"Siyasi ve ekonomik istikrar" biterse ne olacak?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye'nin koalisyonlardan çok çektiği, koalisyon hükümetleri döneminde her kafadan bir ses çıktığı, karar almada zorluklar yaşandığı sık sık dile getirilir. Neyse ki Türkiye yıllardır koalisyon hükümetleriyle yönetilmiyor. Tek parti iktidarı var; hem de yalnızca hükümette değil, ağırlıklı olarak yerel yönetimlerde de. Dolayısıyla öyle her kafadan ayrı ses çıkması gibi, karar almada zorluk yaşanması gibi, Meclis'in tıkanması gibi bir durum söz konusu değil.

Eğer aksi olsaydı neler yaşardık neler...

İstanbul'u CHP ya da başka bir muhalefet partisi yönetseydi ve kentin siluetini bozan gökdelenlere izin verseydi, hükümet buna nasıl da tepki gösterirdi, bir düşünsenize. "Buna nasıl izin verirsiniz insafsızlar, tarihi güzelim camilerimizi nasıl gölgelersiniz"le başlardı eleştiriler, "Tıraşlayın" emriyle devam ederdi. Ama neyse ki İstanbul'u 20 yıldır AKP yönettiği için belediye böyle bir olumsuzluğa meydan vermedi, hükümet de belediyeyi eleştirmek durumunda kalmadı.

Merkez Bankası'nın yöneticileri muhalefetteki partilerin iktidarı döneminden kalmış olsa ve bu yöneticiler de "yüksek faiz lobisi"ne hizmet edercesine faizi yüksek belirlemekte ayak direse, haliyle hükümetin büyük tepkisini çekerdi. Oysa şimdi Merkez Bankası yönetimini kaç dönemdir bu hükümet atadığı için böyle sorunlar yaşanmıyor, hükümetin hiçbir üyesi Merkez Bankası'nın işine karışmıyor; hele hele faiz konusunda bir eleştiri ya da dikte girişimi akıllara dahi gelmiyor.

Hükümetteki tüm bakanlar aynı partiden olduğu için bir yatırım için binlerce zeytin ağacı kesildiğinde bir bakan "Ne var yani bunda, 1.3 milyar dolarlık yatırım için biraz ağaç kesilse ne olur" demiyor, başbakan yardımcısı ta yurtdışından "Bu vahşi kapitalizmden başka bir şey değildir" diye tartışmaya katılmıyor, aradan günler geçtikten sonra çevreyle ilgili bakan "Nasıl kıydınız bu ağaçlara ya" şeklinde bir açıklama yapmıyor. Ne denir, tek parti iktidarının gözünü seveyim!

2002 sonunda iktidara gelen AKP'nin şimdiye kadar kurduğu tüm hükümetlerde bakan olarak görev yapan ve halen başbakan yardımcılığı görevini sürdüren, görünürde partinin en güçlü kişilerinden biri izlenimi uyandıran ekonomik konulara bakan politikacının ayağını kaydırmak isteyenler olduğu iddiası da gerçekten çok komik. Tabii ki böyle bir durum ancak koalisyon hükümetleri döneminde yaşanırdı. Tek parti iktidarında böyle bir durumla karşılaşılması söz konusu olabilir mi? Hem zaten şunun şurasında 2015 seçimine ne kaldı ki, bu bakan 2015 sonrasında ne hükümette olacak, ne Meclis'te. Ama o parti çekişmesi yok mu!

★ ★ ★

Tek parti hükümeti ve "siyasi istikrar" hiç işe yaramıyor değil tabii ki. Dört eski bakanla ilgili haber yasağını siyasi istikrar olmayan bir dönemde getirmek mümkün olabilir miydi hiç?
Ya da, Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışan yepyeni bir saray inşa etmek? Her kafadan bir ses çıkar, "O saraya harcanan parayla şu kadar okul, hastane, yol yapılır" gibi klasik hale gelen anlamsız gerekçeler sıralanırdı. Sanki devlet gerektiği yerde okul inşa etmiyor, sanki öğretmen atamaları hiç geciktirilmeden yapılmıyor, sanki bir sınıfta 60-70 öğrencinin öğrenim görmesine göz yumuluyormuş gibi...

★ ★ ★

Konunun mizah ya da kara mizah yanı bir tarafa, hükümetten her gün gollük paslar geliyor. Hem de her konuda. Ama rakibin forveti beceriksiz, bu pasları gole çeviremiyor.
İktidar ve muhalefet partisinden kopanlar, hiçbir şansları olmayacağını bile bile kendilerini tatmin için yangından mal kaçırırcasına parti kurmayı tercih ederek siyaseten intiharı seçmiş oluyorlar. Vardır herhalde bir bildikleri de, o bilineni biz bilemiyoruz işte.

Şunun şurasında seçime yedi ay kalmış. Yalnızca yedi ay. İktidar partisi tutup eylem planı adı altında "2x2=5" sonucunu verecek doğruluk ve tutarlılıkta bir metin ve rakam serisi açıklıyor. Ama onlar, "Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı" havasındalar; haklılar da.

Peki ya muhalefet? Onlar ne diyor, bilen var mı? Örneğin, ana muhalefet partisi olur ya 2015'te seçimi kazanırsa ne yapacak, hangi soruna nasıl yaklaşacak, çözüm önerileri neler?
Ya da, 2015'te sandıktan bir koalisyon çıkarsa... Bugün AKP içindeki "particikler" dikkat çekmiyor, zaman içinde kanıksanmaları sağlandı sağlanmasına da, gerçek bir koalisyona dönük önyargılar çok taze. 

Yoksa muhalefet, "Nasıl olsa öyle bir şey olmaz, nasıl olsa seçimi kazanamayız" düşüncesiyle mi böylesine rahat davranıyor?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar