Prof. Kurtoğlu: Endüstri politikası katma değeri yükselmeye yönelik olmalıdır

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Profesör Dr. Çelik Kurtoğlu, yapısal reformlar konusunu ele alırken, “Endüstri politikası ülke içinde katma değeri yükseltmeye yönelik olmalıdır. Türk endüstrisi ağırlıklı olarak ara malı üretmekte, ihraç etmektedir. Bu önemli miktarda hammadde ve aramalı ithal edilerek yapılmaktadır. Bu konuda bilgi kısıtlıdır. Gayri safi ihracat ve ithalat rakamları yanıltıcıdır. Türkiye dış ticaretinde değer açığı vermektedir. Bunun ivedilikle incelenmesi gerekir” değerlendirmesini yapıyor.

Kurtoğlu, Fransa yapısal reform çalışmasından örnek verirken şöyle diyor:

“Yapısal reform herkesin dilinde. 2008 yılnda Fransa’da Cumhurbaşkanı Sarkozy, daha örce Mitterand’ın en yakın danışmanlarından biri olan J. Attali’nin başkanlığında kurulan komisyona Fransız ekonomisinin önündeki engelleri belirleme görevi verdi. Yeni Başkan Makron da o komisyonun üyesiydi. Kamu kesimi temsilcileriyle küresel şirket yöneticilerinden oluşan komisyon 316 tavsiyeden oluşan raporunu hazırladı. Fransa hala bu raporun tavsiyelerinin tamamını uygulayabilmiş değil.”

Kurtoğlu, yapısal reformların kısa ve uzun vadeli olarak ikiye ayrıldığını belirterek, şöyle diyor:

“Kısa vadede yapılması gereken TC Merkez Bankası'nın doğru para politikalarını benimsemesidir. Mevcut para politikası önlemleri kamu üst yönetiminin isteklerinin dışına çıkmamak kaygısıyla geliştirilen ve piyasaları şaşırtmaktan başka işe yaramayan unsurlar taşımaktadır. Merkez Bankası'nın görevi piyasalarla karşılıklı oyun kurmak değil, onları yönlendirerek ülke ekonomisinde istikrar sağlamaktır. Büyümeye yönelik kararlar ancak böyle bir ortamda alınabilir. Yoksa hiçbir Merkez Bankası önlemi piyasaları yenemez.

Uzun vadede maliye politikaları kamu geliri kaynağını dolaylı vergilerden doğrudan vergilere kaydırmak olmalıdır ve bu yapılırken öncelikle şirketlerin vergi yükü artırılmamalıdır. Halen dolaylı vergilerin kamu vergi geliri içindeki payı yüzde 80’lere ulaşmıştır. Bu sadece nisbi fiyatları bozar ve doğru yatırım kararı için gerekli piyasa koşullarının oluşmasını engeller. Gelir vergileri kişilerin ödemeye hazır oldukları oranda ise tahsil edilebilir. Yoksa hiçbir yaptırım vergi tahsilatını yükseltmez ve kamu dolaylı vergilere başvurmak zorunda kalır.”

Prof. Kurtoğlu, şu tavsiyelerini dile getiriyor:

“Aile şirketleri çerçevesinde sürdürülen tartışmalar, şirketlerin esas sorunu olan verimli, kaliteli üretim için alınması gereken önlemlerin önüne geçmektedir. Avrupa’da, Doğu Asya’da on yıllar önce uygulanan yalın üretim, Ar- Ge ağırlıklı tasarım ihmal edilmektedir.

Kaliteli imalat endüstrisi ihracatın önemli bölümü karesel markalarla yapılan sözleşmelerle düzenlenmektedir. Bu özellikle otomotiv endüstrisinde geçerlidir. Giyim endüstrisinde 30 yıla yakın deneyime sahip üreticiler bugün Zara ve benzeri markaların tedarikçileridir. Endüstri sözleşmeli imalatçı olmaktan çıkıp, orijinal tasarımcı ve imalatçı konumuna geçmelidir. Bugün ihracatçılar satış-pazarlama ve fiyatlama konusunda güç sahibi olamamaktadır. Bu zinciri kırma çabasında olan şirketler vardır, bu örneklerin çoğaltılması gerekir.

Ortadoğu ve yakın Asya pazarları caziptir. Ancak bu pazarlara yönelik imalat düşük kaliteldir. Bunun endüstrinin kalitesini olumsuz yönde etkilememesi önemlidir.”

Görüldüğü gibi Prof. Kurtoğlu, konuya farklı yaklaşıyor ve önerilerde bulunuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar