"Orta sınıf" ve "iş insanları"

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

 

 

DÜNYA Gazetesi’nde 14 Nisan 2011 günü, dizi yazımızın ilkinde "Nedir ve kimdir bu orta sınıf?" sorusunun yanıtı verilmeye çalışılıyordu. Ertesi gün, "Orta sınıfın sorunları ve fırsatları nelerdir?" sorularını zihnimizde netleştirme çabası sürdürüldü. İzleyen bir sonraki gün, "Orta sınıf analiziniz ufkunuzun adıdır" diyen bir deneme okuyucu ile paylaşıldı. Denememizin dördüncü yazısı, "Tahrir’den Wall Street’e sokaklar neyi sorguluyor?" diyor; güncel bir gelişme bağlamında orta sınıfın konumu irdeleniyordu. Denemenin beşinci ve son yazısı, "Orta sınıf aynasından bakarak gelecek inşa etmeliyiz" önerisinin gerekçelerini sıralıyordu.

Geçen hafta "Afrika’da orta sınıf potansiyeli" başlığı ile dünyamızın yüzleştiği "yeni orta sınıf gerçeğine" ilişkin bilgiler okuyucu ile paylaşıldı.

Sayıların diliyle...

Rakamlarla anlatmanın "önemsiz olduğunu" söylemem. Rakamlar gerçekliğin aynası ise somutlaştırmanın çok önemli aracıdır ama, aynı ölçüde kendi yetmezliğimizi saklamanın, çıkarlarımızı korumanın da kutsal şalıdır. Rakamlar gerçeği yansıtmanın "erdemi" olduğu kadar yanıltmanın ve yamultmanın da etkili araçlarıdır. Verilerinin nasıl derlendiğini, hangi yöntemlerle malumat ve bilgiye dönüştürüldüğünü, bilgilerin kirlilikten nasıl ayıklandığını, hangi düzeydeki sezgilerle bilgilerin "anlamaya" dönüştürüldüğünü irdelememiş, "net bilgiye" sahip olamamışsam "rakamların diline" kuşkuyla yaklaşmam gerektiğini de unutmamalıyım... Rakamların oluşum şeklini bilmeden, gösterge tablosuna bakarak maç anlatma alışkanlığının toplumumuza pahalıya mal olduğunu kendi gözlemlerimden biliyorum.

Orta sınıfla ilgili rakamları paylaşmamız yararlı ama nereden ve kimden alındığını belirtmek koşuluyla. Şimdilerde hayatımıza yön veren temel eğilimlerden biri "ekonomide güç merkezinin Asya-Pasifik eksenine kaymakta oluşudur". Bu nedenle, Çin’de, Hindistan’da, Endonezya’da, Güney Kore’de ve Malezya vb. ülkelerde gelişmeler herkesin ilgisini çekiyor. Giderek "belirleyici güç" olma yolunda ilerleyen Çin’den başlayalım:

Serdar Turgut, 2 Eylül 2012 günü Haber Türk’teki yazısında, Robyn Meredith adlı yazarın kitabına gönderme yaparak, " 2025 yılına gelindiğinde 520 milyon Çinli’ nin artık ora sınıf konumuna ulaşacağı tahmini yapılıyor ve bu olunca Çin’de tüketim harcamalarının astronomik şekilde artacağı belirtiliyor. Çin orta sınıfının toplam harcanabilir geliri 1 trilyon 600 milyar dolar olacağından, her şirketin bu piyasaya bakınca dili dışarıya çıkıyor" diyordu.

Frost&Sullivan’ın basına dağıttığı araştırma sonuçlarının özetine göre, Çin 2020 yılına kadar dünyanın en geniş orta sınıfına sahip olacak. "Çin’de yıllık 7 bin 500 ile 60 bin dolar arasında gelir elde eden haneler orta sınıf olarak tanımlanıyor. Bu tanıma göre Çin’in 2020 yılına kadar 949 milyon kişilik bir orta sınıf nüfusuna sahip olacağı tahmin ediliyor."

Ernst&Young araştırmasına göre Asya’daki 520 milyonluk orta sınıf, daha şimdiden AB Ülkeleri toplam nüfusunu aşmış durumda. Frost&Sullivan, Hindistan’da yıllık geliri 3 bin 200 dolar ile 44 bin dolar hane halkı gelirine sahip olmayı "orta sınıf" olarak tanımlandığını anımsatıyor. Hindistan’da 2020 yılında 864 milyon kişinin orta sınıf içinde yer alacağı hesaplanıyor. Brezilya’da 2020 yılında 140 milyonluk orta sınıf yaratacak. Rusya’da 10 bin dolar ile 44 bin dolar arasında gelire sahip olmayı "orta sınıf" sayılıyor; 2020 yılında bu ülkenin 55 milyon nüfuslu orta sınıfı olacak.

En büyük teşvik

Gelişmekte olan toplumlarda, orta sınıfın yükselişine ilk kez bu ölçeklerde tanıklık ediyoruz. İş dünyası ve iş insanları bu yeni olguyu sürekli analiz ederek "fırsatlarını değerlendirme" konusunu gündemlerinde hep canlı tutmak zorunda. Ernst & Young’un 2 Şubat 2012 günü basına dağıttığın bültenin başlığını unutmayalım: " 2030’ a kadar orta sınıfın satın alma gücü üçe katlanacak!" İş insanlarına, girişimcilere, mal ve hizmet üretmek isteyenlere bundan daha büyük bir "teşvik" olabilir mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar