"Sayın Bakanımın son anda...."
"Sigortacılık Zirvesi" geçtiğimiz yıllarda özel şirket tarafından bir iki kez düzenlenmeye çalışılmıştı. Bu zirvelerde bildik konular sektör temsilcilerine anlatılmaya çalışılınca başarılı olamadı ve devam da etmedi. Şimdi "Sigorta Haftası"na denk gelen tarihte bir zirve daha düzenlendi. Bu kez düzenleyen kurumlar arasında Hazine, TOBB, TSRŞB ve SEGEM olunca "tamam artık ciddi bir zirve olacak" diye düşündüm. Katılımcılara baktım, Sayın Bakanımız Ali Babacan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı... "Ooooo ağır bir katılım olacak, devletimiz artık sigorta sektörüne sahip çıkmaya başladı" dedim. "Bireysel Emeklilik toplantısı değil, yani işin içinde uzun vadeli fon falan yok, Sayın Bakanım bu toplantıya gelmez" diye aklımdan da geçmedi değil.
"Kendi aramızda masaya yatırdık"
Sigorta sektörü tam tekmil salonda yerini aldı ve o sihirli sözcük kulaktan kulağa yayıldı;"Sayın Bakanımın programında acil bir değişiklik olmuş, Ankara'da olması gerekiyor" (Aslına bakılırsa çok da şaşırmamak gerekir tam seçim üstü, ama hiç olmazsa gelemeyeceğim denmeli.) Sayın Bakanım gelmeyince, TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ve Hazine Müsteşarımız Sayın İbrahim Çanakçı'nın da ani işleri çıktı. Biz sigorta sektörü olarak yine biz bize kaldık. "Türk sigorta sektörü modeli'ni kendi aramızda tekrar masaya yatırdık.
"İstanbul Sigortacılık eğitim merkezi olacak"
Toplantı sırasında Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç ile ayaküstü konuşma fırsatı buldum. Bu toplantının çevre ülkelerden katılımlar ile daha anlamlı olacağını ve bu amaçla yapıldığını söyledi. Salonda 500'e yakın katılımcının sadece 10 tanesinin yabancı ülkelerden olduğunu öğrendim. Bu toplantının Sayın Genç'in hayali olan İstanbul'un çevre ülkeler için sigortacılık eğitim merkezi olması projesinin bir başlangıcı olduğunu biliyorum. Bu nedenle ilk olması bakımından da önemsiyor ve başarılı buluyorum. Gelecek senelerde devam ettirildiği takdirde Zirve'nin daha organize olacağını düşünüyorum ve katılımların daha geniş ve üst düzey olacağını da tahmin ediyorum.
Zirveye Sayın Bakanım, Sayın Başkanım ve Sayın Müsteşarım katılsaydı, onları kocaman bir medya ordusu takip edecekti. Ve böylece sigortacılık ile ilgili biraz olsun bilinç düzeyinin artmasına sebep olacak basın yansımaları olurdu. Belki DASK ile, belki tarım sigortaları ile, belki trafik sigortaları ile, belki de sağlık sigortacılığı ile ilgili bir şey söylenir ve bu basında yer alırdı. Bu fırsatta kaçtı, kısmet seneye.
Tarım sigortaları kıymete bindi !
Tarım sigortaları ile ilgili bugüne kadar tek kelime etmeyen Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, bu sigortanın önemini anlatan reklam filmleri ve gazete ilanları hazırlatıyor. Tarım sigortaları tabii ki güzel bir proje ve Sayın Başbakanımızın döneminde hayata geçti. Bunu seçim kampanyalarında kullanması kadar doğal bir şey yok. Fakat bu dönemde hayata geçmiş "Hayaldi ve gerçek oldu" belki ama şu anda çiftçilerimizin yüzde 2-3'ü bu sigortayı kullanıyor. Sayın Başbakanım bu sigortanın önemini bildiği son kampanyalarda ortaya çıktı ama, bugüne kadar ağzından "Ey çiftçi kardeşlerimiz gidin tarım sigortasını yaptırın. Bakın Devletimiz de priminizin yarısını veriyor. Ürünlerinize, hayvanlarınıza bir şey olursa bizim kapımıza gelmeyin, sigortadan paranızı alın" dese iş bitmiş olacaktı. Belki Sayın Bakanımız toplantıya katılsa sigortalılık oranının artmasını sağlayacak demeçleri olabilirdi. Dedim ya bir başka bahara kaldı.