"Türk yazı ve Arap baharı"

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Ortadoğu uzmanı Dominique Moisi, bir yandan Türkiye'nin bölgedeki rolünün her zamankinden daha önemli olduğunu söylerken, diğer yandan Türkiye'yi fazla "kibirli" olmakla eleştiriyor. Mevcut iktidarın "Putinleşmesi" eleştirilerinin gündeme geldiğini hatırlatan Moisi, "Biraz alçakgönüllülük gerekli" diyor.

Dominique Moisi, Fransa'nın önemli düşünce kuruluşu Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü IFRI'nin özel danışmanı. Ortadoğu ve Türkiye'yi yakından izleyen bir isim olan Moisi'nin Fransız Les Echos gazetesinde yer alan son makalesinin başlığı "Türk yazı ve Arap baharı."

Yazı oldukça ilginç. Özellikle de Başbakan Erdoğan'ın Kuzey Afrika ziyaretinin hemen öncesine denk gelmesi açısından.

Moisi, bir yandan Türkiye'nin bölgedeki rolünün her zamandan daha önemli olduğunu söylerken, diğer yandan Türkiye'yi fazla "kibirli" olmakla eleştiriyor. Mevcut iktidarın "Putinleşmesi" eleştirilerinin gündeme geldiğini hatırlatan Moisi, "Biraz alçakgönüllülük gerekli" diyor.

Moisi, "Türkiye, Arap dünyasının umutları olduğu kadar korkularını da yansıttığı bir ayna" yorumlarını yaparken, "Arap rakipleri ve ortaklarına kıyasla daha az kırılgan olan Türk demokrasisi, genç nüfusunun da yardımıyla, geleceği konusunda 'küçük İsrail'e oranla' daha az endişeli" ifadesini kullanıyor.

"Arap Baharı'nın stratejik sonucu 'Türk Yazı' mı?"; "Türkiye'nin neo-Osmanlı hırslarının yeniden yükselişe geçmesi ile karşı karşıya mıyız?"; "Türkiye'nin hızlı bir şekilde doğulaşmasına mı şahit oluyoruz?" sorularını soran Moisi'ye göre,  Türkiye, enerjisi, iyimserliği ve kendine güveni ile Asyalı bir ülkeyi; fakat  tutumu ve derin kültürü ile daha çok bir "İslam ülkesi"ni andırıyor.

Avrupa'nın "hayır-evet-belki" yaklaşımı karşısında, Arap baharının Türkiye'deki "doğu eğilimini" güçlendirdiğini kabul eden Moisi, bunun dini söylemi de özgür bıraktığını ifade ediyor. Moisi'nin makalesinde öne çıkan satır başları şöyle: 

Türkiye 'kibir' sözünün anlamını biliyor mu?

"Bugün, başarılarının sarhoşluğu içinde olan Türkiye, kendini kaybetme riskine doğru koşmuyor mu? Türkiye kibir sözünün anlamını biliyor mu? Biraz alçakgönüllülük gerekli. Ankara hükümeti, Arap dünyasında yaşanan değişimleri, mevcut yönetimlerden veya batı diplomasisinden daha iyi öngöremedi. 2010 yılı sonunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kaddafi tarafından "Kaddafi İnsan Hakları Ödülü"ne layık görüldü. Ankara, rejimin içine gömüldüğü kan çukuruna rağmen, Suriye lideri Beşir Esad ile ilişkilerini mümkün olduğunca iyi tutmaya çalıştı. Bu konum Arap sokağı tarafından iyi anlaşılmadı. Ve belki de, bölgedeki imajını dengelemek için, Ankara, İsrail ile ilişkilerini gergin bir konuma getirdi." 

Türkiye, Arap dünyasının umutları olduğu kadar korkularını da yansıttığı bir ayna

"Her şeye rağmen, Türkiye bugün her zamankinden daha önemli bir role sahip: Bir model olmasa da, hem temelleri hem de performansı ile bölgedeki ülkeler için bir ilham kaynağı. 17. ve 18. yüzyıl Avrupa'sı, kendi sorgulamalarını yansıtmak için "Türk işi" ayna kullanırdı. 21. yüzyılın başında Arap dünyası da aynı şey yapmaktan çok uzak değil. Türkiye'nin modernliği Arap dünyasını etkiliyor. Fakat laik gelenekleri, Arap olmayan kimliği, Kürt azınlığa yönelik tavrı, Osmanlı İmparatorluğu geçmişi, Türkiye'yi örnek alınması gereken bir ülke kadar, örnek alınmaması gereken bir ülke de yapıyor aynı zamanda. Türkiye, Arap dünyasının umutları olduğu kadar korkularını da yansıttığı bir ayna."

Araplara kıyasla daha az kırılgan, İsrail'e kıyasla daha az endişeli

"Stratejik planda bakıldığında, Ankara, doğrudan rakiplerinin Arap devrimleri sonrasında zayıfladıklarını düşünmekte haklı. İran, Suriye ile birlikte, "büyük" ortağını kaybetmek üzere. Peki Türkiye, yarın nükleer güce sahip bir İran'ı karşısına alırsa ne olur? Türkiye'nin de nükleer bir güç olması mı gerekir? Büyük bir dönüşüm içinde olan Mısır, önceliği kendi iç sorunlarına veriyor; fakat gerek Filistin'in yanında, gerekse küresel anlamda Arap dünyası genelinde daha görünür bir rol edinmeye çalışıyor. Arap rakipleri ve ortaklarına kıyasla daha az kırılgan olan Türk demokrasisi, genç nüfusunun da yardımıyla, geleceği konusunda 'küçük İsrail'e oranla' daha az endişeli. Ona tüm bu kozları veren ve yenilmez bir oyuncu olmasını sağlayan bölge ile coğrafi, tarihi, dini ve kültürel yakınlığa sahip."

İktidar 'Putinleşiyor'

"Türkiye'yi tehdit eden, Türkiye'nin kendisi. Türkiye sadece iyimser duygular veya ekonomik büyüme verileri açısından Asyalı değil. Türkiye, 'doğu despotizmi'nin de etkisinde. Mevcut rejimi eleştirenler, uzun yıllardır Türkiye'deki iktidarın "Putinleşmesi"nden bahsediyorlar. Bugün dünya genelinde Türkiye'nin daha 'çok', Avrupa'nın daha 'az' olduğu tartışılmaz. Fakat tarihin akışı her an değişebilir. Türkiye'nin ılımlılık açısından Avrupa'ya; Avrupa'nın ise enerji açısından Türkiye'ye ihtiyacı olduğu gerçek."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar