"Sorunları örgütlü toplum çözer"

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

EGD'nin "Buluşmalar toplantısına" katılan Çalışma ve sosyal güvenlik bakanı Faruk Çelik, Askeri darbe döneminin örgütlenmenin önüne set çeken yasasının değişmesi gerektiğini belirtirken, "Sorunları istikrar içinde örgütlü toplum çözer" dedi. Bakan Çelik, "THY'de e-posta ile işten çıkarmalarda haksızlıklar varsa, gözden geçirilip hızla işe geri dönmeleri sağlanmalıdır" değerlendirmesini de yaptı.

Ekonomi Muhabirleri Derneği "Buluşmalar" toplantılarında yer alan bakanlar hem bakanlıklarının çalışmalarını anlatıyorlar, hem yol haritaları içersindeki konularla ilgili bilgi veriyorlar, hem de toplantıya katılanların sorularını yanıtlayarak, "Sağlıklı bir diyalog ortamı içersinde önemli bilgilendirmelerde" bulunuyorlar.

Bu toplantılar bana rahmetli Adnan Kahveci'nin Maliye Bakanı iken düzenlediği "Yeşil Ev" kahvaltılarını hatırlatıyor. O toplantılarda da Kahveci 1980'li yılların sonlarında Sultanahmet'teki "Yeşil Ev"in bahçesinde bizlerle bir araya gelip bilgilendirme toplantıları yapar, bazı çalışmalarını anlatır, bazı projelerini de yazılmamak kaydıyla tartışmaya açardı. Bizler de hem gelişmelerden haberdar olur, hem de off the recort anlatılanları yazmayarak sedakat gösterirdik.

EGD'nin dünkü "Buluşmalar toplantısının" konuğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'ti. Bakan Çelik, bakanlığının faaliyetleri ve yeni yapılanma alanları ile ilgili geniş açıklamalarda bulunduktan sonra, 1 milyon 425 bin kuruluştan iş sağlığı ve işgüvenliği alanını verilerinin sadece 50'nin üzerinde işçi çalıştıran 58 binini kapsadığını o nedenle bu alanda yeni yasal düzenlemeye gittiklerini söyledi.

Bakan Çelik, Ulusal Strateji Eylem Planı hazırladıklarını bunun içersinde 4 temel politika, 7 sektöre ilişkin 42 hedef, 57 politika ve 204 tedbir olduğunu belirterek bu 4 temel politikayı şöyle sıraladı: "Eğitim- İstihdam ilişkisinin Güçlendirilmesi", "İşgücü piyasasının esnekleşmesi", "Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Artırılması" ve "İstihdam-Sosyal Koruma İlişkilerinin Güçlendirilmesi".

Bakan Çelik'in soruları yanıtlarken iki konuda verdiği benim ilgimi çeken yanıtı aktarmak istiyorum:
Bunlardan biri "1980'lerde 1.5 milyon sözleşme yapan sendikalı varken, bugün bu sayı 500 binin altına inmiş durumda, sizin bakanlığınızın bir görevi de örgütlenmeyi artırmak değil mi böyle bir modeliniz var mı?" sorusuna verdiği yanıttı: "Sorunlar ancak, istikrar içinde örgütlü toplamda çözülür. Ama 1963'ten bu yana darbelerle karşı karşıya kalınmış. Konuyla ilgili yasa 1980 darbesi döneminde çıkmış. Bugüne kadar değiştirilememiş. Geçen bakanlık döneminde değiştirmek istedim, kadük oldu. Şu anda yeni değişiklikler içeren ön açan tasarı genel kurul gündemde. Türkiye'de 10 milyon 300 bin sendikalı olabilecek çalışan var. Bakanlık kayıtlarına göre 5 milyon 400 bin çalışanın 3 milyon 200 bini yüzde 60'ı sendikalı görülüyor. Dünya standartlarına göre çok yüksek rakam. Ama bu rakamda ölüler mükerrer kayıtlar söz konusu. Aslında 10 milyon 300 binin SGK kayıtlarına göre 880 bini yüzde 8.5'u sendikalı işçi, bunun 570 bini toplu sözleşme yapıyor. 350 bini kamu işçisi. Geri kalanı özel sektör işçisi Özel sektörün 220 bin işçisinin 130-140 bini otomotiv ve metal sektöründe. Kavga geriye kalan 100 dolayında işçi üzerinde. Bu yapının değişmesini sağlıklı örgütlenmenin önünün açılmasını biz de istiyoruz."
Üzerinde duracağım ikinci soru, "Hava İş'in grev hakkı elinden alındı. İşten çıkarmalar oldu. Konu aslında sizin bakanlığınızın konusu değil mi? şeklindeydi. Bakan bu konuyu yanıtlarken, " Konu neredeyse toplumun tümünü ilgilendiren bir konu. Hava ulaşımı kara ulaşımı gibi oldu. Bu derece bir ulaşımı aksatmak gibi bir şey ne sendikanın görevidir, ne de iş dünyası yahutta işverenin bu bağlamda emeğiyle ekmeğini kazanan insanların ekmeğini elinden almak gibi bir düşüncesi olamaz. Hava iş'te grev yasağı yoktu ama greve gidilip toplum sağlığı ve toplumun bu konuda hak mahrumiyeti söz konusu olunca Bakanlar Kurulunun erteleme yetkisi vardı. 2 ay erteler 2 ay sonra Hakem heyetine gider. Hava iş ile THY'den gelen yazışmalar gününde zamanında yetki belgesi verilmesi dahil bütün işlemler yapıldı. Sorun yaşanmadı ama işveren ile sendika arasında yaşanan sorunlar var. Grev kararı olmadan işe gitmeme tablosu var. Bu yasalarımızda işverene iş akti feshine imkanı veriyor. İşveren elindeki imkanı kullanmış oluyor. Ama buna rağmen e-posta yoluyla işten çıkarma hakikaten bu işte hiçbir günahı kabahati olmayanlara uygulanmışsa, bunun hak mahrumiyetine dönüşmemesi için böyle bir durum varsa, tekrar gözden geçirilip iş dönmelerini için söylenmesi gerekeni en üst perdeden söyleriz. "

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar