"Ayrışma" Avrupa'nın aleyhine!
Avrupa sıkıntılı günler geçiriyor. Bazılarına göre çatırdıyor. Krizden önce dünyanın en yavaş büyüyen gruplaşmasıydı AB. Kriz sonrasında ise sadece finans sisteminde değil maliye dengeleri açısından da alarm veriyor. Euro'nun değer kazanması da bu menfi süreci destekliyor. Bu süreci "Avrupa'nın negatif ayrışması" diye adlandırabiliriz. Sadece ekonomik olarak değil yönetişim açısından da...
Genel olarak Avrupa, krizde doğusu ve batısıyla büyük kayıp verdi. İzlanda'nın çökmesini bir tarafa bırakın, İngiliz ekonomisi tarihinin en büyük ekonomik yaralarını aldı. Macaristan ve Ukrayna onbeşer milyar dolarlık paketlerle ayakta kalabildi. Büyük AB ekonomileri gelecek yıllarını tehdit altına atacak mali ve parasal genişleme yapmak zorunda kaldı. Bazılarında bütçe açığı 2009'da GSYİH'nın yüzde 10 seviyelerini geçti.
Geçen hafta Avrupa Komisyonu başkanı Barroso ile AB Başkanı Van Rompuy'un basın toplantısının en önemli ve net sorusu toplantının en sonunda geldi: Yunanistan dışında, diğer Euro üyesi ülkelerde de sorun varmıydı? Barroso hızla dosyalarını toparlayıp basın toplantısını bitirirken kısa cevap verdi: "AB olarak sorunlar karşımıza gelince çözüm ararız." Artık ayan beyan ortada olan bir sorun (kriz) resmen ortaya çıkarsa bakarız mantığı bana ilginç geldi. Hele Yunanistan örneği daha tazeyken...
Bu negatif "Avrupai" ayrışmanın sadece ekonomik alanla sınırlı olmadığının altının çizilmesi gerekiyor. Avrupa hem yönetim hem de yönetişim sorunlarıyla başbaşa. Türkiye'ye, kulübe üye olabilmesi için gerekli "standartları" her vesileyle hatırlatan Avrupa'da yönetişim sorunlarının hep varolageldiğini biliyoruz ve görüyoruz. Ancak kriz daha ilginç zayıflıkları da ortaya koydu.
Yunanistan'ın resmi maliye istatistiklerinde yaptığı manipülasyonundan bahsediyorum. Avrupa'da bazı blog yazarlarını "yalanlar, kuyruklu yalanlar ve Yunan istatistikleri" diye yazdırtan türden ve bizzat AB üyesi bir devlet mekanizması tarafından yapılan manipülasyonlardan...
Kamuoyunu bir tarafa bırakın, uluslararası örgütlere sunduğu resmi istatistiklerde manipülasyon yapması bir devletin işleyebileceği en yüz kızartıcı suçlardandır. Bu tür işleri "geri ülkeler yapar" diye bilinir. "Evrensel değerlerin" yılmaz savunucusu olan ve AB üyesi bir ülkenin bunu yapması ise AB'nin değerlerini ve kalitesini gündeme getiriyor.
AB Yunanistan'ın istatistik manipülasyonunun farkında mıydı derseniz - evet öyleydi. 8 Ocak'ta yayınlanan AB Komisyonu raporundan okuyalım (Report on Greek Government Deficit and Debt Statistics):
" Yunanistan hükümetinin bütçe açığı ve borç istatistikleri üzerinde son yıllarda dikkat ediliyordu. 2004 yılında Eurostat'ın Yunan bütçe açığı ve borç istatistiklerindeki revizyonlarla ilgili yayınladığı raporda 1997-2003 yıllarında Yunan resmi istatistik yetkililerinin rakamları bilinçli olarak nasıl hatalı bildirdiğini göstermişti. ... En son revisyonlar, Yunan mali istatistiklerinin ve genel olarak Yunan makroekonomik istatistiklerinin kalitesizliğinin göstergesi olmuştur. Eurostat'ın 2004 yılından beri devam ettirdiği yoğun inceleme ve data kalitesinin yükseltilmesiyle ilgili ilerleme, Yunan istatistiklerinin diğer AB üye ülkelerinin seviyesine çıkmasına yetmemiştir. ..."
Bu arada hatırlatalım; Yunanistan'ın derecelendirme notu krizin iyice gün ışığına çıktığı geçen Aralık ayına kadar A- idi!