Profesyonellik ve konyak üreticisi
Şişecam'da planlama toplantılarının birinde "profesyonellik" ve "ustalık" kavramlarının bileşenleri konusunda sıkı bir tartışma yapıldığını arşiv belgelerinde görünce, Burhan Karaçam'ın saptamasını bir kez daha düşündüm: Kurumsallaşma için önce iyi profesyoneller gerekiyor.
İyi profesyonel kimdir? Geçmişteki tartışmada, iyi bir profesyonel olmanın üç temel özelliği üzerinde durulmuş: Teknik bağlamda "temel kuralları" bilme, işlev bağlamında "işinde hüner sahibi" olma, etik bağlamında ele alındığında "çıkar ve duygulardan arınarak" işini sürdürebilme.
Profesyonelliği anlatırken geçmişte kullandığımız metaforu bir kez da paylaşmak istiyorum. O metaforun kaynağı Ryszard Kapuscinski'nin "imparatorluk" adlı kitabı.
Konyak ve meşe
Konyak üretici olacaksanız, dört temel ihtiyacı bir an bile aklınızdan çıkarmayacaksınız: Şarap, güneş, meşe ve zaman…
Gelişmiş bir damak tadınız yoksa, başka meslek seçin; konyak işinden uzak durun lütfen.
Kutsal bağbozumunda üzümler alkole dönüştürülür; alkoller fıçılara doldurulur.
Fıçılar, halis meşeden olmalıdır… Meşenin en sabırlısı ve güneşle sarmaş dolaş olanından.
Konyak kalitesi ve ustanın sırrı meşenin halkalarında gizlidir.
Doğanın o şaşmaz ve kendine özgü sabrıyla meşe ağacı, güneşin sıcaklığını biriktirir; güneşin meşeye sınması onlarca yıl süren bir sabır ve direnme gücü gerektirir.
Genç bir meşe ağacından yapılan fıçıda iyi konyak üretilemeyeceğini profesyonel konyak üreticisi iyi bilir.
Meşe sabırla büyüdükçe, güneşin sıcağı meşenin halkalarına sindikçe kütüğün rengi gümüşiye dönüşür.
Zaman sırtından geçtikçe, takvim yaprakları gibi günler birer birer indikçe meşenin gövdesi irileşir;dolgunlaşır, renklenir ve rayihalanır.
Profesyonel bir konyak üreticisi, tenha yerlerde, her yönden güneş alan; yalnızlığı ile doğanın sıcağına, soğuğuna, karına, fırtınasına, boranına dayanan meşe fıçısında en iyi üretimin yapılacağının farkındadır. Eğer gün görmüşlük önemli bir meziyet ise kıraç yerlerdeki yalnız meşeden daha büyük birikime hangi canlı sahip olabilir ki!
Usta konyakçı meşe fıçısına elini dokununca, sıcaklığını hisseder; onunla sözle anlatılamaz, yazıya dökülemez bir diyalog kurar.
Usta bilir ki, nemli toprakta yetişmiş meşenin fıçısı, içindeki acıyı konyakla paylaşır.
Yaralı bir meşe ağacının fıçısı, özsuları doğru dürüst akışkanlığını tamamlamadığı için düzgün bir tadı konyakla paylaşamaz.
Meşenin dilini bilmek
Ağacı kesen, biçen, fıçıların ağacını yontanlar meşenin dilinden anlamıyorsa, kaliteli konyak üretimini unutun. Kötü kesilmiş bir meşe ağacı, kokusunu salmayacak, renk verecek ve rayihasını içinde tutacaktır.
Doğanın sonsuz sabrının çocuğu olan meşe, insanın kısa ömrüyle çelişkilidir. İnsanın telaşlılığı yanında meşenin sabrı onun tembel gibi yanlış algılamasına neden olur; ama iyi konyak için meşenin sabırla çalışmasını beklemek gerekir.
Konyak fıçısının ustası bir keman ustası kadar duyarlı olmalı.
İyi bir meşe fıçısı yüz yıl dayanır; iki yüz yılık fıçılara rastlanılmıştır.
Fıçılardaki alkol, meşenin kalitesi ve cömertliğine göre konyak kalitesine yansıyacaktır.
Konyak, tenhadaki meşe gibi rutubeti sevmez. O kurak ve çileli dönüşümlerle gerçek kimliğine kavuşur.
Bir konyak üreticisi "profesyonel" olduğunu söyleyebilmek için burada aktarılanları, ondan da ötede daha çok şeyi iyi bilmek zorundadır.
Dikkat ederseniz hala işin "teknik alanında" dolaşıyoruz… Hünere ve bizi etik davranışa götüren yolları sapmadık bile…
Şimdi işimizde nerede durduğumuzu bir tenha zamanda kendimize sormalıyız… Kendi vicdanımızın yargısında bir yanıt aramalıyız ki, hayatı "…miş gibi" yaşamış olmayalım…