Prof. Dr. Damien Brousolle: Türkiye küresel ticarette önemli bir role sa
Strasbourg Robert Schuman Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Damien Brousolle, uluslararası ticaret konusunda uzman bir isim. Broussolle'e göre, Türkiye son derece stratejik bir konuma sahip ve bunun bir sonucu olarak yakın gelecekte küresel ticarette çok önemli bir role sahip olacak.
İktisadi Kalkınma Vakfı, Yeditepe Üniversitesi ve Euractiv Türkiye tarafından gerçekleştirilen konferanslar serisi kapsamında Türkiye'ye gelen Prof. Brousolle, konferans öncesinde gerçekleştirdiğimiz söyleşide, Çin ve gelişmekte olan ülkelerin küresel ticaretteki paylarının her geçen gün arttığına dikkat çekti. Brousolle'e göre, bu ülkelerin küresel ticaretteki payları artarken, küresel ticareti yönlendirmekte da daha fazla sorumluluk sahibi olmaları gerekecek.
"Türkiye son derece stratejik bir konuma sahip. Gerçekleştirdiği reformlar sayesinde ekonomisi de oldukça sağlam bir büyüme sürecine girdi. Enflasyon olduğu kadar, iç ve dış borçlar da kontrol altında" diyor Brousolle ve ekliyor: "Türkiye sahip olduğu stratejik konum sayesinde, yakın gelecekte küresel ticarette çok önemli bir role sahip olacak." Küresel ticaretin en büyük iki ortağına gelince; Boussolle'e göre ABD ve AB'nin ticaret konusunda yaşadıkları muz, hormonlu et, Airbus ve Boeing'e verilen destek gibi tartışmalar, "standart", hatta, önemsiz tartışmalar. Yani ciddi bir sorun yok.
Küresel gıda fiyatlarının artması konusunda da ilginç görüşleri var Brousolle'ün. Fiyat artışının, özellikle de Avrupa çiftçileri için çok da kötü olmadığını söylüyor. İşte bu görüşünün nedenleri: "Gıda fiyatlarının artışı AB çiftçilerinin gelirini artıracak. Senelerdir düşen fiyatlarla karşı karşıyalar. Ortak tarım politikasındaki son reformun uygulanması da daha kolay olacak böylelikle, çünkü fiyatların artması, iç ve dış piyasalarda desteklerin azalmasına neden olacak. Bunun bir sonucu olarak uluslararası antlaşmalar kolaylaşacak. Öte yandan tarım ürünlerinin sanayi ve gıda kullanımlarında rekabet yaşanabilir. Her ne kadar insanlar fiyat artışından zarar görse de, dünya genelindeki çiftçiler daha fazla üretmeye yönlenebilirler. Artan üretim, ilerdeki günlerde fiyatların düşmesine de neden olabilir. Dolayısıyla ironik gelecek olsa da, mevcut fiyatlar aslında iyi karşılandı."
"Kapıdan ne kadar çok insan girerse o kadar iyi" diyen İngiliz Topshop, kapılarını Amerikalılar'a açıyor
İngiliz şe Sunday Times gazetesinin geleneksel olarak gerçekleştirdiği "En Zengin 1000" sıralamasının ilk 10'unda yer alan isimlerden biri de 8,5 milyar dolar serveti ile Sir Philip Green. Green, içlerinde Bhs ve Arcadia Group'un da bulunduğu büyük perakende zincirlerinin sahibi.
İngiliz milyarder Sir Philip Green, İngiltere'nin içlerinde Bhs ve Arcadia'nın da bulunduğu en büyük perakende gruplarının sahibi. İngiltere'nin en zengin yedinci adamı Green, bu günlerde ABD'yi feşetmeye hazırlanıyor.
Yahudi bir ailenin çocuğu olan Green, 1952 yılında Londra'da doğdu. 15 yaşında bir ayakkabı işalatçısında çalışmaya başladı. Bunun ardından ABD, Avrupa ve Uzakdoğu'ya gitti. Döndüğünde ise aldığı 20 bin pound borç ile ilk işini kurdu: Uzakdoğu'dan jean işal edip, bunları Londra'da satmak.
Green, ilk milyonunu iflas eden perakendeci 'Jean Jeannie'yi alıp satarak elde etti. Green şirketi 65 bin pound'a satın aldı. Dönemin en büyük bankalarından birine şirketin borçlarını dondurmasını ve bunun karşılığında şirketi yeniden k‰r eder duruma getireceğini söyledi. Şirketi sonunda 9 milyon pound'a sattı. Borçları ödedikten sonra ise cebinde kalan para 6 milyon pound oldu. Green'in bu girişimciliği gelecek yıllardaki başarının ilk göstergesi oldu aslında. Green'in 1999 yılında zarar ederken 200 milyon pound'a satın aldığı Bhs'in, bugün yıllık karı 200 milyon pound'a ulaşıyor. Green'in 2002 yılında satın aldığı Burton, Doroşy Perkins, Evan, Miss Selfridge, Outfit, Topshop, Wallis ve Etam markalarını barındıran Arcadia Group'un vergi öncesi k‰rı ise 380 milyon pound'a yaklaşıyor.
"Perakende işi çok zor iş. Kendinizi tamamen bu işe adamanız gerekli. Tutkulu olmalısınız ve tüm detayları yakından değerlendirmelisiniz" diyor, perakende zincirlerinin tacı olarak değerlendirdiği Topshop'u 10 Ekim'de ABD'de açmaya hazırlanan Green.
Green'e göre Topshop'un ABD'de başarılı olma şansı çok yüksek, çünkü "farklı şeyleri ucuz fiyatlara satıyor. Hem de zor zamanlarda."
Green, çocukluğundan beri, hızlı büyümekten çekinmediği gibi, para harcamaktan da çekinmeyen bir isim. Örneğin, diğer perakendeciler ve İngiliz hükümeti ile birlikte, gençleri yetiştirmeyi amaçlayan 'Fashion Retail Academy' için 20 milyon dolar yardımda bulundu.
Green'in, 2005 yılında oğlu Bar Mitzvah ve 200 arkadaşının Fransız Riviera'sında geçirdikleri üç gün için 4 milyon dolar harcaması bir baba olarak da son derece yardımsever olduğunu gösteriyor.
Bakalım ABD'liler İngiliz modasını sevecekler mi? Gerçi Green'in pazara girmeden yaptırdığı araştırmaya göre, ABD'lilerin yüzde 17'si şimdiden Topshop markasını tanıyor.
Green'in de dediği gibi, kapıdan ne kadar çok insan girerse o kadar iyi...