Puan şart oldu
Futbolu anlamsız kılan bir günün akşamında A Milli Futbol takımımız Çek Cumhuriyeti ile deplasmanda önemli bir karşılaşma oynadı. Maçın önemi Avrupa Şampiyonası'na katılma konusunda elimize gelen son şansı kullanıp kullanamamakla ilgiliydi ama sanıyorum teknik kadro ve futbolcu kardeşlerimiz “hiç olmazsa bir teselli” niyetiyle yeşil zemine çıktılar. Sabah kampa ulaşan elim haberden sonra böylesine bir maça motive olmak, fiziksel ve mental anlamda direnç gösterebilmek gerçekten çok zordu. Bu nedenle Çek Cumhuriyeti maçı kaybedilseydi de benim eleştiri namına yazabilecek çok şeyim yoktu.
Hafta içi millilerin antrenmanlarından gelen haberler Fatih Terim’in ileri uçta Arda Turan’ı denediği yönündeydi ancak kimse hocadan maça bu şekilde başlamasını beklemiyordu. Maçın gelişimi içinde gördük ki, gerçekten böyle bir strateji vardı ve bu Terim’in A, B, C, D planlarından bir tanesiydi. Öncelikle söylememiz gereken, millilerin “0-0 cepte dursun” mantığıyla maça başlamaları. Özellikle ilk 45 dakikayı düşük tempoda ve rakibi de uyutmaya çalışarak oynayan Ay-yıldızlılar, buna uygun bir kadro seçimiyle sahadaydılar. Oğuzhan, Hakan Çalhanoğlu ve Selçuk Şahin’in bir arada oynamaları, pas trafiğine yönelik bir girişim sayılabilir. Öte yandan ilk devre boyunca saha parselizasyonu konusunda başarılı ancak topun hâkimiyetini alma noktasında sıkıntılı bir takım izledik. Başka bir deyişle pas planımız sekteye uğradı. Bunun sebeplerinden bir tanesi Çek Cumhuriyeti’nin de alan daraltarak oynaması oldu. İdeal on birinden üç oyuncuyu kadro dışında tutan Pavel Vrba, belli ki yavaş yavaş turnuvaya götüreceği oyuncularla ilgili kafasındaki son soru işaretlerini gidermeye çalışıyor. Bilindik Çek takımının en büyük silahı, fizik güç ve tempoyu birleştirerek rakibini zor durumlara düşürmesi. Biz yarı sahamızda kademeli bir savunma uygulayınca her ne kadar buna çok uygun bir takımla sahada olmasak da bulmayı umdukları boşlukları vermedik. Bu nedenle topa hâkim olmasına rağmen rakibin de dişe dokunur pozisyon sayısı sınırlı kaldı. Oyun stili itibariyle tam bir ceza alanı golcüsü olan Cenk Tosun’un bizim oyun planımızda etkisiz gözükmesi son derece normal çünkü biz ilk yarının genelini ve ikinci yarının bir bölümünü adeta ceza alanına girmeden oynadık. Hal böyle olunca, Cenk topu dinlendirip orta sahayı ileri taşıyabilmek için yalnızca stoperler Prochazka ve Suchy ile değil ön liberolar Pavelka ve Darida ile de boğuşmak durumunda kaldı. Doğal olarak da bu mücadelelerden çoğu zaman mağlup ayrıldı. İlk devrede hissettiğimiz baskının sebeplerinden birisi de bahsettiğimiz bu durumdu.
Karşılaşmanın ikinci yarısına vitesi birden ikiye alarak başladığımızı söylersek, sanıyorum doğru bir tespit yapmış oluruz. Bu bölümde hem orta alanımız hem de beklerimiz öne çıkarak oynadılar. Yeri gelmişken fizik kondisyon konusunda da bir parantez açmamız gerekiyor. Ay-yıldızlı forma altında bazı futbolcularımızı kondisyon konusunda son derece sıkıntılı gördüm. Arda’nın maç eksiği nedeniyle sıkıntı yaşaması normal ama hali hazırda rekabetin içinde olan bazı oyuncularımızın mevcut görüntüsü takımlarında yeterince antrene edilmediklerini gösterir gibiydi. Bu da İzlanda karşılaşması öncesi kafamda soru işaretleri doğmasına yol açtı. Neticede hakem Martin Atkinson’ın cesur ve isabetli penaltı kararı sonrası önce öne geçtik sonra da 4-6-0’a dönüp gol bölgelerine sürpriz adamlar sokmayı denedik. Arda’nın muhteşem pasında Hakan Çalhanoğlu ile 2-0’ı yakalayınca da kaderimizi belirleyecek iki maçlık serinin ilk 3 puanını aldık.
Çek Cumhuriyeti deplasmanında alınan galibiyetin önemi büyük. Eğer Prag’dan bir puanla ayrılsaydık, İzlanda karşısında oyunu forse etmek durumunda kalacaktık ki, bu da defolarımızın ortaya çıkmasına ve dahası kısmi kondisyon problemimizin canımızı yakmasına neden olabilirdi. Şimdi çok daha sakin ve sabırlı oynayacağız çünkü 0-0 bizim işimize gelen sonuç. İzlanda’nın da ununu elediğini biliyoruz. Umarım Konya’ya eleği asarak gelirler. İlk maçta onlara 3-0 mağlup olmuştuk ama bu maçta hem taktik hem oyuncu seçimi hem de motivasyon anlamında çok farklı bir Türkiye ile karşılaşacaklar. Yine de birileri çıkıp, “Gelin siz bu maçı oynamayın birer puanı alıp gidin” dese sanıyorum Fatih Terim de hiç maceraya girmeden kabul eder. En iyi üçüncü olma ihtimalimiz bu aşamada fazla değil gibi. Öte yandan grubun diğer maçında Hollanda ile Çek Cumhuriyeti karşılaşacak ki, benim son maçlarda gördüğüm Hollanda takımının Çekleri yenmesi çok mümkün gözükmüyor. Bu nedenle grubun son bileti için hiç olmadığı kadar umut doluyuz.
Dünya liglerinden haberler
- Fransa, Euro 2016 elemelerinde Ermenistan’ı 4-0 geçerken, Real Madrid’in yıldızlarından Karim Benzema, attığı 2 golle yıldızlaşmıştı. Ancak sakatlanan ve maçı yarıda bırakmak zorunda kalan Benzema, 80. dakikada oyundan çıkmıştı. Bu sezon Real Madrid formasıyla çıktığı 6 maçta 6 gol atan ve takımının en golcü ismi olan Fransız yıldızın uyluğunda sakatlık meydana geldiği bildirildi. Başarılı golcünün Levante, Celta Vigo ve Las Palmas maçlarının yanında Şampiyonlar Ligi’ndeki PSG maçını kaçıracağı öngörülüyor.
- Barcelona’dan ayrıldıktan sonra Katar’ın Al-Sadd takımına transfer olan Xavi, Premier Lig’in cazibe merkezi olduğunu ifade ederken favori takımı olarak Manchester United’ı gösterdi. İspanyol yıldız, “Dürüst olmak gerekirse Premier Lig her oyuncuyu cezbeder. Harika bir lig” dedi. İngiltere’de stadyumların, çimin, taraftarların ve futbolu yaşayış biçimlerinin harika olduğunu vurgulayan Xavi, “Ayrıca önemli tarihleri bulunan Manchester United, Manchester City, Arsenal, Chelsea, Liverpool gibi takımlar var” diye konuştu. Tecrübeli oyuncu, “Manchester City gibi takımlar son zamanlarda büyük çıkış yakaladı ama tarihine baktığımda en çok Manchester United’ı seviyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
- Liverpool’un yeni patronu Jürgen Klopp, Merseyside günlerinde eski öğrencisi olan gol makinesi Robert Lewandowski’yi de yanında görmeyi hayal ediyor. İngiliz medyasında ciddi şekilde gündeme gelen bu konu, Liverpool tribünlerini de bir hayli heyecanlandırmış durumda. Haberlerde Liverpool’un mevcut kadrosunda bulunan Christian Benteke, Daniel Sturridge ve Danny Ings gibi oyuncuların varlığına rağmen Klopp’un Lewandowski hakkında bir umut ışığı doğması halinde anında yanına alacağının altı çizildi. Yıldız oyuncunun kariyerinde toplamda 222 golü bulunuyor.
- FIFA Etik Kurulu’nun 90 gün boyunca tüm futbol faaliyetlerinden men ettiği UEFA Başkanı Michel Platini, temyize başvurdu. Michel Platini’nin 90 günlük men cezası Fransa Futbol Federasyonu’nu harekete geçirdi. Federasyon, Platini’nin şubat ayında yapılacak FIFA başkanlık seçimi için adaylığını garanti altına almak istiyor. Spor Tahkim Mahkemesi CAS’ın Michel Platini’nin itirazı üzerine 8 gün içinde kararını açıklaması bekleniyor. İngiliz basınında yer alan haberlere göre, 26 Şubat’ta yapılması planlanan başkanlık seçiminin ertelenmesi de gündemde. 20 Kasım’da Zürih’te olağanüstü bir toplantı düzenleyecek FIFA, burada konuyla ilgili resmi bir karar verecek.
Türkiye liglerinden haberler
- Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), Ankara’daki terör saldırısını kınadı. TSYD’den yapılan yazılı açıklamada, terörün bir kez daha Türkiye’nin canını yaktığı bildirilerek, “Barış mitingi için Ankara’da toplanan binlerce insanı hedef alan bu menfur saldırıyı kınıyoruz” denildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Milletimizin başı sağ olsun. TSYD olarak ülkenin huzurunu bozmaya çalışanların bu amaçlarında başarılı olamayacağına dikkat çekiyoruz. Yaşanan bu olay ve buna bağlı olarak 3 günlük milli yas ilan edilmesi nedeniyle, Ankara’da düzenlenen ‘TSYD Ersin Uysal Voleybol Turnuvası’ ertelendi. Turnuvanın final karşılaşması ileri bir tarihte oynanacaktır.”
- Beşiktaş’ın Alman forvet oyuncusu Mario Gomez’in yaşadığı soğuk algınlığı nedeniyle dinlendirildiği ortaya çıktı. Milli maçlar nedeniyle lige verilen arada Almanya’ya giden Gomez, ülkesinde üç gün geçirdikten sonra Türkiye’ye döndü fakat Osmanlıspor’la oynanan hazırlık karşılaşmasında forma giymedi. Kulüpten alınan bilgiye göre, Teknik Direktör Şenol Güneş’in tecrübeli oyuncusuna görev vermemesinin nedeni, yıldız ismin yaşadığı rahatsızlık. Kısa süre içerisinde iki farklı iklime maruz kalan Gomez’in bünyesinin bu duruma iyi tepki vermediği ve bu nedenle ateşlendiği düşünülüyor. İlaç tedavisine başlanan 30 yaşındaki oyuncunun ligde oynanacak Rizespor karşılaşmasına yetiştirilmesi için sağlık ekibi seferber olmuş durumda.
- Fenerbahçe milli aradan sonra başlayacak maç maratonuna rotasyonla girecek. Sarı-lacivertlilerde en önemli değişiklik savunma hattında gerçekleşecek. Fenerbahçe’nin hocası, son haftaların en çok yorulan ismi Şener’in yerine, Gökhan Gönül’ü sağ savunmada görevlendirmeyi planlarken stoperde de bir değişiklik yapacak. Çok eleştirilen defansın ortasında, sakatlıktan kurtulan ve form grafiği giderek yükselen Abodulaye Ba, Kayserispor maçında büyük ihtimalle maça ilk 11’de başlayacak. Partneri ise milli takımdaki performansıyla dikkat çeken Simon Kjaer olacak.
- Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Eskişehirspor, Michael Skibbe’den boşalan teknik direktörlük koltuğu için 3 yerli teknik adamla sürdürdüğü görüşmeleri noktaladı. Kırmızı-siyahlılar; geçen sezon Gaziantepspor’u çalıştıran Okan Buruk, Fenerbahçe’nin eski teknik direktörü İsmail Kartal ve iki yıl önce Galatasaray’da yardımcı antrenörlük görevini yapan Tugay Kerimoğlu ile temastaydı. Eskişehirspor yönetimi, bu üç teknik adam arasından İsmail Kartal ile anlaşarak, takım üzerindeki belirsizliğe son verdi. Kartal, takımıyla ilk antrenmanına da çıktı.