimden geçemeyenler ise bu firmaların üreticileri listelerinden çıkarılacaklar. 

Bu konuda ilk harekete geçen İspanyol Zara firması oldu. Türkiye'den alım yaptığı 50 firmayı bundan sonra üretimlerinin her aşamasında denetleme kararında olduklarını açıklayarak, üretimin her aşamasında kullanılacak boyaların sağlığa aykırı olmadığının saptanmasını ve bunların kayda alınarak saklamakla yükümlü olacaklarını belirtti. Olumsuzluk gördükleri tedarikçi firmalarla çalışmayacaklarını da açıkladı. Zara dünyada başka ülkelerde de benzeri bir denetimi yürütecek. Bu açıdan Türkiye'de sorunsuz üretim yapılması, başka ülkelerde yaşanan olumsuzluklarla terk edilen alanlardaki siparişlerin bizim ülkemize aktarılması söz konusu olabilecektir.

Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği Başkanı Vehbi Canpolat, sektörlerinin çok sıkı denetime girdiği bu yeni dönemde sektörlerinin yeniden yapılanacağını, "Hangi partide hangi aşamada hangi boya ve kimyasalları kullanıp, kaydını tutacaklarını" belirterek "Bundan sonra Türk Tekstil sektörünü ayakta tutacak olan terbiye sanayicilerinin tüm dünyada çevreye ve insan sağlığına saygılı olduğu imajını kazandırmaya çalışacağız" diyor. İsviçreli bir bağımsız sertifika kuruluşuyla denetim ve sertifika konusunda işbirliği için temasta olduklarını da açıklamasına ekliyor.

Tekstil-Konfeksiyon-Hazır giyimde başlıkta yer alan, "Türkiye'de üretiliyorsa kansorejen değildir" imajı bu alanların dev firmaları için kabul ettiği bir slogan halini alırsa, Türkiye bu tekstil-konfeksiyon devlerinden çok daha daha fazla sipariş alacaklardır.

NOT: "Ağabey Erdoğan"ı kaybettik.

Bu yazıya başladığım sırada Kerem Alkin'den "Erdoğan Alkin yoğun bakımda dua edin" mesajını alınca, birkaç satır yazdıktan sonra dayanamayıp kendisini arayıp, "Sağlık sorunun ne olduğunu öğrenmek istedim" Kerem, telefonumu, "Ağabey, Babamı kaybettik" diye açtı. Erdoğan Hoca, 1960 sonrasının İktisat Fakültesi öğrencilerinin gönüllerinde "Taht kurmuş" çok sevilen bir hocaydı. Ve öğrencilerin hepsinin Ağabey Erdoğan'ıydı. Son olarak İktisatlılar haftasında Pazartesi günü yaptığı çok hoş konuşmasını dinlemiştim. "Ne kadar formda" diye düşünmüştüm. 1960'ların sonundan bu yana dostum ve ağabeyim olan Erdoğan Alkin'i rahmetle anarken, Kerem ve Emre başta olmak üzere bütün yakınlarına ve öğrencilerine başsağlığı dilerim. Mekanı cennet olsun.