Premiere Vision, tekstilde “Akıllı Yaratıcılık” dönemini başlatıyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Premiere Vision, dünya tekstil sektörünü bir araya getiren en önemli etkinliklerden birisi. 15-17 Eylül’de Paris’te gerçekleşen fuarda 57 ülkeden 1.924 firma bir araya geldi. Bu sene 154 yeni firmanın katıldığı fuara, Türkiye’den katılan firma sayısı 142 oldu. Premiere Vision Paris’in bu seneki en büyük farkı, tekstil sektörüne farklı bir bakış açısı getirebilecek nitelikte olan “Akıllı Yaratıcılık” girişimi. “Smart Creation” adı verilen girişim, üretimin her aşamasında gündeme gelen “sürdürülebilirlik” yaklaşımını, “yeşil pazarlama” yöntemi olmaktan çıkartıp, gerçeğe dönüştürmeyi hedefliyor. Amaç, tüm markaların belli kriterler üzerinde anlaşmaları ve ham madde kullanımından üretim ve üretim sonrası süreçlerin aynı sürdürülebilir bakış açısı ile yönetilmesi. Bu kapsamda Premiere Vision katılımcıları arasında anket yapılıyor. Karbon ayak izlerini ölçüyorlar mı? Zararlı kimyasallar kullanıyorlar mı? Atık yönetimi, geri dönüşüm konularında ne gibi önlemler alıyorlar? Çalışma ortamları standartlara uygun mu? gibi soruların yer aldığı ankette, şirketlerin ne derece sürdürülebilir oldukları ortaya çıkartılacak.

Paris’te bir araya geldiğimiz Premiere Vision Yönetim Kurulu Başkanı Philippe Pasquet, “Bugün bu özellikler fuara katılmak için bir kriter olmasa da, gelecekte olabilir” diyor. Fuar katılımcısı olmanın temel kriteri bugün de, yaratıcılık aslında. Pasquet’nin de dediği gibi; “Makine almak kolay, zor olan yaratıcılık kültürüne sahip olmak.” Katılımcıların belirlenmesi aşamasında yeni koleksiyonlar, yeni ve farklı ürünler dikkate alınıyor. 

Fuar kapsamında yedi senedir düzenlenen “PV Awards” da tekstilde yaratıcılığı desteklemek adına gerçekleştirilen bir etkinlik. PV Awards,  Premiere Vision Kumaş ve Premiere Vision Deri alanlarında en seçkin, yaratıcı ve yenilikçi kreasyonları onurlandırmak için düzenlen bir yarışma. PV Awards’da bu sene Türkiye’den de 7 ürün yer aldı.

Türkiye en büyük dördüncü katılımcı

İlk kez 2001 yılında Premiere Vision’a katılan Türkiye, 142 firma ile bu sene fuara en fazla katılımcı yollayan dördüncü ülke konumunda. İlk sırada “Made in Italy” markasının gücü ile İtalya yer alıyor. İtalya fuara 732 firma ile katılırken; ikinci sırada 252 firma ile Fransa; üçüncü sırada ise 144 firma ile İngiltere yer alıyor. Dördüncü sıradaki Türkiye’yi; İspanya, Portekiz, Japonya ve Almanya izliyor. 

Türkiye’den bu sene Premiere Vision’a katılan 18 yeni firma var. Firmaların büyük bir bölümü Ege bölgesinden geliyor. 10 tanesi ise fason/konfeksiyon alanında faaliyet gösteriyor. 

Premiere Vision Genel Müdürü Gilles Lasbordes, “Bu fuara bugüne kadar Türkiye’den en büyük katılım gerçekleşti. Fason, en hızlı gelişimin yaşandığı alan. İtalya ve Fransa ile karşılaştırıldığında, Türkiye’nin de uygun fiyata yüksek kalitede üretim yaptığını görüyoruz. Türkiye pazarının bir diğer önemli avantajı da, bölge ülkelere yakınlığı. Türkiye’den katılımcı sayısı önümüzdeki yıllarda artacak” diyor.  Lasbordes’un dikkat çektiği bir diğer konu da, Türk şirketlerinin değer yarattıklara alanlara yatırım yapmaya başladıkları ve yaratıcılığın her geçen yıl daha hızlı bir gelişim gösterdiği. 

Fuar düzenlemek Türkiye’de 6 ay, Japonya’da üç yıl  

Eylül 2014’te düzenlenen Premiere Vision Paris’i 62 bin 431 kişi ziyaret etti. 11-13 Mart 2015’te gerçekleşen Premiere Vision İstanbul ise, 163 firmayı bir araya getirdi. Fuardaki ziyaretçi sayısı ise 7.136’ya ulaştı.Premiere Vision Genel Müdürü Gilles Lasbordes, Türkiye’nin, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan gibi bölge pazarlara ulaşmak açısından önemli bir merkez olduğunu söylüyor ve bölgede yaşanan kritik zamanlara rağmen, geçen sene İstanbul’da katılımın son derece başarılı olduğunu ifade ediyor. Lasbordes’un dikkat çektiği bir diğer önemli konu da, işlerin İstanbul’da çok hızlı ilerlediği. “Bir fuar hazırlamak Türkiye’de 6 ay alırken, Japonya’da 3 yıl sürebiliyor” diyor Lasbordes.

Premiere Vision etkinliklerinin düzenlendiği New York, İstanbul, Sao Paola ve Paris’te, ülkenin kültürünü ve yaratıcı gücünü temsil eden kimlikler “marka elçisi” olarak belirleniyor. İstanbul için bu rolü moda tasarımcısı Arzu Kaprol üstlenmiş durumda.

Premiere Vision İstanbul 21-23 tarihlerinde düzenleniyor. Toplamda 155 katılımcı var. Bunların yüzde 70’i Türkiye’den; yüzde 30’u ile Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Bulgaristan gibi farklı ülkelerden.

ABD pazarının Türkiye’ye ilgisi artıyor.

Fuara katılan firmalar, Rusya pazarından dolayı yaşadıkları kaybı gündeme getiriyorlar öncelikle. Rusya’nın yerine alternatif pazar arayışlarına yönelen firmalar, öncelikli olarak ABD pazarının Türkiye’ye olan ilgisinin yükselişe geçtiğini ifade ediyorlar. Altınyıldız, Akın Tekstil, Söktaş, Desa Deri, Yünsa gibi sektörün önemli oyuncuları temelde ortak bir noktada buluşuyor: “Ürünlerinizle şaşırtmıyorsanız, lig dışında kalıyorsunuz.” Sonuç olarak tekstil sektöründe, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi, yenilikçilik çok daha fazla ön plana çıkıyor; çevreye duyarlılık ve sürdürülebilirlik önem kazanıyor. Türkiye’de yaratıcılık kültürünün güçlü olduğunu söyleyen Premiere Vision Yönetim Kurulu Başkanı Philippe Pasquet, “Türk pazarı bizim için ‘tek vuruşluk’ bir hedef değil, uzun vadeli bir işbirliği. Pazara güvenimiz tam” diyor.Pasquet’nin bir küçük notu daha var: “Önümüzdeki dönemde, tekstil ile gastronomiyi bir araya getirecek etkinlikler yapabiliriz. Bu konuda bir komite oluşturduk ve üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’den de Uludağ Tekstil İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Taşdelen Engin bu komitede yer alıyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar