"Los Galacticos" fantezisinin altından Real Madrid kulübü kalk
Geçen hafta futbol dünyası C.Ronaldo ve Kaka transferleriyle çalkalandı. Bu iki yıldıza başkan Perez'in iki hafta içinde 159 milyon Euro para ödeyerek Real Madrid'e transfer etmesi bütün dikkatleri Real Madrid ve kulübe ikinci kez başkan olan Florentine Perez'e çekti. Normal sayılamayacak bu transfer tutarları bize Real Madrid'in sadece bir sportif organizasyon olmadığını da gösterdi. Bu hafta aslında "Futbolumuzda altyapı" sorununu ele alacaktım. Ancak bu ekstrem transfer gelişimini, sizlerle farklı bir bakış açısıyla paylaşmak istedim.
Los Galacticos
Real Madrid, FIFA tarafından 2000 yılında 20. yüzyılın en başarılı ve en iyi futbol takımı kabul edildiğinde, İspanyol basını da bünyesinde çok fazla yıldız oyuncu barındırması nedeniyle onlara yıldızlar topluluğu anlamına "Los Galacticos" unvanını vermişti. Evet gerçekten Real Madrid bir kulüp olarak sahip olduğu yerli ve yabancı yıldızlarıyla futbolun samanyolunu, farklı bir galaksisini oluşturuyordu. Özellikle bu unvan başkan Florentino Perez'in kulübe 16 Temmuz 2000'de başkan olmasıyla bir yakıştırma olmaktan çıktı ve ilk başkanlık döneminin sonuna kadar olan 27 Şubat 2006'ya kadar bir felsefeye dönüştü. Bu kavram özellikle 1990'lı yılların sonlarından itibaren, futbolun endüstriyelleşmesine paralel olarak, Real Madrid'in bir spor kulübünden daha çok pazarlama odaklı ticari bir müesseseye dönüşmesini de anlatan bir sözcük haline geldi.
Los Galacticos felsefesi Perez ile bir yönetim tarzına dönüşürken; klasik olarak kendi öz kaynaklarından yıldızlarını yetiştirme geleneğine ilaveten, dünyanın en popüler futbolcularının çok yüksek bedellerle transfer edilerek, kadroya dahil edilmesi kulübün sıradışı bir takım olmasını da beraberinde getirdi. Her sene en az bir yıldızın, koşullar ne olursa olsun kulübe kazandırılması Perez ile adeta bir klasik haline geldi. Davor Suker, Clarence Seedorf ve Steve McManaman ile başlayan bu transferler serisi FC Barselona 'dan Luis Figo'nun astronomik ücretle alınmasıyla devam etti. Bundan sonra her sene bir ya da iki üst düzey yıldız transferi, Zinédine Zidane, Ronaldo, David Beckham, Michael Owen, Robinho, Van Nistelrooy, Arjen Robben gibi isimlerle devam etti. İtalya'da küme düşürülen Juventus oyuncuları Fabio Cannavaro ve Emerson Ferreira Da Rosa transferleri de bu felsefenin bir uzantısı olarak Real Madrid'e kazandırıldı.
Real Madrid transfere doymuyor
Florentino Perez Temmuz 2000'de başkan olurken, her yıl en az bir yıldızın takıma kazandırılacağı vaadinde bulunmuştu. Nitekim, koltuğa oturduktan sonra dünya futbol tarihinin en pahalı transferini 2001 yılında Juventus'un Fransız süper yıldızı Zinedine Zidane'ı 76 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek gerçekleştiren Florentino Perez, kendisine ait rekoru 8 yıl sonra geliştirdi ve Cristiano Ronaldo'ya "Los Galacticos" forması giydirebilmek için 94 milyon Euro ödedi. Bu transfer ile Zidane transferi ikinci sıraya gerilerken; yine dünyanın en büyük 3 ve 4. Transferleri de Real Madrid ve Florentino Perez tarafından gerçekleştiridi.
Perez'in 50 milyon Euro üzerinde yapmış olduğu en büyük transferleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Perez'in en büyük transferleri
Tutar
Futbolcu Yıl Nerden (Milyon Euro)
1 Cristiano Ronaldo 2009 Man. Utd. 94
2 Zinedine Zidane 2001 Juventus 76
3 Kaka 2009 Milan 67,2
4 Luis Figo 2000 Barselona 59
5 David Backham 2003 Man. Utd. 52
Real Madrid'de Florentino Perez ile gelirler arttı, borçlar da…
İki hafta içinde Real Madrid'e 159 Milyon Euro'luk iki transfer yapan Florentino Pérez Rodríguez 8 Mart 1947'de Hortaleza-Madrid'de doğdu. Eski bir politikacı. Forbes'ın 2009 yılı araştırmasına göre de serveti 1,8 milyar dolara ulaşan, dünyanın en zengin 397. kişisi. Dünya genelinde 831 şirketle iş ortaklığı yapan İspanya'nın en büyük ve inşaat şirketi ACS'nin sahibi.
Real Madrid'de iki dönem başkanlık yapan Perez ile Real Madrid dünyanın en çok tanınan kulübü oldu. Aslında kağıt üstünde "rüya gibi" bir takım kuran Perez'in 2004 sonrası başkanlıktaki geleceğini, transfer ettiği yıldızlardan daha çok gönderdiği isimler; Del Bosque ve ortasaha oyuncusu Claude Makalele belirledi. Yine Perez'e gelen en büyük eleştiriler: Takımı tamamen pazarlama odaklı yönetmek ve futbol değerlerinden uzaklaştırmaktı. Perez, son 2 sezon sportif başarının da uzağında kalınca, artan baskı sonucunda 27 Şubat 2006'da istifa etmek zorunda kaldı. Başkan Ramon Calderon'un mali genel kurulda usulsüzlük yaptığının ortaya çıkmasının ardından Florentino Perez kurtarıcı olarak tekrar kulübün başına geçti.
Perez döneminde Real Madrid yaptığı transferlerle bir yandan gelirini artırıp piyasa değerini yükseltirken; diğer taraftan da adeta kulübü tekrar bir borç batağına sürükledi. Perez Real Madrid'den baskılar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığında kulübün piyasa değeri beş kat artarak altı yıllık süre içinde 1.012 milyon dolara gelire; gelirleri de 345 milyon milyon dolara ulaşmıştı. Bu süre içinde Real'in borcu ise 311 milyon dolar civarındaydı. Neredeyse kulübün gelirine eşit bir borçtan söz ediyoruz. Oysa, Perez kulüp başkanı olduğu 2000 yılında Real'in borcu Madrid Belediyesi'nin antrenman sahasını ve bazı ofis binalarını 270 milyon Euro'ya satın almasıyla sıfırlanmış ve Perez'e borçsuz bir kulüp teslim edilmişti.
2004-05 sezonunda en zengin kulüp sıralamasında Manchester United'ın sekiz yıllık egemenliğine de son veren Perez, başkanlık döneminde kulübün gelir potansiyelini, Real markasını dünyanın dört bir tarafına pazarlayarak, harekete geçirmiş ve piyasa değeri milyar dolarlara ulaşan bir kulüp yaratmıştı. Ancak bu dönemde olmayan tek şey sportif performanstı. Aslında Perez bir kulüpte yapılması gereken en önemli şeyi tesis etmişti. Sportif performansa bağlı olmayan bir gelir yapısını oluşturmuştu. Ancak kulübün gelirleri ve piyasa değeri sürekli artarken, bir diğer şey daha hızlı artıyordu, o da kulübün boçlarıydı.
Perez, kulübü bırakması ve "Galacticos" felsefesinden kısa bir dönem de olsa vazgeçilmesi, Real'in borçlarının 2007'de 295 milyon dolara kadar gerilemesine yol açtı. Ve ilk defe Real borçlulukta Man.Utd.'ın da gerisinde kalmayı başarmıştı.
Ekim 2007'de kulüp 1,285 milyon dolarlık piyasa değeriyle hemen Man.Utd.'ın arkasından ikinci sırayı almıştı.
Bugünkü gelinen noktada Real Madrid sahip olduğu 1.353 milyon dolar piyasa değeri ile yine Manchester United'ın hemen arkasında 2. Sırada yer alıyor ve toplam 562,78 milyon dolarlık borcu bulunuyor. Yüksek borç tutarına karşın, Real geçen yıl 160 milyon dolar faaliyet karı yaratabilmişti.
La Liga ne durumda?
Real Madrid La Liga'yı bu yıl ezeli rakip Barselona 'nın 9 puan gerisinde ikinci olarak tamamladı ve en son 2001-02 sezonunda kazandığı Şampiyonlar Ligi ve Süper Kupa'dan bu yana uluslararası areneda bir varlık gösteremedi. Oysa tüm harcamalar ve Galacticos felsefesinin temel dayanaklarından birisini de Şampiyonlar Ligi'nde elde olunacak başarılar oluşturuyordu.
Real Madrid'in dışında kulüplerin rekabet açısından finansal göstergeleri aşağıdaki tabloda gösteriliyor.
La Liga'da borcu en yüksek 10 kulübün gelir ve giderleri- 2007/08
( Milyon Euro)
Kulüp Toplam borç Toplam gelirler Toplam giderler Gelir-Gider farkı Borç/Gelir (%)
Real Madrid 562,78 365,85 351,62 14,23 1,54
Atletico 510,86 78,84 125,35 -46,51 6,48
Valencia 502,34 104,07 148,29 -44,22 4,83
Barselona 437,79 308,79 292,63 16,16 1,42
Deportivo 292,34 35,19 46,82 -11,63 8,31
Villareal 151,56 68,89 104,67 -35,78 2,20
Espanyol 139,92 42,53 44,58 -2,05 3,29
Racing 111,5 23,98 46,45 -22,47 4,65
Zaragoza 109,94 46,71 66,36 -19,65 2,35
Sevilla 76 84,6 96,29 -11,69 0,90
La Liga Toplam 3.443,48 1.377,95 1.617,11 -239,,16 150,00
Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere En borçlu kulüplerin başında 562,78 milyon Euro borç ile Real Madrid geliyor. Real Madrid'in 2007/08 sezonu konsolide edilmiş gelirleri 365,85 milyon Euro'ya ulaşırken; toplam yıllık giderleri ise 351,62 milyon Euro civarında gerçekleşmiş. Her ne kadar küçükte olsa bir gelir fazlası veren Real Madrid'in toplam borçları gelirlerinin %154'ünü oluşturuyor.
La Liga'de yer alan 20 kulübün toplam borçları ise 3.443 milyon Euro'ya ulaşmış görünüyor. 20 kulüp toplam 1.377 milyon Euro gelir yaratabilirken; gelirlerinden 239,16 milyon Euro daha fazla harcayarak, La Liga'nın gider fazlası vermesine neden olmuşlar. Genel olarak söylenebilecek son söz ise kulüplerin gelirlerinden daha fazla borçlanmış olmaları ve borç/gelir rasyosunun %150'ye kadar yükselmiş olmasıdır. Yani La Liga net borçlu görünüyor.
Real'in gelirlerini neler oluşturuyor?
Real Madrid'in 2007/08 sezonunda konsolide 365,8 milyon Euro'luk gelirinin %35'ini oluşturan 129 milyon Euro ticari gelirlerden gelirken; gelirin %37'lik kısmı 135,8 milyon Euro ile naklen yayın gelirlerinden ve kalan %28 de maç günü gelirlerinden oluşuyor. Kulübün ticari gelirlerinde bir önceki yıla göre %5'lik bir daralma yaşandı. Bunda ana sponsorlardan BenQ Mobile'ın zor duruma düşmesinin büyük etkisi bulunuyor.
Kulüp 2008/09 bütçesini 400 milyon Euro olarak açıkladı.
Ronaldo'ya ne ödenecek? Bunu Real nasıl finanse edecek?
Her ne kadar 2007/08 sezonunda bir önceki yıla göre yaklaşık 5 bin daha fazla ortalama 76.235 seyirciye oynayan Real'in maç günü gelirlerinde çok fazla bir düşüş beklenmemekle birlikte; Deloitte'un 2008/09 para ligi raporunda yer alan veri ve bilgilere göre gelecek yıl itibariyle Real'in en zengin 20 kulüp içindeki birinciliğini koruması zor görünüyor. Bunda şüphesiz özellikle ticari gelirlerdeki düşüşün ve global krizin yol açtığı olumsuzlukların etkisi büyük. Küresel mali krizin yol açtığı tahribat İspanyol ekonomisinde de büyük sıkıntılara neden oluyor. Şu anda işsizlik oranı 4 milyon işsiz insan ile %18'e ulaşmış durumda. Bu kötü gidişat özellikle logolu ürün satımı ve ticari gelirlerde bir miktar daha düşmeyi beraberinde getirebilir.
Galacticos'u fonlamak!
Ronaldo transferi ile Real Madrid Manchester United'a 94 milyon Euro (yaklaşık 131,2 milyon dolar) ödeme yükümlülüğü altına girerken; diğer taraftan Ronaldo'ya da yıllık 11,5 milyon Euro bonservis bedeli ödeyecek. 6 yıllık kontrat sonunda Ronaldo'nun alacağı toplam tutar ise 129,5 milyon Euro'ya ulaşıyor.
Gerçekten de Real bu parayı nasıl ödeyecek? Ya da bu parayı nasıl temin edecek? En kritik konu bu.
Ronaldo transferi için öncelikle Banco Santander'den 70 milyon Euro tutarında dört yılın üzerinde vadesi bulunan bir kredi kullanılacağı belirtiliyor. Kalan kısım ise kulübün kendi gelirlerinden karşılanacak. Bu konuda en iyisi başkan Perez'i dinlemek…
Perez basına yaptığı açıklamayla, "Real'in yıllık 400 milyonluk bir bütçesi bulunduğunu; bu nedenle bu harcamaların borçlu da olsa Real'i boğamayacağını; bu transferler ile özellikle bilet ve kombine kart satışlarında, televizyon yayın haklarında ve logolu ürün satımlarında önemli artışlar kaydederek, kulübün ekonomik olarak piyasa değerini daha da yükselteceğini" ifade etti.
Bir diğer beklenti de Madrid'in bugünkü stadı Bernabeu'nun yerinin çok değerli olması nedeniyle burasının gayrimenkul yatırım işinde değerlendirilerek, stadın Madrid dışına taşınması yönünde…Kriz öncesi Real'in böyle bir projesi olduğu biliniyordu. Bu projenin gerçekleşmesi kulübe yaklaşık 1,5 milyar dolara yakın ilave bir fon sağlayacak. Bu proje 62 yaşındaki Perez'in de önemli projeleri arasında bulunuyor.
Gerçekte finansal kriz nedeniyle çoğu futbol kulübü harcamalarını kontrol altına alırken; Liverpool ve Valencia gibi kulüpler stat inşaatlarını ertelerken; Real Madrid'in 500 milyon Euro'yu aşan borç ile bu harcamaları yönetmesi gerçekten kolay görünmüyor.
Real'in transferlerine tepkiler
Deloitte'un transfer harcamalarına ilişkin 92 üst düzey kulüpte yaptığı bir araştırma; transfer harcamalarının 2007/08 sezonunda bir önceki yıla göre %35 daha artarak 779 milyon sterline yükseldiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda. Real'in yaptığı bu son transferler, bu piyasanın aşağıya gelmesini önleyecek…
Logolu ürün satımından bu transferler sonrasında yaklaşık 175 milyon Euro'luk bir gelir beklentisi de yine farklı eleştirilere konu oluyor. Bu transferler Spor Ekonomisi profesörü Simon Chadwick'e göre bir pazarlama stratejisi olmakla birlikte daralan ekonomik ortam bu stratejide önemli riskler yaratıyor. Bu nedenle bekleyip görmek gerekiyor…
Bazı eleştirilere göre Barselona rekabeti Real'e akıl dışı transferler yaptırıyor. Katalanlar'ın en son Lig'de ve Şampiyonlar Ligi'nde kazandığı kupalar, Real'i ciddi bir endişeye sevk ediyor. Rakip Barselona kupayı havaya kaldırırken; Real son beş sezondur Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finali geçemediği göz önüne alındığında, yeni sportif başarılara ulaşarak, takımın piyasa değerinin daha da artırılması en öncelikli hedeflerden birisi olarak görülüyor.
Bu transfer FIFA ve UEFA arasında da derin çatlaklara neden olacak gibi görünüyor. FIFA başkanı Sepp Blatter özetle; futbolun bir görsel endüstri olduğunu; starların mutlaka oyun içinde olmaları gerektiğini; milyonlar verilerek alınan tabloların sadece sahipleri tarafından görülecek şekilde saklanırken, Ronaldo, Kaka gibi starları herkesin görme hakkının bulunduğunu; bu starların kulüpleri ve futbol ekonomisi için önemli gelirler yarattığını; bu nedenle bu tür transferlerin olması gerektiğini; futbolun bu tür yıldızlara ihtiyacının bulunduğunu; taraftarda bir coşkuya neden olduğunu dile getirirken; UEFA başkanı Michel Platini ise, bu transferi uçuk olarak nitelerken, bu transferlerin aslında UEFA'nın fair play ve finansal denge ve rekabet konseptlerine açıkça bir meydan okuma olduğunu ifade etti.
Futbol iktisatçısı Stefan Syzmanski'ye göreyse, Real'in transferleri çok yüksek riskler içeriyor ve bu transferlerle Real'in finansal durumu giderek daha da ağırlaşıyor ve bu borçlar eğer bankalar tarafından kredilerle desteklenmezse, Real batabilir. Ancak Perez'in basına yaptığı açıklamalarda en ilginci ise; kulübün gelirlerinin, piyasa değerinin yanı sıra banka kredilerinin artırılacağı yönündeki açıklamasıydı.
Yine real'in batamayacak kadar büyük ve çok önemli bir kulüp olması nedeniyle bankalarda limit problemi yaşamayacağı da dış basında yer alan bir başka değerlendirme. Nitekim küresel mali kriz ortamında Banco Santander'in kulübe bu büyüklükte bir limit açması da Perez'in elini güçlendiriyor.
http://blog.foreignpolicy.com/posts/2009/06/11/how_the_recession_helps_real_madrid
Sonuçta;
Kısacası Real'in Perez ile başlayıp, daha sonra yarım kalan "galacticos" hülyası Perez ile yeniden alevlendi. Bunun görsel anlamda Real'e büyük katkılar sağlayacağı şüphesizdir, ancak sportif performansa ise ne kadar katkı sağlayacağını bekleyip görmek gerekiyor (mu acaba?). Aslında son sekiz yıllık süreçte Perez ile başlayan Glacticos rüyası, kulübe ne yazık ki sadece bir kez kupa getirebildi. Buna karşın değişen başkanlar, değişen teknik direktörler ve sürekli artan ve borçlar ile bir türlü dikiş tutmayan Real'in dışında bir şey görmedi futbolseverler… Perez 2006 yılında başkanlığı bırakmak zorunda kaldığında, aldığı en büyük eleştiri: kulübü pazarlama odaklı yönetmek ve futbol değerlerinden uzaklaşmaktı. Ve tüm harcamalara ve dağ gibi borçlara karşın Avrupa'da bir türlü istenilen başarının yakalanamamış olmasıydı.
Tarih tekerrür edecek mi, onu hep birlikte göreceğiz…