"Raylı Sistem Kümesi" talepleri ve gündemi

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

 

 
 OSTİM mal ve hizmet üretenlere "mekan sağlama" amacıyla kurulmuş bir kooperatif. Bugün Ankara'nın göbeğinde çok değişik donanımın üretildiği ve hizmetin yerine getirildiği bir üretim alanı. OSTİM yönetimi, sadece mekan geliştirmenin yetmeyeceğini, işlerin nitelik ve niceliğini birlikte geliştirmenin önemini de değerini de kavramış. Bireysel planda entelektüel kapasitenin artırılmasının yeterli olmadığını, sistem kapasitesini geliştirmek gerektiği düşüncesini sevda haline getirmiş, sevdanın peşine düşülmüş.
Ülkemizde kentler hızlı gelişiyor. Yerel yönetimler nüfusu 500 bini aşan kentlerde " raylı sistem yatırımları" (tramvay, hafif raylı sistem ve metro) yapılıyor. Raylı sistemlere araç-gereç üretimde "yerli katkı olanaklarını" öne çıkarmak için bir çalışma başlatılmış. "Raylı Sistemler Kümesi" oluşturulmuş… Sisteme g irdi sağlayabilecek değişik alanlarda üreticilerin katıldığı bir "değerlendirme toplantısı" yapıldı. Toplantıda bazı düşünceler öne çıktı:
" Standart teknolojilerde yerli katkı oranını yüzde 70'lerin üzerine çıkarabiliriz.
" Yazılımda ülkemizin potansiyeli var, çok kısa zamanda istenen her türlü yazılımları üretebiliriz.
" Elektronik donanım ve araç-gereçlere uyumlandırılmasında ciddi eksikler var; tutarlı bir politika ve uygulama ile aşabiliriz.
" Ülkemizde kentleşmenin yarattığı talep, dünya genelinde kentleşmenin hızlanması ve kentiçi ulaşım ihtiyacının artması dikkate alındığında çok ciddi bir taleple karşı karşıyayız.
" Önce ülkemize yönelik "dinamik mevzuat" gerekli. Bu bağlamda kamu ihaleleri ve ihale sözleşmelerinin ulusal fayda/maliyet analizine dayalı yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
" Mevcut durumda yaklaşık 33 çeşit aracın ithal edildiği, ülkemizin tam bir "araç çöplüğü" haline geldiği bir süreç hızla ilerliyor.
" Motor ve sürücü cer sistemleri "kritik üretim alanı" bu konuda başarı için mevcut kazanımları daha ileri boyutlara taşıyacak atılımlar gerekiyor.
" Bütün olanak ve kısıtları dikkate alan bir "Devlet Politikası" ile raylı sistem üretiminde "yerli katkı" oranını yükseltecek politika tasarımı ve uygulamasına ihtiyaç var.
" Belirlenecek yeni hedeflere göre Ar-Ge desteklerinin yeniden tasarlanması, önceliklerin belirlenmesi ve etki düzeyinin hesaplanması da gerekli…
Ayrıntıdaki yorumlar Dünya Gazetesi haberinde yerini aldı… Raylı Sistemler ağırlıklı olarak geleneksel üretim-odaklı bir alan olması nedeniyle "rekabet üstünlüğü yaratabileceğimiz" üretim alanlardan biri gibi gözüküyor.
"Raylı Sistemler Kümesi" kendi sorumluluk alanı ve görev önceliklerini belirlemeli… Bizim önerimiz aşağıdaki adımların hızla atılması yönündedir:
1.İş yapma metodumuzu gözden geçirelim: Ülkemizin derinliklerinde yaptığımız gözlem, "iş yapma metodumuzu" çok sorgulamadığımızı kanıtlıyor. Bir araştırmaya, rapora, belgele ve bilgilere dayanan, "inandırıcı gerekçeleri" yazıla hale getiren, fayda/maliyet analizi ile bilgi ve fikirleri somutlaştıran "dosyalarla" iş yapma aşamasına gelebilmiş değiliz. Bu tutum, bizi "parçacı yaklaşım" tuzağına düşürüyor. Sorunun "bütününü" gözeten yaklaşımlar da indirgemeci algıdan zarar görüyor. Bu nedenle " Raylı Sistem Kümesi" öncelikle "iş yapma tarzını" sorgulamalı. Bugüne kadar neleri eksik yaptığımızın bir dökümü elimizin altında olmalı.
 
2.Net bilgi eksiği var: Raylı Sistem Kümesi' nin başarılı olabilmesi için ikinci adım, net bilgi ihtiyacının hızla giderilmesidir. Hangi üretim alanında rekabet edebilecek performana sahibiz? Sorunun yanıtı için elimizin altında var olan kaynaklara ilişkin net bilgiye ihtiyacımız var. Çok söylüyor ve yazıyoruz: Günümüz dünyasında varlığımızı korumanın üç adımı var. Net bilgi sahibi olma, kaynakları etkin koordine etme ve belli alanlara odaklanma.
Raylı Sistem Kümesi'ni başarılı kılabilmemiz için önce sektörle ilgili "dinamik bir envanter" hazırlanmalı… Sektöre girdi verecek ve katkı sağlayacak olan bütün işyerlerinin bir dökümü yapılmalı. Bu iş yerlerimizin deneyimi, birikimi, kapasite ve teknik olanakları hakkında bilgimiz yeterli olmalı… Daha teknik bir anlatımla "var olan fiziki sermaye" hakkında bilgimizi yeterli değilse, yeni kapasite ve teknik olanaklar yaratırken gereksiz yatırımlar yapılabilir. Gereksiz tezgah almanın, teknoloji yatırımı yapmanın önüne geçebilmenin çok temel aracı "net bilgi" sahibi olmadır.
 
3.Ortak dil yaratma: Raylı Sistem Kümesi çok önemli bir adımdır. Sektör ilgililerinin ÖSTİM gibi deneyimli bir örgütle birlikte hareket etmesi, uzun yılların birikimini, bilincini ve bakış açısını kullanabilme olanağı yaratır. OSTİM önderliğinde atılan adımın bir basamak daha yukarı çıkarılabilmesi için bu alt-sektörün "ortak dil yaratmaya" ihtiyacı var…Bursa, Eskişehir, Sakarya, Sivas, Konya, Kayseri, Ankara vb. raylı sistem birikimi olan yörelerimiz ayrı hareket etmemeli. Önemli olan raylı sistem konusunda ülkemizin birikimlerini harekete geçirmektir; bu konuda "kasaba kültürünün, ben de yok başkasında da olmasın" algısının tuzağına yakalanmamak gerek. Birlikte hareket ederek, pastayı büyüterek, hep birlikte kazanmamız için siyasi irade ve bürokrasiye "ortak dile" dayanan öneriler sunulmalıdır.
Dinamik bir envantere dayanarak "olanak ve kısıtlarımız hakkında nesnel bilgi" ne denli önemli ise, nesnel bilgilerden türeyen ortak değerler, ortak irade, ortak yararlar, ortak projeler ve ortak kurumlar da o kadar önemlidir. Güç birliği ve etkililik yaratan bütün bu ortak çabaların anlatılması, anlaşılması, yaygınlaşması, derinleşmesi, çeşitlenmesi, renklenmesi ve zenginleşmesinin temeli de "ortak dil"dir.
Raylı Sistem Kümesi, "ortak dil" konusunda gerekli çabayı gösterir; etkin sonuçlar alırsa, özellikle medyanın katkısı artar. Medya, bilgilerin derlenmesi, paketlenmesi ve dağıtılmasındaki işlevini, ortak dille bilgilendirdiği zaman amacı uygun yerine getirir.
 
4.Dinamik mevzuat ihtiyacı: Raylı Sistemler konusunda üretimde yerlilik katsayısının artırılması, yurtiçi ihtiyacın karşılanması, dünya genelinde ortaya çıkan potansiyelin değerlendirilmesi için çok önemli adımlardan bir diğeri de "dinamik mevzuat"tır… İş çevresindeki değişmelerin yarattığı ihtiyaca göre değişen, yönlendirici, düzenleyici ve denetleyici işlevini yerine getiren bir mevzuat yapılanmasına ihtiyaç var. Örneğin, kamu ihaleleri "sözleşmeleri" sürekli yakınma konusu…Adres belirleyen sözleşmelerden söz ediyoruz…Gelin kendimizi sorgulayalım: Bugünkü aşamada, raylı sistemlerin bütününü ilgilendiren, sözleşmeleri de kapsayan mevzuat önerilerini bürokrasi ve siyasi iradeye taşıdık mı? Dünya genelinde aynı sektörde uygulanan mevzuat benzerliklerini, ayrıştıkları yanları, ülkemizin olanak ve kısıtlarını, ülkemiz yararını en çoğa çıkaran, maliyetlerini en aza düşüren "taslak metinleri" ilgililere ilettik mi? 
Zaman zaman bürokrasinin ve siyasilerin ülkenin reel koşullarını yeterince incelemediğini ve bilmediğini söyler ve yakınırız. Kayserili'lerin dediği gibi, " yakınma,yekin" ilkesi aklımıza gelmez. Şimdi Raylı Sistem Kümesi' nin temel sorumluluklarından buru şu: Hukukçular ve uygulamacılar ile birlikte hazırlanacak mevzuat önerilerini yazılı hale getirerek ilgililere iletmeliyiz…Eğer kendi içimizde örgütlenerek, ne istediğimizi, niçin istediğimizi, öngördüğümüz değer üretimini somut verilerle anlatan, sağlıklı gerekçelere dayanan öneriler sunmadan, sadece "talepçi" algıyla yola koyulursak, yaklaşık 70 yıldır bir turlu kurtulamadığımız çıkmaza yeniden saplanır kalırız.
 
5.Kurumsal gözetim ve denetim: İşleyen kurumlara sahip olan, kurumsal gözetim ve denetimle ilke ve kurallardan sapmaları azaltan toplumlar gelişmişlik kervanına katılıyor. Raylı Sisteme Kümesi de öngörülen hedeflere ulaşmak için kurumlara ilişkini tasarımlarını netleştirmelidir. Ne gibi ortak kurumların oluşturulması isteniyor. Bu kurumların, öngörülen stratejilerle ilgili gözetim ve denetim yetkisi ne olacak? Sapmaların düzeltilerek, ilerlemelerin güven altına alınması için yetki ve sorumlulukların sınırları nasıl belirlenecek?
Raylı Sistem Kümesi, "mevzuat önerileri " ile birlikte " kurumsal yapı ve işleyişi" hakkında da net öneriler yapmalı.
5. Devlet politikası: Raylı Sistem Kümesi tartışmalarında hemen herkes ülke potansiyellerinin kullanılabilmesi için sık sık değişmeyen, iktidarlar değiştikçe farklılaşmayan bir "devlet politikası belirleme ihtiyacına" vurgu yaptı. Güney Kore kalkınmasında gözlendiği gibi, devlet politikasının yönlendiriciliği çok önemli… Ancak, böyle bir politika eli taşın altında olanların belirleyeceği gerçek ihtiyaçlara dayandığı zaman etkili olur. Bu da eli taşın altında olanların ne istediklerini açık ve net olarak tanımlamalarını gerektirir.
"Devlet politikası" çok genel ve kategorik bir anlatım. Bu anlatımın bileşenleri ve bağlamlarının ayrıntılarını netleştirme gerekir. Ne istiyoruz? Niçin istiyoruz? İstediğimizin yaratacağı fayda nedir? İsteğimizin yetince gelmesinin maliyetleri nelerdir? Fayda ve maliyet dengesi nasıl kuruluyor? Taleplerimizin zaman boyutu nedir? Sürekli destekler mi istiyoruz, kademeli geçişler mi öngörüyoruz? Rekabete açık bir yapıdan mı yanayız, yoksa korumacı bir algıdan yana mı? Vb. soruları alabildiğine sorarak, tartışarak ve boşluk bırakmadan yanıtlarını vererek "devlet politikası önerdik" de siyasi irade yerine getirmedi mi?
6. Tanıtım ihtiyacı: Yapılan çalışmaların kapalı kapılar ardından, açık ortamlara taşınması da iş yapma tarzının bir başka bileşenidir. Tanıtımın ilk adımı, dinamik envanter ile saptanan üreticiler arasındaki iletişimin gerekli yoğunluğa, yaygınlığa ve derinliğe taşınmasıdır…Kendi aralarında net iletişim kuramayan bir sektör, medya iletişiminde farklı dil kullanarak, kavram bileşenlerini ihmal ederek "kafa karışıklığı" yaratır. Öncelikle sektör ilgililerinin kendi aralarında iletişim yaratmaları, bir adım sonrasında medyanın doru bilgilendirilmesi, sektörün gelişmeni etkileyecek çok önemli araçlardır.
İç iletişim, medya bilgilendirilmesi, kamuoyu oluşturulması ve kitle desteğinin sağlanması sektörün hak ve çıkarlarını korumanın etkili yoludur. Bu yolda ilerlememiz için üzerimize düşeni ne kadar yaptığımız sorgularsak, olanak ve kısıtlarımızı belirlersek, tanıtımda inandırıcılığımızı artırır ve daha büyük kitle enerjisini arkamıza alırız.
7.Değerlendirme: Raylı Sistem Kümesi'nin başarılı olması çok değişik açıdan anlamlı: Birincisi, geleneksel teknolojiler ve ileri teknolojilerin birlikte kullanıldığı bir üretim alanında var olan potansiyellerimizi ne kadar kullanabildiğimizin göstergesi…Eğer, orta teknolojilerinden ileri teknolojilere geçmek, katma değeri yüksek üretimler yapmak istiyorsak raylı sistemler üretiminden daha uygun bir örnek olamaz. İkincisi, net bilgi kaynağı envanter, işlem maliyetlerini azaltan ve güven yaratan mevzuat alanında entelektüel ve sistem kapasitemizi ölçmek istiyorsak, raylı sistemler uygun bir üretim alanı… Ülkenin Cumhuriyet öncesinden bugüne gelen birikimlerini ne kadar çağdaşlaştırabildiğimizi gösterecek bir üretim alanı raylı sistemler. Üçüncüsü, raylı sistemler geleneksel teknolojiler kadar elektronik ve bilgiişlem teknolojilerini de içeriyor… Teknolojiler arasında uygun geçişler yaratmanın, bütünsel teknoloji kullanabilme örneklerini verebilmenin de anlamlı olabileceği yer…
Gözlemlerimi paylaşmayı bitirirken, kalsik çağrıyı yapacağım: Söylediklerimin onaylanmasını istemiyorum; ne demek istediğimi anlamak için gayret edilmesini istiyorum. Aykırı görüşü olanlar varsa, yazmalarını, bu sütunda onları da yayınlamayı umut ediyorum. Çok sesli tartışarak, derinliği ve etkililiği olan ortak akla ulaşmanın gerektiğine inanıyorum…
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar