"Başarılı"
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Geçen hafta merakla beklenen Portekiz ve İspanya'nın bono ihalelerinin "başarılı" sonuçlanması, küresel piyasaların rahatlamasını sağladı.
Yurt içinde ise TCMB Başkanı Yılmaz'ın yaptığı ve piyasalar tarafından "şahince" bulunan açıklamalardan sonra 20 Ocak'ta toplanacak olan Para Politikası Kurulu'ndan (PPK) faiz indirimi çıkmayacağı yönündeki beklenti faizlerde sert bir yükselişe neden oldu. Bizim beklentimizin, piyasanın aksine, faiz indirimi olmayacağı şeklinde olduğunu tekrar hatırlatmak istiyoruz. Benzer bir yükselişin, başka sebeplerden olsa da, birkaç haftadır bazı Asya ülkelerinde de görüldüğünü eklemek gerekiyor.
Hindistan, Endonezya gibi ülkelerde artmaya başlayan enflasyon endişesinin üzerine Singapur'un aldığı önlemlerin yanında Çin'de yine konuşulmaya başlanan sıkılaştırma söylentileri bazı piyasalarda baskı yaratıyor.
Geçen hafta merakla beklenen ECB Başkanı Trichet'nin tahmin edilenden daha "şahince" konuşması da Euro'ya destek oldu. Daha önce de belirttiğimiz gibi Portekiz ve İspanya ihalesinin piyasada kısa vadeli olumlu etki yaratmasına rağmen bu ülkelerdeki sorunların geçmeyeceğine hatta daha da ciddi hale gelebileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Bu bağlamda haftaya Pazartesi ve Salı günü yapılacak AB Zirvesi'nin önem taşıdığını söyleyebiliriz. Çelişkili haberlere rağmen Alman Maliye Bakanı'nın açıklamaları bu konudaki beklentilerin düşürülmesine sebep olabilir.
Piyasaların ve siyasilerin çoğunun krize, likidite krizi olarak yaklaşmasının, sorunları erteleyerek daha da ağırlaştırmaya devam etmesine sebep olabileceğini de belirtmeliyiz.
"Başarılı" geçen ihalelere rağmen, 2011'in, ilk çeyreğinde, Avrupa ülkelerine spekülatif saldırıların yoğunlaşacağını ve zayıf halkalardan başlayarak yayılabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Bu saldırıların İspanya'ya ulaştığında ise kalın bir çizgi çekilerek başta Almanya tarafından önlenebileceğini belirtebiliriz. Fakat siyasi sebeplerden ötürü, Almanya'nın yardım kararını almadan önce durumun daha da ciddileşmesini bekleyebileceğinin hala en olası senaryo olduğunu söyleyebiliriz.
Yılbaşından bu yana yaşanan gelişmelerin de maalesef bizim beklentilerimize uygun gerçekleştiğini görüyoruz. AB liderlerinin devlet borç sorunlarına karşı kullanılmak için tedbirler almak konusunda biraz kararsız ve yavaş davrandığını düşünüyoruz. Avrupa'nın çok ciddi sorunlarla boğuştuğunu ve henüz krizi aşacak uygun önlemleri geliştirmediğinin altını çizmeliyiz.
Öte yandan, Brezilya, Güney Kore ve Endonezya gibi ülkelerde sermaye hareketlerine kısıtlamalar getirilmeye devam ediyor. Dünyanın değişik yerlerinde ise artan gıda fiyatları sosyal rahatsızlıklara neden oluyor.
Hatırlanacak olursa bunun böyle olabileceğini aylar önce belirtmiştik. Gelecek hafta ve aylarda da maalesef bu konuları konuşmaya devam edeceğimizi söyleyebiliriz.