"Avrupa, jeopolitik açıdan da risk oluşturuyor"
Newton, ekonomik açıdan zor bir dönem geçiren Avrupa'nın, jeopolitik açıdan da önemli riskler içerdiğine dikkat çekerken, Wikileaks'in en fazla "tırmaladığı" isimlerden biri olan Alman Dışişleri Bakanı Westwelle, "Euro, kağıt paradan çok daha ötesini ifade ediyor; Euro barışın parası ve yangını söndürmek için hepimiz çalışıyoruz" diyor.
Eski bir Lehman Brothers analisti olan Alastair Newton, bugün dünyaca ünlü yatırım bankası Nomura International'ın siyasi riskler baş analisti. Newton, İtalya'nın siyasi istikrarı konusunda endişeli; İrlanda'da muhalefetin IMF ve Brüksel kararlarına karşı geleceğini düşünüyor; Portekiz ve İspanya'da ekonomi politikalarının uygulanmasının siyasi gerilime yol açacağını söylüyor; Almanya'da Merkel'in zorlu yerel seçimleri atlatmak zorunda olduğunu, Belçika'da ise siyasi çözüm sağlanmadığı takdirde, bölünmenin yeniden gündeme geleceğine dikkat çekiyor.
Ekonomik açıdan zor günler geçiren Avrupa, jeopolitik açıdan da oldukça riskli bir süreçten geçiyor.
İtalya'da "kartları yeniden dağıtmak" gerekebilir
İtalya'da Silvio Berlusconi'nin güven oyu alması, istikrar anlamına gelmiyor. İtalyan siyasetinin istikrarı konusunda oldukça endişeliyiz. Önümüzdeki bahar döneminde önemli yenilikler bekliyoruz. Eğer yanılmıyorsak, Cumhurbaşkanı'nın dört senaryo arasında karar vermesi gerekecek. Bu senaryolar şöyle: Mevcut Konsey başkanından yeni bir hükümet kurmasını istemek; aynı yetkinlikte yeni bir siyasi figür belirlemek, ki bu kapsamda, uluslararası finans piyasalarının da desteğini alacak olan Giulio Tremonti en doğru isim olacaktır; teknotratlardan oluşan bir hükümetin oluşmasını desteklemek; ve kartları yeniden dağıtmak için genel seçimlere gitmek. Ben, her ne kadar belirsizlik içerse de, bu son senaryonun en olası senaryo olduğu kanısındayım. Ekonomistler, İtalya konusunda fazla endişeli değiller, fakat jeopolitik açıdan bakıldığında, ülkenin durumu dikkate değer.
İrlanda'da muhalefet IMF ve Brüksel'i suçluyor
Newton'a göre jeopolitik risk içeren diğer ülkelerin başında İrlanda, Portekiz ve İspanya geliyor. İrlanda'da muhalefetin kurtarma planı şartlarını yeniden müzakere etmeye çalışacağını söyleyen Newton, "Birinci muhalefet partisi Fine Gael ve kamuoyunun büyük bir kısmı, Brüksel ve IMF'nin ülkeyi cezalandırdığını düşünüyor" diyor.
Portekiz'de hükümet başkanı Jose Socrates'in, sıkı bir ekonomik planı kabul ettirmekte zorlanacağını ifade eden Newton, İspanya'da ise yapısal reform gerçekleştirmek isteyen Başbakan Zapatero'nun zor bir dönem yaşayacağına dikkat çekiyor. İspanya'da Andalusia ve Madrid'de mayıs ayında yerel seçimler yapılacak. Ülkedeki genel seçimlerin ise mart 2012'de yapılması öngörülüyor.
Belçika'da "bölünme" ihtimali hala sıfırlanmadı
Belçika'nın hükümet eksikliğine rağmen, yoluna devam ettiğini söyleyen Newton, piyasaların ise bu durum karşısında endişeli olduklarını ifade ediyor. Newton'a göre eğer Belçika, 2011 baharına kadar içinde bulunduğu duruma bir çözüm bulamazsa, ülke içinde siyasi partilerden veya topluluklardan birisi bölünme tehdidini yeniden gündeme getirebilir. Bu konunun yeniden gündeme gelmesi de, tabii ki piyasalar üzerinde oldukça kötü bir etki yaratır.
Newton'un dikkat çektiği bir diğer ülke de Almanya. "Angela Merkel'in siyasi konumu çok parlak değil" diyen Newton, Alman Şansölye'nin önümüzdeki yıl çok sayıda yerel seçimi aşması gerekeceğine dikkat çekerken, özellikle Bade-Wurtemberg gibi bazı bölgelerdeki seçimlerin kritik geçeceğini belirtiyor.
ECB için en iyi aday kim?
Euro bölgesinin önemli gündem maddelerinden birisi de Jean-Claude Trichet'nin görevinin sona ermesinin ardından, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) başına kimin geleceği. Newton, "Piyasalar bu pozisyona Axel Weber'in gelebilme ihtimalinden endişeliler" derken, "Bu göreve bir Alman gelecekse, doğru isim Jurgen Stark olur" yorumunda bulunuyor.
Almanya Merkez Bankası Bundesbank'ın Başkanı Axel Weber, geçtiğimiz ay yaptığı bir açıklamada "Borç krizi AB'yi çökertmez" derken, gerekirse Avrupa istikrar fonu miktarının yükseltilebileceğini açıklamıştı. Weber'e göre, hükümetler Euro'nun sürdüğünü görmek için ne gerekiyorsa yapmalılar.
Avrupa Merkez Bankası baş ekonomisti Hollandalı Jurgen Stark ise, "Her ülke kendi borcundan sorumlu olmalı" görüşünü savunuyor. Euro bölgesindeki yaşananın parasal kriz olmadığını, aksine kamu finansmanı sorunu olduğunu ifade eden Stark, üye ülkelerin finansal disiplinini sağlamayı amaçlayan AB İstikrar ve Büyüme Paktı'nı daha etkin hale getirmek için AB liderlerinin daha cesur adımlar atması gerektiğini söylüyor.
Newton'un ECB başkanlığı için desteklediği bir diğer isim de, İtalya Merkez Bankası Başkanı ve Avrupa Merkez Bankası İdari Konseyi üyesi Mario Draghi. Draghi, "Bir krize verilecek ilk yanıt ulusal yanıt olmalıdır - yani güvenilir bir mali politika ve büyümeyi yeniden başlatacak yapısal reformlar" derken, euronun durumunun şüpheli olmadığının altını çiziyor. Draghi, büyük miktarlardaki devlet tahvili alımlarının ECB'nin siyasi müdahale olmadan hareket etme özgürlüğünü tehdit edebileceğini ve Avrupa Birliği kurallarının ihlali anlamına geleceğini de gündeme getiriyor.
"Euro, barışın parası"
Sonuç olarak Wikileaks belgelerinde en fazla gündeme gelen isimlerden biri olan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Euro konusunun siyasileri yakından ilgilendirdiğini, fakat bu durumun, Euro'nun çok daha derin bir anlam taşıdığı gerçeğini ortadan kaldırmadığını söylüyor. "Euro, kağıt paradan çok ötesini ifade ediyor. Euro, barışın parası" diyen Westerwelle, "Eğer ortada bir yangın varsa, yapacak iki şey var: Alevleri söndürmek ve benzer bir yangının yeniden yaşanmaması için gerekli önlemleri almak" yorumunu yapıyor.