"BES’teki kesintiler dünya standartlarına yaklaşacak”
Türkiye’nin tasarruf açığı büyük. Yastık altındaki tasarrufları ekonomiye kazandırmak için büyük çaba harcanıyor. Ekonomideki dalgalanmalarla bunun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) işte bunun için önemli. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonominin başında olduğu süreçte bunun önemini bildiği için BES’e ayrı bir önem gösterdi. Sistemi elleri ile büyüttü de denilebilir. Devlet desteğinin yaygınlaştırılmasından sonra müthiş bir ivme yakalayan BES, son rakamlara göre katılımcı sayısında 5.5 milyon kişiye yaklaşıyor. Fondaki toplam tutar, devlet katkısı ile 36 milyar TL’ye yaklaşıyor. Pazarda 20 şirket oldu, hala gelmek isteyen de var. Fakat erken kalkan yol alır misali, yeni kurulan şirketler dışında ilk 10 arasında oluşan bir pazar var gibi görünüyor. Bankası olan şirketlerin avantajı büyük. Bunların dışında kalanlar arasında birleşmeler, satın almalar yaşanacak gibi gelecekte.
Ortada bir başarı var. Bunun bir aktörü tabii ki yüzde 25 destek veren Devlet. Başarının diğer bir aktörü ise Ekim 2003’ten bu yana bu sistemi oturtmaya çalışan şirketler. Bu şirketler 10 yıl boyunca bu işten para kazanamayacaklarını bilerek sisteme girdiler. Hayat sigortalarından elde ettikleri karlarla ayakta kaldılar. Tam ayakta kalmak için biraz para kazanacakları sırada önce hayat sigortası yaptırılmaması için ne gerekiyorsa yapılan uygulamalar yürürlüğe girdi, ardından geliri oluşturan şirket kesintilerinin yarı yarıya tırpanlanması ile şirketlerin eli kolu bağlandı. BES şirketleri için yeni katılımcı ve bu katılımcının elde tutulması bir başka maliyet. Bir de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bunlara tanıtım hedefi koydu.
BES şirketleri tam bunlarla boğuşmaya çalışırken, gelirlerinde ikinci tırpan haberleri geldi Ankara’dan. Şirket yöneticileri bu kabus ile yatıp kalkıyorlar. İki-üç şirket faaliyetini durdurmuş gibi. Sadece fonu yönetiyor, yeni katılımcı peşinde koşmuyor. 5-6 şirket dışında şirketler endişeli bir bekleyişte. Yeni kesintiler için sektörde “altın yumurtlayan tavuk kesiliyor” ifadesi kullanılıyor.
Tam bu sırada AK Parti seçim bildirgesinde “Bireysel Emeklilik Sistemi'nde kesinti oranları uluslararası düzeylere yaklaşacak, sistemde “otomatik katılım sistemi" pilot çalışması yapılacak" denilmiş. Şimdi bunu duyan kişi iyi bir şey mi, kötü birşey mi anlamıyor. "Hedefiniz, BES'i gelişmiş ülkelerdeki seviyelere çıkartmak. Gelişmiş ülkelerdeki fon miktarlarına yaklaşıldığında da şirketlerin tüketicilerden yapmış olduğu kesintileri o ülkelerdeki seviyelere indireceğiz” denilse iyi olmaz mıydı?
Zamanlama önemli
BES’te otomatik katılıma geçildikten sonra kesintilere tırpan vurulsa daha doğru değil mi? Sistem hala bebek, büyümesinin önü kesilmemeli. Ne mi olacak? Hızlı ivme yakalanmadan şirket gelirlerine yapılacak ikinci bir tırpan bence birçok şirketin havlu atmasına sebep olabilir. Şirketler kapanabilir, el değiştirebilir. Buna olursa olsun gözü ile bakmanın sakıncaları var. BES'teki devlet Desteğinin sürüp sürmeyeceği her platformda sorulurken ve sisteme güven öncelikli vurguyken yaşanacak kaos, ciddi sorun yaratabilir. Katılımcı kafasında zaten birçok soru işareti ile sisteme girmiş. Şirketlerin kapanması veya katılımcıların fonlarının bir başka şirkete devri, yeni katılımcıların önünü kesebilir. Bu değişimlerin sindire sindire, kademeli olarak yapılması doğru gibime geliyor. İnşallah zamanlamaya dikkat edilir.