"Enflasyon cini şişeden çıkarsa, kolay kolay geri dönmez"
IMF'nin eski baş ekonomisti Kenneth Rogoff, "Enflasyon cini şişesinden kurtulduğunda, onu yeniden yerine koymak için seneler gerekli" derken, BNP Paribas Ekonomisti Eric Vergnaud büyük miktarlardaki likiditenin önümüzdeki iki-üç yıl içinde enflasyon riski yaratmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. Hamburg Küresel Ekonomi Enstitüsü ise 2010 yılında Euro Bölgesi'nde enflasyonun yüzde 5 seviyesine ulaşabileceğini öngörüyor.
Uzmanlara göre enflasyona neden olan mekanizmalar bugün yaşadığımız krizde fazlasıyla mevcut: Üretimi artırmadan, tüketicilerin ödeme imkanları artırıldığında, enflasyon kaçınılmaz oluyor. Zira, finans sisteminin iflas etmesini önlemek ve ekonominin toparlanması amacıyla, merkez bankaları tüm dünyayı paraya boğmuş durumdalar
Altı ayda 1.3 trilyon Euro enjekte edildi
2008 Eylül ayında Lehman Brothers'ın iflasından bu yana, FED piyasalara 700 milyar Euro enjekte etti. Avrupa Merkez Bankası (AMB) için bu oran 500 milyar Euro civarında oldu. İngiltere Merkez Bankası'nın enjekte ettiği miktar ise 140 milyar Euro. Bu paralar ilk aylarda kısa vadeli borç olarak ticari bankalara yöneltildi. Fakat FED ve İngiliz Merkez Bankası devlet bonosu satın alarak kamu borçlarını da finanse etti. FED, mayıs ayı başında Obama'ya 220 milyar Euro daha vereceğini açıkladı. Avrupa Merkez Bankası ise FED kadar cömert davranmıyor, fakat ne zamana kadar dayanabileceği belli değil.
Ekonomistlere göre AMB henüz enflasyon riskini çok ciddiye almıyor olabilir. Bunun başlıca nedenlerinden birisi yatırım ve tüketimdeki hareketsizlik, fiyatları aşağı çekmeye devam ediyor. İkinci neden ise, merkez bankaları tarafından enjekte edilen milyarlar, para hacmini yeterince artırabilmiş değil. Bu derece büyük oranlar, ekonomik aktörlerin ödeme şartlarının çok küçük bir bölümünü temsil ediyor. Temelde, dolaşımda olan paranın yaklaşık yüzde 80'ini, hanehalkı ve şirketlere kredi sağlayan mevduat bankaları oluşturuyor. Fakat yaşadığımız süreçte bu bankalar kredi vermek bir yana dursun, kendileri için kredi bulmaya uğraşıyorlar.
Küresel para hacmi üç aydır büyümüyor
Uzmanların dikkat çektiği bir diğer nokta da, FED ve AMB tarafından sisteme sokulan milyarların adeta kapalı bir devre içinde dönüp durdukları: Bu milyarlar, güven kaybı nedeniyle iyice yok olan bankalar arası kredileri beslerken, ekonomiye yayılmıyor. Tüm bunların sonucu olarak, 2005-2007 yılları arasında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yılda yüzde 13 oranında büyüme kaydeden küresel para hacmi, tamamen hareketsizleşmiş durumda.
Peki küresel ekonomide işler yoluna girmeye başladığında ne olacak?
Ekonomistlerin büyük bir bölümüne göre merkez bankaları tarafından enjekte edilen milyarlar, para yaratma fırsatlarını önemli ölçüde artıracak. Tabiî ki öncelikle, düzenleyici kurallar ve teknik imkanlar doğrultusunda, bankalar verdikleri kredinin yüzde 20'sini tutmak zorunda olacaklar. Yani verilen her bin Euro'luk kredinin 200 Euro'su "merkez bankası parası" olacak.
Normal zamanlarda, bu değerli likiditeye ulaşmak zorken, FED, AMB ve İngiltere Merkez Bankası'nın tüm dünyayı paraya boğdukları bir dönemde, bankalar yeniden güven ve para kazanmak için hazır olacaklar. Hammadde fiyatlarında izlenen trendlerin ve dev boyutlara ulaşan kamu borçlarının da fiyatları yukarı çekmekte etkili olacağını ileri süren ekonomistler, enflasyonun patlama potansiyelinin yüksek olduğunu ifade ediyorlar.
Ekonomiyi oksijensiz bırakmak, toparlanmayı etkiler
Bu arada, merkez bankalarının yöneticileri fiyatların bu derece kolay bir şekilde yukarı çıkmasına izin vermeyecekleri yönünde açıklamalarda bulunuyorlar. AMB Başkanı Jean-Claude Trichet ve FED Başkanı Ben Bernanke finans piyasalarına yaptıkları açıklamalarda, "fiyatlarda keyfi bir yükseliş izlendiği takdirde, kredi patlamasını engellemek için faiz oranlarını yükseltecekleri" sinyallerini verdiler. Bununla birlikte, kriz sürecinde dağıtmış oldukları milyarları hızla geri toplamaya da başlayacaklar şüphesiz. Uzmanlara göre bu "çıkış stratejisi" teknik olarak bir sorun yaratmaz, fakat bu noktada asıl sorun enflasyon tehlikesi ile karşılaşmamak için ne zaman ve nasıl harekete geçileceğine doğru karar verilmesi. Rogoff'un yorumunu bir daha hatırlatmak gerekirse, "Enflasyon cini şişesinden kurtulduğunda, onu yeniden yerine koymak için seneler gerekiyor." Karar vericilerin doğru zamanda harekete geçmeleri çok önemli. Enflasyonu engellemek için alınacak çok erken ve çok sert önlemler daha dramatik sonuçlar yaratabilir. Ekonomiyi en fazla ihtiyaç duyduğu zamanda oksijensiz bırakmak, toparlanmanın gerçekleşmesini engelleyeceği gibi, tüm dünyayı uzun bir resesyona sürükleyebilir.
Borç altındaki hükümetler enflasyona göz yumabilir
California Üniversitesi ekonomistlerinden Paul Jorion'a göre Trichet ve Bernanke'nin uyguladığı ekonometri modelleri oldukça eski ve basit. Jorion hatta, bu modellerin siyasete alet edildiğini bile söylüyor. Aynı şekilde düşünen bazı ekonomistler, kurtarma planları yüzünden devasal borç altında kalan Batılı hükümetlerin enflasyona izin verebileceklerini ifade ediyorlar.
Uzmanlar, AMB Başkanı Trichet için enflasyonun en fazla ulaşabileceği noktayı yüzde 4 olarak belirlemiş durumdalar. "Büyüme hızının artmasına odaklanan" FED Başkanı Bernanke'yi ise daha "pragmatik" buluyorlar ve "Bernanke, 2011 yılı itibariyle enflasyon oranının yüzde 5'in üzerine çıkmasına izin verir" diyorlar.
Bu tahminlerin ne derece tutacağını önümüzdeki dönemlerde göreceğiz, umarız şişeden çıkabilecek enflasyon cininin geri dönmesi çok uzun sürmez…