"Sisli dünyada" Merkez'in yol göstericiliği
2008 krizinden bu yana özellikle bizi de yakından ilgilendiren Euro Bölgesi'nde sis perdesi bir türlü dağılmıyor. Son dönemde birçok ülke Merkez Bankası'nın yaptığı gibi, bizim Merkez Bankamız da "Yol gösterici" açıklamalarla piyasamızda belirsizlikleri azalmaya çalışıyor. Erdem Başçı'nın dün AA Finans masası sohbetinde de yine böyle yol gösterici açıklamalar yer alıyor.
Dünya ekonomisinde 2008 krizi ardından bir türlü dağılmayan bir "Sis perdesi" söz konusu. Özellikle Euro bölgesinde bu sis daha da yoğun olduğu için bizi de yakından ilgilendiriyor. Ve bu sisli ortamda iş dünyasının önünü görmesini sağlayacak açıklamalar önem taşıyor. Merkez Bankaları bütün dünyada yol göstericiliğe önem veren açıklamalar yapıyor. Bu açıdan Merkez Bankamızın yaptığı araştırmalar ve bunlara bağlı olarak Başkan Erdem Başçı'nın açıklamaları bizim piyasamızdaki sis ortamının dağılmasına yardımcılık eder nitelikte oluyor. Başçı iki-üç ayda bir Anadolu kentlerinde yaptığı toplantılarda, bir yandan dünya ve Türkiye'deki gelişmelerle ilgili görüşlerini ve beklentilerini aktarırken, bir yandan da o kentteki ekonomi aktörlerin düşüncelerini, beklentilerini, taleplerini öğreniyor.
Merkez Bankası Başkanı Başçı, dün Anadolu Ajansı Finans Masası'na konuk olarak yine piyasaların önünü daha iyi görmeleri için hem Avrupa krizi konusunda, hem de ülkemizdeki muhtemel gelişmeler ve atılması muhtemel adımlar konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Ayrıca, arkadaşımız Mehmet Kara'nın haberinde Merkez Bankası ekonomisti Aytül Ganioğlu'nun 24 gelişmiş, 26 gelişmekte olan ülkedeki 1970-2008 yıllar arasında yaşanan 50 kriz tahlil ediliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bu 50 krizin ortak karakterinin hızlı kredi genişlemesi ve cari işlemler açığı olduğunun altı çiziliyor.
Erdem Başçı'nın dünkü açıklamalarında ise şu noktalar öne çıkıyor.
Önce dış değerlendirme:
-Başçı Euro bölgesinde ekonominin toparlanması için atılması gereken adımların atıldığını, ancak geç atıldığını belirterek, "Bazı ekonomik konular arasında geç atılmış adımların maliyetinin yüksek ve faydasının az olduğunun" altını çiziyor. Euro bölgesinde bu yıl hafif eksi büyüme, gelecek yıl hafif artı büyüme olacağı tahminlerine katıldığını belirtiyor. Risklerin sürdüğünden de söz ediyor.
Gelelim iç değerlendirmelerine:
-Başçı, TL'nin değerli olma noktasına gelindiğini, tam sınırda olunduğunu belirtiyor. Önlem olarak önce faiz indirimi yapılabileceğini, yetmezse diğer araçları kullanacaklarını açıklıyor.
-Başçı, toplam kredilerin GSMH yüzde 55'ler seviyesinde olduğunu, kredi derinliği rasyosunun 2013'te yüzde 57-61 'e çıkması halinde kredi artışlarının yüzde13-15 oranlarında dolanması sonucunu doğuracağını, yüzde 15'leri geçmesi halinde riskli sınırlara gelmiş olacağını, eskisi gibi yüzde 25-35 kredi büyümelerinin unutulması gerektiğini söylüyor. Şu anda kredi artış oranı yüzde 14.3'ler seviyesinde bulunuyor.
-Tasarruf konusuna değinirken Başçı, iki yatırım konusunu ele alıyor. Bireysel Emeklilik Reformunun önemine değinip, her 100 liraya devletin 25 lira katkı yapacağının önemine inandığını açıklıyor. Ayrıca, mevduat vadesinin uzatılması çalışmaları yaptıklarını uzun vadede daha düşük stopaj uygulaması ile başka kanallardan sürpriz olacak uygulamalara gideceklerini belirtiyor.
-Başçı, 2013 büyümesinin iki ayak üzerinde olacağını, bunlardan birinin iç talepte ılımlı büyüme için üretim, diğerinin ihracatın artırılması olduğunun altını çiziyor. Bu iki kanaldan büyümeye destek alacak olan OVP'ın genel resmine katıldıklarını söylüyor.
-Başçı yıl sonu enflasyon beklentilerini yüzde 7.4 olarak tahmin ettiklerini, öncü göstergelerin iyi gittiğini, bunun işleri kolaylaştırdığını ve 2013'ün yüzde 5 enflasyon hedefini kolaylaştıracağını, şu anda ön planda enflasyonist baskı olmadığını açıklıyor.
Doğaldır ki, Başçı'nın bu tür açıklamaları ve araştırmacılarının yayınladıkları raporları piyasaların önünü daha iyi görmelerine, belirsizliklerin azalmasına kapı açıyor.