Proje üretelim

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Az gitmiş, uz gitmişiz. Dere tepe düz gitmişiz. Bir de arkamıza dönüp bakmışız ki. Bir arpa boyu yol gitmişiz. Böyle başlar idi çocukken dinlediğimiz masallar. Böyle başlamalı iktisadi büyüme dersleri memleketimizde. 

Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payda son 25 yılda bir arpa boyu ilerleme sağlayamamışız. Satın alma gücüne göre düzeltilmiş IMF verilerine göre Türkiye 1990 yılında dünya ekonomisinden %1,4 pay alıyordu. 2000 yılında aldığımız pay 1.3’e indi. 2015 yılında payımız yeniden 1,4’e çıktı. Aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisinden aldığı pay 20 yüzde puana yakın büyüdü. 1990 yılında %35,9 olan pay, 2000 yılında %42,6’ya, 2015 yılında %57,3’e yükseldi. Söz konusu artışın 18 yüzde puanı gelişmekte olan Asya ülkelerinden kaynaklandı. Siz sormadan ben söyleyeyim. Çin’in dünya ekonomisinden aldığı pay son 25 yılda 13 puana yakın artarak %4,1’den 16,9’a ulaştı. Hindistan’ın payı ise 3 puandan fazla artarak %3,7’den %7,1’e yükseldi. 

Geçmişi bırakıp geleceğe bakalım. Mevlana’nın dediği gibi... Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım. 

Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı payı artırmak için yeni projeler üretmesi lazım. Dünyanın ne yöne gittiğini gören ve bu hareketin içinde yer alarak kendisine ve çevre ülkelere değer yaratan projelere ihtiyacımız var. 

Perşembe günü uzun yıllar sonra beni yeniden heyecanlandıran böyle bir proje ile karşılaştım. CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Merkez Türkiye projesi sunumuna katıldım. Türkiye’nin coğrafi konumunu kendisi ve çevresindeki ülkeler için bir avantaja dönüştürmeyi hedefleyen bir proje tanıtıldı. 

Türkiye’nin coğrafi üstünlüğü iyi bilinen bir konu. Türkiye’den 4,5 saatlik bir uçuş ile 58 ülkeye 1,5 milyar nüfusa ve 21,6 trilyon büyüklüğünde bir Gayri Safi Yurt İçi Hasıla toplamına ulaşıyorsunuz. Bunu zaten biliyoruz. Bu yüzden havacılık sektörü hisselerine yatırım yapıyoruz dediğinizi duyar gibiyim. Türk Hava Yolları’nın başarısından hepimiz gurur duyuyoruz. Ama bu kez ülke ekonomisine istihdam ve döviz girişi olarak çok daha fazla katkı sağlayacak bir proje ile karşı karşıyayız. 

Merkez Türkiye projesinde Mersin, İskenderun, Samsun ve Trabzon limanlarının ortasında Anadolu’da bir mega kent oluşturuluyor. Karayolu, demiryolu ve havayolu ile dünyaya bağlanmış, kendine ait özel hukuku olan, bürokratik işlemlerin minimuma indiği Asya’dan dünyaya uzanan tarihi ipek yolunun devamı niteliğindeki bir kentten bahsediyoruz. 

Merkez Türkiye Çin tarafından açıklanan 21. yüzyıl deniz ipek yolu projesi gibi bir ticaret yolu projesi. Asya, Avrupa, Kafkasya ve Ortadoğu arasındaki ticaret akımlarında bir köprü niteliği taşıyor. 
Komşularımızla gereksiz yere kavga etmek yerine ticari ilişkileri artıracak ortak iş yapma kültürünü geliştirecek bir proje hedefleniyor. 

Şangay’da üretilen bir ürünün Bakü’ye gitmesi için normalde 50- 55 gün geçmesi gerekiyor. Merkez Türkiye mega kentte lojistik merkezinde depolanacak ürünün ambalajlanıp Bakü’ye ulaştırılması ise sadece 15 saat sürecek. Bu proje ile denizi olmayan ülkeler için Türkiye küresel bir liman haline gelecek. Ürünlerini getirecekler, mega kentte paketleyecekler ve hedef pazarlarına ulaştıracaklar. 

Yapımı 20 yıl sürecek, 40 milyar doları kamu tarafından yapılacak altyapı, 160 milyar doları özel sektör tarafından yapılacak toplam 200 milyar dolar yatırım ile dev bir projeden bahsediyoruz. İyi bir fizibilite raporu ve düzgün bir hukuki alt yapı ile söz konusu finansman ağırlıklı olarak uluslararası kuruluşlardan sağlanabilir. Proje tamamlandığında ekonomiye yıllık 147 milyar dolarlık bir katma değer ve toplamda 2 milyon 200 bin vatandaşımıza iş imkanı sağlayacak. 

Lafı uzatmayayım. Türkiye 2011 yılından beri mutlak anlamda, son 25 yıldır göreceli olarak yerinde sayıyor. Adını ister 2023 hedefl eri koyun, ister demografi penceresinin kapandığı 2035 yılı hedefleri koyun, ulus olarak peşinde koşacağımız büyük hedeflere ve büyük projelere ihtiyacımız var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019