"Macaristan en fazla altı ay dayanabilir"
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Baş Ekonomisti Erik Berglof, Macaristan ekonomisinin çok zor bir durumda olduğunu ve en fazla altı ay dayanabileceğini söylüyor. "AB, euro bölgesinde olmayan Macaristan'ın iflas etmesine göz yumar" diyen Berglof, büyük Avrupa bankalarının kotrolünde olan Macar bankalarının ise salgın riski taşıdığına dikkat çekiyor.
Macaristan'da bir süredir devam eden siyasi krize eklenen finans krizi, ülkeyi iflasa götürebilecek nitelikte.
Kamu borcu milli gelirin yüzde 82'sine ulaşmış durumda. Son altı ayda euro karşısında dünyanın en kötü performansını sergileyen Macar Forint'i euroya oranla neredeyse yüzde 50 değer kaybetti. Moody's ülkenin kredi notunu Ba1'den Baa3'e çekerek yatırım yapılamaz seviyeye düşürdü. Standard & Poor's ve Fitch'e göre ülkenin notu yatırım yapılabilir seviyenin en alt düzeyinde.
Uluslararası Para Fonu'na (IMF) mali destek başvurusunda bulunan Macaristan, henüz bir anlaşmaya ulaşamadı. Başbakan Viktor Orban, "IMF ile anlaşma sağlayamasak bile, ayakta kalmayı başaracağız diyor."
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Baş Ekonomisti Erik Berglof ise, "AB, Macaristan'ın iflas etmesine izin verir" diyecek kadar sert konuşuyor.
Fransız Le Figaro gazetesine açıklamalarda bulunan Berglof, Macaristan ekonomisinin zor durumda olduğuna ve en fazla altı ay dayanabileceğine dikkat çekiyor. Ülkede gerek kamu gerekse özel sektör borç oranının çok yüksek olduğunu söyleyen Berglof, Macaristan finans sektörünün de, birliğin diğer ülkelerine oranla çok daha kırılgan bir yapıda olduğunu belirtiyor. Berglof'un dikkat çektiği bir diğer konu da, doğu Avrupa ülkeleri arasında euro bölgesine en fazla bağımlı olan ülkenin Macaristan olması. Bunun başlıca nedeni, Macaristan'daki bankaların yüzde 80'inin yabancı bankaların kontrolü altında olması.
Macar bankaları salgın riski taşısa da, Yunanistan'la karşılaştırılamaz
Berglof'un yorumları şöyle: "Macaristan ekonomisi, emeklilik fonlarının özelleştirilmesi sonucunda elde ettiği döviz rezervleri sayesinde, en fazla altı ay daha dayanabilir. Ülke aşırı borçlanma nedeniyle çok zor bir durumda. Finans sektörü ise diğer ülkelere oranla oldukça kırılgan bir yapıda. Hollanda bugün euro bölgesine en fazla bağımlı olan doğu Avrupa ülkesi konumunda. Ülkedeki bankaların yüzde 80'i yabancı bankaların kontrolünde. Macaristan hükümeti, AB ve IMF tarafından öne sürülen şartları kabul etmek zorunda kalacak. Başka seçeneği yok. Dolayısıyla, IMF ve Brüksel kurallarına ters düşen yeni yasalarını da yeniden gözden geçirmek zorundalar. Öte yandan borçlanmayı azaltmak için çok sıkı önlemler almaları gerekecek. Her ne kadar Macaristan ekonomisinin batacağını öngörmesem de, böyle bir durum söz konusu olduğunda, AB buna göz yumacaktır. Macaristan euro bölgesine dahil değil. En büyük salgın riski büyük Avrupa bankalarının kontrolünde olan Macar bankalarından kaynaklanacaktır; fakat Yunanistan'la karşılaştırılacak gibi bir durum söz konusu değil."
Çok fazla yabancı yatırımcı çekmişti
AB üyeliğinin ardından çok fazla yabancı yatırımcı çekmeyi başaran Macaristan, orta Avrupa'daki ekonomik dönüşümün feneri haline gelmişti. Fakat yıllar içinde borç oranı yükselen ülke, 2008 yılında yaşanan kriz sonucunda IMF'ye başvurdu. Sıkı önlemler sayesinde ülkenin finans durumu 2010-2011 yıllarında düzelme kaydetmeye başladı. 2011 sonlarında ise yeniden kötüleşme başladı. Yaz aylarından itibaren finans sektöründe son derece radikal bir değişim yaşandığını belirten ekonomistler, 2012 için yüzde 3 olarak belirlenen büyüme tahmininin, yüzde 0.5'e çekildiğini; hükümetin hatalı ekonomi politikalarının iş ortamını olumsuz etkilediğini; piyasaya yönelik güvensizliğin oluştuğunu ifade ediyorlar.
10 milyon nüfusa sahip olan Macaristan'ın önünde önemli engeller olduğu yadsınamaz. Bunlara tek tek bakarsak;
. Ülke ekonomisi dış talebe aşırı bağımlı halde. Öyle ki, ihracat GSYİH'nın yüzde 100'ünden fazlasına denk geliyor. İhracatı çok büyük ölçüde euro bölgesine bağımlı olan ülkenin en büyük ticaret ortağı Almanya.
. Macaristan gerek iç gerekse dış piyasalarda büyük bir borçlanma içine girmiş durumda. Ekonomistlere göre, en büyük sorunu özel sektör borçları oluşturuyor. Kredilerin yüzde 65'inin yabancı döviz, özellikle de İsviçre Frankı endeksli olması, Macaristan'ın daha da zor durumda bırakıyor. Son dönemde Macar Florint'i euro karşısında yüzde 50 değer kaybederken, İsviçre Frankı yüzde 30'un üzerinde değer kazandı. Ulusal dövizin değer kaybı karşısında, ülkenin dış borcu milli gelirin yüzde 140'ını aştı.
. Macaristan Merkez Bankası tarafından 2 Ocak tarihinde açıklanan verilere göre, kamu borcu milli gelirin yüzde 82.6'sına ulaştı. Bu oran 1995 yılından bu yana ulaşılan en yüksek borç oranı olmanın yanı sıra, aynı zamanda orta ve doğu Avrupa'nın da en yüksek borç seviyesi.
. Macaristan'ın önemli bir diğer sorunu da bankacılık sektöründeki kırınganlık. EBRD Baş Ekonomisti Berglof, "Macarsitan bankalarında yeterli sermaye yok, dolayısıyla Avrupa bankalarındaki karlılık düşüşünden önemli ölçüde etkilenecekler. Nisan 2010 tarihinde göreve gelen yeni hükümet, popülist önlemler alarak, mevcut durumu daha da kötüleştirdi" diyor.
. Ekonomistlerin dikkat çektikleri bir diğer konu da, yüzde 16 oranındaki gelir vergisinin, tüketimi olumsuz etkileyebileceği. Satın alma gücünü etkileyen bir diğer unsur da KDV'nin yüzde 25'ten yüzde 27'ye çıkartılmış olması. Bu, Avrupa'da uygulanabilecek en yüksek seviye. Ocak ayında enflasyonun yüzde 5'e ulaşacağı tahmin ediliyor. Benzinin litre fiyatı ise 400 forint (1,30 euro). Uzmanlara göre bu düzey, "psikolojik sınır"ın üzerinde.
Sonuç olarak, Macaristan'ın yola devam edebilmesi için uluslararası yardım talebinde bulunması kaçınılmaz görünüyor. Bunun sonucunda da tabii ki IMF'nin sıkı kurallarına uyması gerekecek. Başbakan Viktor Orban ise, "IMF olmadan da ayakta durmayı başaracağız" diyerek, meydan okumaya devam ediyor.