"Ankara küçülürse, Türkiye büyür"

"Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş ve anlayış…" şeklinde tanımlanmış Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde 'siyaset'.

O özel görüş ve anlayışların en uç noktalara kayması ve gerilimin tırmanmasıyla bastıran 'kasvet' havasını solumanın getirisinin tanımına uyacak kelime ise 'gaflet'…

O havayı solumaya inatla direnenleri görmek ise ülke için 'nimet'…

* * *  

Ağaoğlu İnşaat'ın sahibi Ali Ağaoğlu'nu konut sektörüne getirdiği yenilikler ve çalkantılı dönemlerdeki cesur projeleri nedeniyle tanımayanımız kalmamıştır herhalde.

Sorunca anlattı Ağaoğlu, "Siyasetin ve ekonominin inişli çıkışlı halinden ziyade Türkiye'ye bakıyorum. Ülkeme güveniyorum ve her şeyin en iyisini hak ettiğini düşünüyorum. Onun için en iyisini yapıyorum. Bunları yaparken 10 bin kişiye de istihdam sağlıyorum. Daha büyük mutluluk olabilir mi?"

Genel gidişat konusunda da formülü veriyor Ağaoğlu, "Ankara küçülürse, Türkiye büyür."

* * *   

Hızla devam eden Seyrantepe Projesi'nin yanı sıra, Avrupa'nın en prestijli konut projeleri arasında gösterilen Meridyen'e de yoğunlaşan VARYAP'ın patronu Süleyman Varlıbaş'da Türkiye'nin geleceğine odaklanan işadamlarımızdan.

Sorunca anlattı Varlıbaş, "Konsept projeler geliştiriyoruz. Zengin ülkelerden de talep var ama biz bu tür projeleri ülkemizde yapmak istiyoruz. Birileri Palmiye Adası gibi markalar oluşturduysa, biz Türkiye'yi tanıtacak daha iyi markalar oluşturma zorunluluğunda görüyoruz kendimizi. Ülkemiz adına daha fazlasını yapabileceğimizi biliyoruz. Ve ona yoğunlaşıyoruz."

Genel gidişat konusunda ise ayrıntıya girmiyor Varlıbaş, "Tüm çalışanlarımızla işimize yoğunlaşınca, başka şeyleri düşünmeye zamanımız kalmıyor."

* * *

Gazetemiz ve DHL Türkiye işbirliği ile Akbank'ın sponsorluğunda gerçekleştirilen İhracatın Yıldızları yarışmasında Ankara merkezli Hidromek, Nüve ve RB Group'un gösterdiği başarı ise sanırım Ali Ağaoğlu imzası taşıyan formüle, "Ankara siyaset ve bürokrasiyle değil de eğitim ve sanayiyle büyümeli" şeklinde bir dipnot koymamızı gerektiyor.

* * *

Bu yıl İhracatın Yıldızı olan Hidromek'in patronu Hasan Basri Bozkurt, 2007 yılında yaptığımız söyleşide sorunları anlatmıştı.

Bozkurt'un üç yıl önce söylediklerini aynen aktarayım, "Ar-Ge'ye yoğunlaştık. Analizleri, testleri, arazi kontrollerini kendi imkânlarımızla yapıyoruz. Ama zorlanıyoruz. Sorun sadece finansmanda değil. Türkiye bir endüstri ülkesi olamadı. İşçimiz, üreticilerimiz bu konuda deneyim kazanamadı. Yanısıra nitelikli eleman yetiştiremedi. Yüzlerce meslek lisesi var. Buradan çıkan insanlara eğitim merkezimizde el becerisi kazandırıyoruz ama yanı sıra bilgisayar, yabancı dil, Türkçe, hayat bilgisi gibi eğitimler veriyoruz. Düşünebiliyor musunuz, bir sanayici olarak Türkçe dersi vermeyle filan ilgileniyorum. Devletin yapması gereken temel eğitimi de kendimiz yapıyoruz.  Makine üretiyoruz, tasarım yapacak insan bulamıyoruz, 5 yıl okumuş mühendisi alıyor, bir 6 ayda biz eğitmek zorunda kalıyoruz. Türkiye'nin gerçeği bu. Bu nedenlerle yerli üreticiler rekabetçi olma şansını kaybediyor. Ama durmayacağız…"

Önceki akşam ise gözleri dolarak anlattı Bozkurt, "Tüm o zorluklar yıldırmadı bizi, durmadık. Çalışmaya devam ettik. Ve Türkiye'de tasarlanan ilk iş makinesini üretip ihracata başladık ve ödülü aldık."

* * *

Somut örnekler, "gaflet"e düşülmezse, "nimet"i bulmanın an meselesi olduğunu gösteriyor.