"Kod"a alınan şirketler ve Varlık Barışı (2)

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ [email protected]

Değerli DÜNYA okurları 21.10.2009 tarihli yazım üzerinde çok sayıda telefon ve elektronik mektup aldım. Çok sayıda şirketin ortak şikayetlerini bu sahife vasıtasıyla hem sizlerle hem de "ilgili" ve "yetkili" arkadaşlarımızla paylaşayım istedim.

Sorun ne?

Geçen yazımda vergi dairelerince "Varlık Barışı" konusunda çalışmalar yapıldığından bahsetmiş ve vergi dairelerinin şirketleri bu yasadan yararlanmak için iknaya çalıştıklarını belirtmiştim.

Bize intikal eden olaylardan anladığım kadarıyla işleyiş şirketlere zarar verici boyutlara erişmiş. Herhangi bir şirket sahte belge kullandığı ya da düzenlediği iddiası ile "kod"a (mali idarenin kara listesi) alınmışsa, vergi dairesi o şirketten mal ya da hizmet alan şirketleri tek tek çağırıp, Varlık Barışı'ndan yararlanın yoksa falanca şirket "kod"da, siz de ondan mal almışsınız, daha önce ödediğiniz bu tutarlar ve bunların KDV'si nedeniyle problem yaşayabilirsiniz deniliyormuş.

Neresi yanlış?

Neresi doğru ki? Böyle bir uygulama ile bir şirketi batırabilirsiniz. Vergi mahremiyeti düzenlemesi Vergi Usul Kanunu'nda mevcutken, vergi idaresinin böyle bir hususu, bir şirketin müşterileriyle, 3. kişilerle paylaşıyor olması kesinlikle vergi mahremiyetinin çok açık ihlalidir. Bu aynı zamanda belki de hukuken henüz sonuçlanmamış, yargılaması devam eden bir konuda "yargısız infaz" yapmak demektir. Vergi idaresinin bu tür durumlarda çok ama çok dikkatli hareket ediyor olması gerekir.

Piyasada iş yapan şirketler uzun yılların uğraşı ile itibar inşa ediyorlar. İtibarları bu tür uygulamalarla zedelendiğinde tekrar inşası veya tamiri çok zor ve maliyetli olabilmektedir.

İşin diğer yanı ise bu mal ve hizmetleri alanların durumudur. Mal ve hizmet gerçekten alındıysa, tutarında, mahiyetinde bir farklılık yoksa, ödemelerini banka yoluyla yapmışlar ve malı aldıklarını, kullandıklarını ispatlayabiliyorlarsa neden ödedikleri KDV'yi cezası ve faizi ile bir daha ödeme tehdidine maruz kalsınlar.

Hukuk, hukuk, hukuk

Değerli DÜNYA okurları, beğenelim ya da beğenmeyelim, hukuki düzenlemelere uymak masanın ne tarafında olursak olalım hepimizin boynunun borcu. "Hukuk devleti olma" kavramı da bu demek zaten. Vergi kaybının, kaçağının, kayıt dışılığın büyük olduğu bir ortamda bazen pratik, pragmatik, hızlı çözüm ve yaklaşımlar, hukukun zedelendiği, göz ardı edildiği, birilerinin büyük zararlara uğradığı sonuçlar doğurabilir.

Dava açsınlar denebilir mi?

Değerli DÜNYA okurları, her konuyu dava yoluyla çözemeyiz. Dava olumlu neticelense bile o süreç sizi çok olumsuz etkileyebilir. Hatta bazı (bu tür) konularda dava açabilmek "yürek" ister. Oysa hukuk devletinde devlete, devlet görevlilerine karşı vatandaş, öncelikle korunur, korunmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar