"Sadece ihracatı değil, ülkenin yaşam kalitesini de yükseltin"
Prof. Purg'un yarının genç Türk liderlerine önerisi şu: "Ülkenizin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyin. Yüksek yaşam kalitesine sahip olmak, büyük bir ihracatçı, büyük bir üretici olmak anlamına gelmiyor. Öncelikli olarak sürdürülebilir projeler üretmek ve yaşadığınız ülkenin havasını, suyunu, trafiğini, insan ilişkilerini iyileştirmeniz gerekiyor."
Prof. Danica Purg, Doğu Avrupa'nın en iyi yönetim okulu olarak değerlendirilen Slovenya IEDC Bled School of Management'ın kurucusu ve dekanı.
Prof. Purg, bu yıl ABD merkezli Academy of International Business tarafından "Yılın Dekanı" ödülüne layık görüldü.
Bu ödüle layık görülmesinin bir çok nedeni var.
Prof. Purg, bundan tam 26 yıl önce, işletme kelimesinin bile tabu olarak görüldüğü sosyalist Yugoslavya'da bir işletme okulu kurdu. Bu okul, Orta ve Doğu Avrupa'da bir ilki temsil ediyordu. Prof. Purg, o dönemde işletme kelimesi yerine, "ekonomiyi yöneten işçileri eğitmek" kavramını kullandı.
Daha sonra, bölgede açılan işletme okullarını Orta ve Doğu Avrupa İşletme Okulları Birliği (CEEMAN) altında topladı. Bu bünye içinde Uluslararası İşletme Eğitmenleri Akademisini oluşturdu ve bölgede 2 bin 500'e ulaşan eğitmen boşluğunu doldurmayı hedef aldı. IEDC-Bled School of Management, 2009 yılında The Aspen Institute Center for Business Education tarafından gerçekleştirilen araştırmada dünyanın en yaratıcı okulları arasında sıralandı. Sonuç olarak, IEDC'nin öncülük ettiği işletme eğitimi, bölgesel reform sürecine önemli katkı sağladı.
Prof. Purg'un bir diğer başarısı ise, işletme eğitimi sürecine sanatı dahil etmiş olması. "Sanat, liderlik gelişimi için çok önemli bir araç" diyen Prof. Purg, sanat sayesinde insanların daha yaratıcı ve yenilikçi olduklarını söylüyor.
Türkiye'ye yaptığı iki günlük ziyaret sırasında sohbet etme fırsatı bulduğumuz Prof. Purg, işletme yönetimi konusunda "Bu işi en iyi ben bilirim" diyenlerin bile kulak vermesi gereken önerilerde bulunuyor.
. Yarının liderleri küresel bir bakış açısına sahip olmalı; herkesin ihtiyaçlarına ve potansiyeline cevap vermeli. Bugün işletme okullarının karşılaştığı en büyük zorluk daha iyi bir dünya yaratacak sorumluluk sahibi liderler geliştirmek. Yarının liderlerinin etik sahibi, sürdürülebilir stratejiler ve ürünler geliştiren bireyler; girişimci ruhu taşımaları; risk alabilmeleri gerekiyor.
. İş dünyasında başarılı olmak için, yaratıcılık ve inovasyonun olmazsa olmaz bir önem kazandığı dünyada, bu değerlerin gelişmesi açısından sanat çok önemli bir rol üstleniyor. İnovasyonun olmadığı bir yerde, büyüme olması beklenemez. Müzik, daha iyi bir dinleyici olmayı sağlarken; görsel sanatlar daha iyi bir izleyici yaratıyor. Bizim MBA programlarımız sanat dersleri içeriyor. Resim derslerimiz, müzik derslerimiz var. Orkestra şefi, caz müzisyeni eğitimcilerimiz var. Öğrencilerimizin sadece "lider" değil, aynı zamanda "daha iyi insan" olmalarına; sadece ceplerini değil, toplumun geleceğini düşünen bireyler olmalarına çalışıyoruz.
. Yaşadığımız kriz, lider eksikliğinden kaynaklandı. Doğru ve yanlış arasındaki fark unutuldu. Kriz sonrasında, büyük bir değişim yaşanması gerekirdi, fakat ne yazık ki, beklenen değişim söz konusu olmadı.
. Orta ve Doğu Avrupa'daki ekonomik ve siyasi koşullar dikkate alındığında, işletme eğitimi özellikle değişim ve bilgi yönetimine odaklanıyor. İletişim yetenekleri, açık fikirlilik, kültürler arası farklılıklara karşı duyarlılık, ilham vermek, farklı geçmişlere sahip insanları motive etmek gibi unsurlar büyük önem taşıyor.
. Siyasi liderlik, iş dünyası liderliğinden farklı özellikler gerektiriyor. İş dünyasında kararlarınızı tek başınıza alabiliyorsunuz. Siyasette ise sürekli olarak uzlaşma içinde olmanız gerekiyor. Ne yazık ki, siyasette karşılaştığımız liderlerin büyük bir bölümü yeterince eğitim almamış insanlar oluyor. Aynı durum kültür, sağlık, sivil toplum kuruluşları için de geçerli. Çin'in başarısı aslında bu detayda gizli. Çin'de iş dünyası ve siyasi hayattaki liderler el ele çalışıyorlar, ortak kararlar doğrultusunda hareket ediyorlar.
Yarının genç Türk yöneticilerine tavsiyeler
. Yarının liderlerinin ülkenin yaşam kalitesini artırmaları gerekiyor. Büyük bir ihracatçı, büyük bir üretici olmak, yüksek yaşam kalitesine sahip olmak anlamına gelmiyor. Yaşadığınız ülkenin havası, suyu, trafiği, insan ilişkileri gibi unsurlar önem taşıyor. Genç liderlerin bu konulara öncelik vermeleri, daha iyi bir ülke için çalışmaları gerekiyor.
. Genç yöneticiler öğrenmeye istekli olmalı. Dünyada neler olup bittiğini yakından izlemeli. Uluslararası piyasalarda deneyim yaşamalı. Ne yazık ki İşletme okullarında yeterince Türk yönetici göremiyoruz. Yabancı dil konuşanların sayısı da fazla değil.
. Türkiye, ekonomik açıdan son derece başarılı bir tablo çiziyor. Rakamlar da bu gerçeği net bir şekilde ortaya koyuyor. Öte yandan ülkede yaşanan sosyal dönüşüm, kadınların sosyal yaşamdaki yeri gibi konular diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılmıyor. Türkiye, kendi içinde olup biteni tüm dünyaya anlatmak zorunda.
. Türkiye'nin sahip olduğu güçleri doğru kullanması gerekiyor. Hem doğuda hem de batıda söz sahibi olan bir ülkesiniz. Bu kapsamda daha geniş çaplı uluslararası işbirlikleri geliştirmelisiniz. İşgücünüz batı Avrupa'da oldukça takdir görüyor. Bu kaliteli işgücünü kendiniz için de kullanmalısınız.