Proje bazlı teşvikler üzerine…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA [email protected]

Başbakan Binali Yıldırım, ekonomiye ve özellikle de reel ekonomiye çok önem veriyor. Her fırsatta ekonominin önemli olduğunun altını çiziyor. Bununla da kalmıyor; söylediklerini ete kemiğe büründürüyor. Bir yandan da ekonomi ve reel sektörü rahatlatıcı veya iyileştirici düzenlemelere imza atıyor. Son Kurban Bayramı öncesi 1 ay içerisinde çok önemli üç kanun çıkarıldı. Bunların hepsi ekonomiye ve reel sektöre yönelik düzenlemelerdi. Ne yazık ki hepsi 70-80 maddeden oluşan Torba Kanun içerisinden çıktı.

Keşke her biri özel bir düzenleme olsaydı. Torbaların içerisinde ve hatta sonunda kalıp da önemi kaybolmasaydı. Yani her biri 20’ye yakın veya 30’u aşkın kanun değişikliğini içeren torbaların içinde bu düzenlemeler gerilere düşmeseydi.

9 Ağustos 2016, 19 Ağustos 2016 ve 7 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete’lerde olağanüstü önemde 3 kanun yayımlandı. Bize göre cumhuriyet döneminde ilk sayılabilecek önemde düzenlemelerdi. İlk olduğu kadar da cesur hükümlerdi. Bunlar;

1. Yatırım Ortamının İyileştirilmesi amacına yönelik,

2. Vergi ve Sigorta borçlarının yeniden yapılandırılması ve varlık barışı ile ilgili,

3. Yatırımların proje bazlı desteklenmesi amacını taşıyan, düzenlemelerdi. Bu yazımız ile de yatırımların proje bazlı desteklenmesi konusunu ele almak istiyoruz. Konu hakkında kısa bilgilendirme yapmayı ve bazı uygulama sorunları üzerine bilgi vermeyi amaçlıyoruz. 6745 sayılı Kanun’da yer alan yatırımların proje bazlı desteklenmesine yönelik olarak;

• Kurumlar vergisi oranını yüzde100’ e kadar indirimli uygulama, yatırıma katkı oranını yüzde 200’e kadar çıkarma, yatırımın işletmeye geçmesinden itibaren 10 yıl süreyle kurumlar vergisinden istisna etme,

• Gelir vergisi stopajından yararlandırma,

• Gümrük vergisi muafiyeti tanıma,

• Yatırımcıya hazine taşınmazı arsa veya arazi vererek 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesisi veya kullanma izni verme,

• Hatta belli istihdam koşullarında bu arsa veya arazinin yatırımcıya bedelsiz devri,

• 10 yıla kadar SGK işveren primini devlet tarafından karşılama,

• İşletme döneminde 10 yıla kadar enerji harcamalarında yüzde 50 indirim uygulama,

• Yatırımın finansmanında kullanılan kredi için 10 yıla kadar faiz veya kar payı desteği uygulama ya da hibe desteği sağlama,

• Yatırım için özel önem taşıyan belli nitelikteki personele asgari ücretin 20 katını geçmemek üzere 5 yıl süreyle ücret desteği,

• Yatırım tutarının yüzde 49’una kadar kısmı için kamu tarafından ortak olma ve 10 yıl içerisinde bu ortaklık payını devretme,

• Belli yatırımlardan elde edilen ürünler için Bakanlar Kurulunca alım garantisi sağlama,

• Her türlü bürokratik işlemlerde özel kolaylıklar sağlama,

• Bazı yatırımlarda alt yapı yatırımlarını üstlenme.

Yukarıda sıralanan proje destekli yatırım teşviklerinin her biri başlı başına büyük bir öneme sahip.

Ancak bu düzenlemelerin bazı belirsiz veya sıkıntılı yanları da var.

Acaba yatırım iklimi bu destekleri algılamaya ve hatta uygulamaya uygun mu? Galiba sisin dağılması için biraz beklemek gerekecek.

Öte yandan söz konusu desteklerin verileceği yatırımı seçmek çok zor olacak. Deneyimli bürokrasi bu konularda sıkışabilecek.

Öngörülen destekleri karşılayacak tutarda ödenek Ekonomi Bakanlığı bütçesine konulabilecek mi? Bildiğimiz refleksler ve şartlar nedeniyle bakmak gerekecek.

Aynı şekilde faiz desteği, enerji indirimi gibi alımlarda görevlendirilen kamu kuruluşunun görev zararı ortaya çıkacak. Arsa tahsisinde birden fazla talip ortaya çıktığında nasıl hareket edilecek? Bu konu da sorun gibi ileride sıkıntı yaratabilecek.

Daha başka sorunlar, konular…

Eğer bakanlık kararlı durursa ve Ekonomi Bakanlığı bürokrasisi de gönlünü verir ve elini taşın altına koyarsa bu konuları da çözmek zor olmayacak. Bakıp göreceğiz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar