"Girişimci enerjisi"
Yaşadığımız ülkeyi "ayrıştıran özellikleri" iyi okuyabilirsek, "fark yaratabileceğimiz alanları keşfetmemiz" ve oluşmakta olan "birikim sistemi" içinde "doğru konumlanma yapabilmemiz" kolaylaşır.
Ülkemizde "girişimci enerjisinin harekete geçmiş olması" bizi diğer birçok toplumdan "ayrıştıran" özelliklerimizden biri.
Toplum yaşamı dikkate alındığında, çok kısa bir zaman kesiti olan son 60 yılda hep birlikte yeraltı ve yerüstü kaynakları ile fiziki sermaye bakımından "çok zengin" olmadığımızı kavradık.
Hayat bize, insanımızın "yaratıcı enerjisine güvenmeyi" öğretti.
Toplam kaynak kullanma verimliliği birçok ülkenin çok gerisinde olsa da, insanımızın zihninde iki konu giderek netleşiyor: Birincisi, kadın nüfusumuzu iş yaşamına daha geniş tabanlı katamazsak, insanlığın girdiği kıyasıya yarışta yerimizin olmayacağı... İkincisi de, yeraltı ve yerüstü kaynakları, fiziki sermayeyi, teknolojiyi ve işgücünü üretim sürecinde "etkin ve verimli" kullanma düzeyini yükseltmezsek, azgelişmişlik ayıbından kurtulmayacağımız...
Ülkemizde giderek önemi artan, etkisi hissedilen "girişimci enerjisinin" ne olup olmadığını anlatabilmek tanıklık ettiğim bir örneği aktaracağım.
Erkan Tapan, Eran Tapan, Ulukan İyigün ve Ender Yazıcıoğlu'nun yer aldığı bir heyetle Kazakistan'ın o zamanki başkenti Almatı'ya gittik... Görüşmeleri Erkan Tapan yönetiyordu... Kazakistan yetkilileri bizden bir "düz cam projesi" geliştirmemizi istiyordu.
Kazak yetkililer masa başında hemen bir anlaşma yapılmasında ısrar ediyordu; biz ise bunun yanlış bir tutum olduğunu anlatmaya çalışıyorduk.
Cam projesini sağlam temeller üzerine kurabilmek için nüfusun ülke içi dağılımı, kum örnekleri, enerji olanakları ve ulaşım altyapısını incelenmesi konusunda ısrarcı olduk... Aksi takdirde bir cam projesi üzerinde konuşmanın anlamsız olacağını belirterek, eksik bilgi ile proje yapmanın sakıncalarını anlattık.
Kazakistan'ın kuzeyinde Palvador'a giderek İkibaştuz'da bulunan kum yataklarının incelenmesine karar verildi.
Uçakla Palvador'a gittik... İrtiş ırmağının kıyısında bir kent... Sibirya'nın önemli merkezlerinden biri olan Omsk'a yakın bir yerde... Çin'de Altay dağları yöresinden çıkan ve Kuzey Denizi'ne akan İrtiş ırmağında Mayıs ayı ortasında akan büyük buz kütleleri, akarsu dendiğinde ne anlaşılması gerektiğini zihnimde perçinledi.
Akşam yemekte bize tercümanlık yapan Azeri arkadaşa, Türkler' in yöreye gelip gelmediğini sordum: "Bizim evde konak iki Türk var!" dedi... O iki kişiyi sofraya davet etmesini istedim; yarım saat içinde iki genç adam bize katıldı.
Ordu'da elektrik malzemeleri satan iki girişimci ruhu taşıyan iş insanı... Sibirya'da ne yaptıklarını sorduğumda, " İki treyler deri gönderdik... İki treyler daha deri toplayıp Ordu'ya döneceğiz" dediler... Her ikisi de bir kelime Rusça bilmiyordu... Dünyanın bu uzak köşesinde buldukları Azeri ve Ahıska Türkü'nden yararlanarak deri toplayıp, ülkemize göndermişlerdi.
Palvador'da tanıklık ettiğim Ordulu iki genç insanın merakları, iş yapma ve kazanma tutkuları, cesaretleri, risk üstlenmeleri vb. "girişimci enerjisini besleyen özellikleri" üzerine daha sonra ayrıntılarıyla düşündüm; notlar aldım.
Şöyle bir sorunun akla gelmesi doğaldır: Ordulu iki gencin yaptıkları "cahilin cesareti" mi, yoksa bilgiye dayalı "analizin ışığı" mı idi? Cahilin cesareti ise sürdürülebilir bir girişimciliği besleyebilir mi?
Kuşkusuz soruya kesin bir yanıt vermek güç... Her ilerlemenin bedeli vardır; kimi zaman cahilin cesaretinin "yol açıcı özellikleri" ve birikimleri de gözden ırak tutulmamalı... Son çözümlemede "girişimci enerjisi" cahilin cesareti ile bilgi rehberliğinin bileşkesidir; ülkemizde son yıllarda net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma ile güçlendirilen "girişimci enerjisinin" önünü açan geçmişin deneyim ve birikimleridir.
Daha örgütlü, ön hazırlıkları iyi yapılmış bilgi donanımı ile geliştirilmiş cesaretle bütün dünyada girişimcileriyle "eşleştirilmesi" çabaları, ülke geleceğinin önemli güvencelerinden birini oluşturdu... Ülkemizi "ayrıştıran" asıl öz, bu girişimci enerjisinin giderek büyümesidir.
Şimdi gündem, girişimci enerjisinin önündeki engelleri kolektif bir akılla kaldırma olmalı...