"Hoş" gel yeni yıl
Klasik olacak ama bir yılı daha geride bıraktık. Geçtiğimiz hafta ekonomi'nin önemli olaylarından söz etmiştim, bu kez daha geniş bir pencereden nasıl bir yılı bıraktığımıza, ama daha önemlisi nasıl bir yılı karşılamaya hazırlandığımıza bir göz atalım istiyorum.
Dünya için de, ülkemiz için de yine ilginç sayılabilecek bir yılı geride bıraktığımızı söylemek gerekiyor. 2014'e girdiğimizde daha 17 Aralık şokunu atlatamamış idik. Ve tabi bizleri ne tür gelişmelerin beklediği hepimiz için büyük bir merak konusu idi. Daha ocak ayındaydık ki, Mustafa Sarıgül'ün tüm el varlığına el konulduğunu işittik. Aynı dönemde dünya üzerinde bir felaket gerçekleşti ve Karayip Denizi'ndeki ada ülkelerinden Haiti'de meydana gelen depremde tam 250.000 kişi hayatını kaybetti. Şubat ayında Türkiye 5. uydusunu uzaya gönderdi. 17 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan Reza Zarrab ve bakan çocuklarının da aralarında bulunduğu 5 kişi tahliye edildi. Dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren kanun tasarısı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. 26 aydır cezaevinde olan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ tahliye edildi. Mayıs ayında bu kez ülkemizde bir felaket meydana geldi ve Soma'daki madenlerde tam 301 işçimiz hayatını kaybetti. Haziran ve temmuz aylarında Dünya Kupası'na tanık olduk ve Almanya'nın şampiyonluğunu alkışladık. Ağustos ayında 12. Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleşti ve ilk kez halk oyu ile Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı seçildi. Eylül ayında ABD Suriye'deki IŞİD hedeflerini vurdu, aralık ayında pek çok felaket arka arkaya gelirken, ülkemizden bu kez 14 Aralık rüzgarı geçti.
Türkiye, uzun süredir Avrupa’da yer alan ülkeler ile ticaret hacmini karşılıklı olarak önemli ölçüde arttırdı. Bir yandan Ortadoğu’daki değişimleri, belki de eksen kaymasını izlerken, bir yandan da her geçen gün Avrupa Birliği’nin, adeta ticari durumu sürekli bozulan dev bir şirketler topluluğunun önce zayıflaması, ardından ayağa kalkma sürecini takip eder oldu. Avrupa’da 2009'da başlayan ekonomik daralma ve kriz ortamı, ülkemizi de hep yakından ilgilendirirken, her zaman önemini arttırmayı sürdürdü.
Zor bir 2014'ü geride bıraktığımız muhakkak, ama daha zorunun önümüzde durduğunu görememek çok da zor değil doğrusu. Özellikle sermaye sıkıntısı yaşayan firmalar için hayatın çok kolay olmayacağını ve 2015’de daha dikkatli davranmaları gerektiğini görmek için de ekonomist olmaya gerek yok. Ortadoğu karışık, Türkiye içerisinde bazı belirsizlikler sürmekte ve enflasyon ve faizler artış eğiliminde. Ülkemizi zor, ama doğru pozisyon alanlar için ise fırsatların beklediğini göz ardı etmemek gerekiyor. Avantajlarımızın farkına varıp bunları daha fazla geliştirme mecburiyetimiz var.
Firmalarımızın bu dönemde, daha fazla profesyonelleşerek, belirli standartları oturtabilmeleri son derece önemli. Gerek dış ticaretimizi, gerekse lojistik hizmetlerimizi geliştirmemizin Türkiye için böylesine önemli fırsatların göz kırptığı bir dönemde değeri ve önemi gerçekten büyük. Sürdürülebilir başarılara ve büyümeye imza atmayı hedeflediğimiz bir yıl ve gelecek arzusu içerisinde olup hedefe odaklanarak; samimi ve doğruluk ilkelerine göre hareket edersek ülkemizi çok daha iyi noktalara doğru taşıyabiliriz. Ekonomisi düzgün işleyen, dış ticareti dengeli, dayanışması bol, bürokrasisi az, savaşsız, depremsiz, mutlu ve huzurlu bir 2015'i arzuluyorum, işte bu yüzden de "Hoş Gel 2015" diyorum.