"Geçmişin liderleri sonuca odaklandılar, geleceğin liderleri insana

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Etkili liderlerin, kurumsal veya toplumsal ihtiyaçların giderilmesi için sürdürülebilir sistemleri hayata geçirdiklerini söyleyen Blanchard International Türkiye Genel Müdürü Seval Özcan, "Gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı değişimler diğer ülkelere göre çok daha büyük. Liderin değişimi yönetme konusunda çok daha fazla çaba göstermesi gerekir" diyor.

Son aylarda yaşananlar, küreselleşme, internet ve sosyal ağların toplumlara ne kadar büyük bir güç sağladığını; değişimi tetiklediğini ve hızlandırdığının kanıtı oldu. Kavramlar yeniden tanımlanmaya başladı. Bu kavramlardan biri de liderlik.

Küresel toplumsal yapının, yaşadığı daralmalara krizlerle çıkış noktası bulduğunu ifade eden Blanchard International Türkiye Genel Müdürü Seval Özcan, geleceğin liderlerini "yetenek ve perspektiflerden yararlanan; farklı bakış açılarını ahenk içinde birleştiren; çeşitliliğin yaratıcılığa götürdüğüne inanan; dinlemeyi odağa koyan; vizyonunu paylaşan; her seviyede yaratıcılığı ve yenilikçiliği teşvik eden; farklı liderlik stillerini rahatlıkla kullanan ve çalışanlar ile liderliği paylaşan kişiler olduğunu söylüyor.

Özcan, on yıl öncesi ile günümüz arasındaki en önemli farkları ise, "küreselleşme, şirket birleşmeleri ve şirketlerin çok uluslu hale gelmesi, internet ve sosyal ağların yaygınlaşması" olarak sıralıyor.  "Tüm bu yeni enstrümanlar liderliğin de küreselleşmesine yol açtı" diyen Özcan'a göre, bugünün ve geleceğin liderliği sürdürülebilirlik temelinde yol alıyor. Geçmişin liderleri sadece sonuca odaklandılar. Bugünün ve geleceğin liderleri ise insana odaklanarak sürdürülebilir başarılar elde edebilecekler.

Gelişen bir ülkede lider olmak

Etkili liderlerin öncelikle ihtiyaçları değerlendirdiklerini ve bu ihtiyaçların giderilmesi için sürdürülebilir sistemleri hayata geçirdiklerini söyleyen Özcan, "Gelişmiş ülkeler veya gelişmekte olan ülkeler için etkili liderliğin sonuçları aynıdır. Farkları değişimin miktarı ile ilgilidir. Gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı değişimler diğer ülkelere göre çok daha büyüktür. Liderin değişimi yönetme konusunda çok daha fazla çaba göstermesi gerekir" diyor.

Özcan'ın iş dünyasında liderlik ile siyasi liderlik arasındaki farka yönelik yorumu ise şöyle: "Kişilerin ihtiyaçları olduğu gibi toplumun da ihtiyaçları vardır. Toplumun ihtiyaçlarını doğru tespit edip buna uygun liderlik biçimi sergilemek gerekir. Dolayısıyla ihtiyaçlara cevap verme açısından ister toplumsal ister bireysel olsun çok da büyük bir fark olmadığını söylenebilir."

Çok Boyutlu Liderlik

Çok Boyutlu Liderlik® II, Blanchard International tarafından geliştirilen yeni bir kavram.  "insan ve yetenek geliştirme modeli" olarak tanımlanıyor. "Çok Boyutlu Liderlik insanlara yapılan bir şey değil, insanlarla birlikte yapılan bir şeydir" diyen Özcan'ın bu kavrama yönelik yaptığı açıklama şöyle: "Bu yöntem, liderlerin, birlikte çalıştıkları insanların gelişmesine ve kendilerini yönlendiren ve destekleyen kişiler olmalarına yardım etmeleri için geliştirilen bir yöntem. Çok Boyutlu Liderler birlikte çalıştıkları kişilerin bilgilerini, becerilerini, motivasyonlarını ve özgüvenlerini geliştirirler. Farklı insanlara farklı yaklaşımlar ve hatta aynı kişiye farklı görevlerde farklı yaklaşımlar demektir."

Peki Türkiye'de durum ne? Türkiye'de firmalar lider yetiştirme sürecini nasıl gerçekleştiriyorlar? Özcan'a göre, Türkiye'de lider yetiştirme süreci açısından bakıldığında birbirinden farklı konumlandırılmalar var.  Bunları, "Usta-çırak ilişkisiyle geçmişteki gibi yapmaya devam eden kurumlar, kendi içerisinde bir takım eğitimleri sağlamaya çalışan kurumlar, global kaynaklardan ve yaklaşımlardan yararlanmaya çalışan kurumlar" olarak sıralayan Özcan, küresel ölçekte değerlendirebilecek birçok kurumun akademi adı altında organize ettikleri yapıları kurduklarını söylüyor. Blanchard International da, şirketlere "bilmek, yapabilmek ve sürdürebilmek ile ilgili her aşamada" destek sağlıyor.

Türk liderler, kriz tecrübesine sahip

Gelelim, birçok çokuluslu şirketin başındaki Türk yöneticilere. Özcan'a bu işin sırrı nedir? diye sorduğumuzda, aldığımız cevap şöyle:, "Aslında bir sır söz konusu değil. Bu insanlar değişimi öngörüp, ihtiyaçları tespit edebilen ve bunu yönetebilecek yapıya sahip olan insanlar. Türkiye'nin son on beş yıl içerisinde yaşadığı toplumsal ve ekonomik krizler lider çalışanların önemli tecrübeler elde etmesine yol açtı. Bu tecrübelerle çok uluslu şirketlerde etkili sonuçlar aldılar."

Kaliteli ürün mutlu çalışanla, mutlu çalışan etkin liderlikle mümkün

"Tüm kurumlar yaşamak, büyümek ve kar etmek isterler. Dolayısıyla tüm kurumlar yüksek mali performans peşindedirler. Yüksek mali performansı elde edebilmenin yolu memnun ve bağlı müşteriler yaratmaktan geçer" diyen Seval Özcan, "Memnun ve bağlı müşteriler kaliteli ürün ve hizmetlerle oluşturulur. Kaliteli ürün ve hizmet sağlamak, yetkin ve mutlu çalışanlar ile mümkün olabilir. Yetkin ve mutlu çalışanları ise sadece etkin liderlikle sağlayabilirsiniz" yorumlarında bulunuyor.

İyi bir yöneticinin lider olabilmesi için gerekli olan beceriler ise şunlar:

- Teşhis becerisi: Birlikte çalıştığı kişilerin amaçlarına ulaşabilmeleri için ihtiyaçlarını tespit etme.

- Esneklik becerisi: Kişilere ihtiyacına uygun liderlik davranışları ile cevap verme.

- Performans için Ortaklık becerisi: Kişilerle birlikte yaratılmış bir güven ve işbirliği ortamında, işlerini yapabilmeleri için gerekli liderlik davranışları konusunda anlaşmaya varma.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar