Premier Lig kulüplerine uygun ve dürüst yönetici aranıyor!

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Geçen haftalarda enteresan bir şekilde İngiliz Futbol Federasyonu (Football Asociation- FA) dört İngiliz kulübünden; Portsmouth, Leeds United, Notts County ve QPR'dan mali yapılarına ilişkin bazı bilgi ve belgeler istedi. Zaten İngiltere'de tüm futbol kulüpleri şirket şeklinde örgütlendikleri ve çok sıkı maliye tarafından denetime tabi tutulduklarından bunda yadırganacak bir yön yok gibi görünüyordu. Ancak 20 Premier Lig kulübünden sadece bir kulübün finansal tablolarının incelemeye tabi tutulması bazı soruları da beraberinde getirdi.

Dört kulüp gözlem altında

Bu dört kulüpten Portsmouth Premier Lig'de yer alırken; bir zamanların en popüler kulüplerinden birisi olan, 2000'de UEFA Kupası yarı finalinde Galatasaray'a elenen ve bir sonraki yıl yine Şampiyonlar Ligi yarı finaline yükselme başarısı gösteren, ancak hedeflerine ulaşamayınca yaptıkları yüksek maliyetli transferlerin altından kalkamayarak 220 milyon Euro borçla iflas etmek durumunda kalan Leeds United bugün First Division'da mücadele ediyor. Notts County Second Divisionda; QPR ise The Championship'de mücadele ediyorlar.

FA, özellikle UEFA'nın kulüp mali yönetimlerinde olması gereken disiplinin sağlanmasına yönelik son zamanlarda almış olduğu kararlar sonrasında işi biraz daha sıkı tutmaya başladı. İngiliz futbol yönetimi şimdi bir yandan Premier Lig ekipleri olmak üzere tüm profesyonel futbol liglerinde (Premiership, Championship, First Division, Second Divisionda) borçlanmaları kontrol etmeye çalışırken; diğer taraftan kulüp sahipliklerine ilişkin son haftalarda Ada'da yaşanılan bazı sıkıntılar nedeniyle kulüp sahiplerinin futbol kulüpleriyle olan ilişkilerini gözden geçiriyor. Bazı aksiyonlar alıyor ve kulüpleri mali disipline yönlendiriyor.

Premier Lig yıllık 800 milyon Euro açık veriyor

Bir yandan Premier Lig ekiplerinin yıllık gelirleri önemli miktarda artarken, borçlulukları da buna paralel yükseliyor. Bildiğiniz üzere Premier Lig ekiplerinin tüm borçları 4 milyar Euro'ya ulaşmış durumda ve buna karşılık Premier Lig'in yıllık yarattığı gelir ise 3.2 milyar Euro civarında. Buna göre Premier Lig'in yıllık finansal olarak yaklaşık 800 milyon Euro açık veriyor.

Premier Lig'deki finansal olumsuzlukların yanı sıra son zamanlarda İngiliz kulüplerinin alınıp satılmasında yaşanılan bazı sıkıntılar ve bazı kulüp sahiplerinin son konjonktürel krizden çok kötü şekilde etkilenmeleri, FA'yi gelecek için endişelendirmeye yetti ve geçen hafta İngiliz Futbol Yönetimi yukarıda belirttiğimiz kulüplerden, kulüp sahiplerinin mali durumları hakkında bilgi talep dört etti. Çünkü kulüp sahiplerinin işlerindeki finansal sıkıntılar, son zamanlarda futbol dışı paranın futbola kanalize olmasına yol açtı. Özellikle Körfez fonları ve Rus oligarklarının Premier Lig'e akıttıkları paralar Premiership ekipleri arasındaki lokal rekabet dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bu durum aynı zamanda OECD raporunda da belirtildiği üzere, futbolu bir para yıkama aracı haline de getiriyor.

Portsmouth'u satın aldı, beş hafta sonra devretmek durumunda kaldı!

Hatırlanacağı üzere, Premier Lig ekibi Portsmouth'un sahibi Süleyman Al-Fahim, geçen ay hisselerinin yüzde 90'ını Suudi Arabistanlı işadamı Ali Al-Faraj tarafından yönetilen Falcondrone Limited Şirketi'ne satmıştı. Bu satış her ne kadar kulüp resmi açıklamasına göre, kulübün geleceğini güvence altına alan bir anlaşma olarak değerlendirildiyse de, bu anlaşmanın onaylanması amacıyla FA Başkanı kulübün yeni ortaklık yapısı ve kulübün sahibi Suudi iş adamı hakkında mülkiyet bilgilerini istedi.

Kulüpte satış sonrası yüzde 10'luk hissesi kalan Al-Fahim yönetim kurulunda gelecek sezon sonuna kadar kalmayı sürdürecek. Ayrıca Peter Storrie'nin de yönetimde yürüttüğü icra kurulu başkanlığı da devam edecek.

Körfez fonlarının bitmek bilmez Premier Lig'e aşkları

Aslında FA'nın konu üzerinde bu kadar hassas olmasının nedeni; Al-Fahim'in Portsmouth'u satın aldıktan sonraki beş hafta içinde hisselerinin büyük bir kısmını yaşadığı finansal sorunlar nedeniyle Ali Al-Faraj'a satması…

Gördüğünüz üzere Körfez fonlarının Premier Lig aşkları hâlâ devam ediyor.

Portsmouth'u ağustos ayının sonlarına doğru satın alan Al-Fahim, bir yandan kulübü satın alırken harcadığı 60 milyon sterlinin yanı sıra diğer taraftan içinde bulunduğu finansal sıkıntılar, onun daha kulübe gelir gelmez kulüp fonlarına gözünü dikmesine neden olmuştu. Bu amaçla kulübün geçen yılki gelirleri ile bu sezon elde olunan yayın ve diğer ticari gelirlerinden kendisine pay verilmesini talep etmişti. Yani bir yerde kulüp fonlarıyla, kendi faaliyetlerini finanse etmek isteyen Al-Fahim, bu olanağa da kavuşamayınca, işler sarpa sarmış, finansal belirsizlik giderek artmış, kulübün nakit akışı bozulmuştu. Buna ilaveten oyuncuların ücretlerinin de ödenememesi, Al-Fahim'i kulübü bir an önce elden çıkartmaya zorlamıştı. Bu olumsuzluklar gizli kalamamış ve Portsmouth yöneticilerinden Pete Storrie oyunculara ücretlerini ödeyebilecek paralarının kalmadığını itiraf etmişti.

Manchester City'nin sahibi Mansour bin Zayed Al Nahyan ile de çok yakın ilişkileri bulunan Al-Fahim, alım-satım işlemi sırasında iddialı açıklamalar yapıyor, kulübün sorunlarını çözmeye geldiklerini ifade ediyordu. Al-Fahim kulübün başına geçmeden 'Fit and Proper Person' testini geçmişti.

Son 7 sezondur Premier League'de olan Portsmouth, iki sezon puan tablosunun üst kısmını zorladıktan sonra geçtiğimiz sezon küme düşme çizgisine yakın seyretmiş ama ligde kalmayı başarmıştı. Finansal sıkıntılardan bir türlü kurtulamayan Portsmouth yaptığı pahalı transferlere karşın, Premier Lig'de bu sezon oynadığı ilk 7 maçı da kaybetmiş ve 79 yıllık kulüp tarihinin en kötü başlangıcını yapmıştı. Ancak takım geçtiğimiz Cumartesi Wolverhamton'ı Hassan Yebda'nın golüyle 1-0 yenerek ligdeki ilk 3 puanını kazandı.

Portsmouth'u satın alan Arap iş adamı Ali Alfaraj, kulübe gelir gelmez bazı biriken borçları ve oyuncu ücretlerini ödeyerek, Portsmouth'u olası bir küme düşmeden de kurtarmış oldu. Ancak, Arap iş adamının Portsmouth'u satın alırken hisselerini tescil ettirdiği Falcondrone Ltd.'nin bir off-shore şirketi olması, başta taraftar olmak üzere FA'yi de ciddi rahatsız ediyor.

Bu rahatsızlığı fark eden Ali Al-Faraj kulübe ilk etapta 5 milyon Sterlin koyarak, bekleyen bazı acil borçları ödedi. Bu hareketle Portsmouth'un 3.8 milyon sterlinlik gelirinin üzerindeki kısıtlayıcı hakları da ortadan kaldırarak, Portsmouth'a finansal hareket etme yeteneği sağlayan Ali Al-Faraj, aynı zamanda gelirinin üzerindeki kısıtlamaları da kaldırarak taraftarı ve FA'yı rahatlatmaya çalıştı.

FA şimdi Fratton Park'ta kulübün çoğunluk hissesine sahip ortak Arap Ali Al-Faraj ve diğer yabancı ortaklarını araştırıyor.

FA aynı zamanda Notts County ve Leeds United'ın da çoğunluk hisselerini elinde bulunduran yabancı ortakların mülkiyetleri hakkında bilgi bekliyor.

4 Haziran 2009'da Notts County'nin yüzde altmışı Katarlı bir yatırım fonu olan Qadbak tarafından satın alınmış ve kulübün başına da teknik direktör olarak İngiliz Milli Takımı'nın eski teknik direktörü Sven Göran Eriksson getirilmişti.

Premier Lig'e "fit and proper person"

Bu test, 2004?ten beri Premier Lig'de kulüp yöneticileri ile kulübün yüzde otuzundan fazla hissesini elinde bulunduran kulüp sahiplerine ya da bir kulübü satın alacak olanlara uygulanıyor.

FA her ne kadar İngiltere'de kulüp alacak yabancıları, İngiliz kulüplerine sahip olacak kişilere uyguladığı "uygun ve dürüst insanlar" testinden geçirse de zaman zaman bu tür sorunlar yaşanabiliyor. Bu nedenle şimdi FA işi daha sıkı tutmaya çalışıyor.

Bu kapsamda Al-Faraj Pompey'i ağustos ayında ilk kez satın almak istediğinde ligin İngiliz kulüplerine sahip olacak kişilere uyguladığı "uygun ve dürüst insanlar testi"nden geçmişti.

Aslında İngiliz taraftarlar bu testin, Premier Lig ekiplerini satın almaya çalışan Arap ve Rus işadamlarını durduracağını ümit ediyordu, ne var ki, uygulama böyle gerçekleşmedi.

Bu test ile kulüp satın alacakların kredibilite ve moraliteleri ile sabıka ve geçmiş finansal ilişkileri mercek altına alınıyor.

QPR ve Crashgate skandalı

QPR de 'Crashgate' skandalının ardından soruşturma altına alındı. Arap ve Ruslar bir yana bu test bu günlerde Queen Park Rangers'ın sahibi Flavio Briatore'yi de ciddi şekilde zorluyor. Formula 1'deki "Renault Crashgate" skandalı nedeniyle ceza alan Briatore'nin "başka bir spor dalından men edilen birisi futbol takımında görev alamaz" kuralı nedeniyle QPR'deki geleceği tartışılır hale geldi. Bu durumu çözmek gerçekten de QPR için zor görünüyor. Bu olumsuzluk ve belirsizlik kulübün sportif performansını da olumsuz etkileyebilir.

Kulüplerin birer şirket olması ve bazılarının borsad bulunmaları bu durumlarda kulüp başkanlarını önemli ölçüde zora sokuyor.

Notts County zor durumda

Geçen haftalarda mercek altına alınan İngiliz kulüplerinden birisi de Notts County idi. Mali kayıtlarında bazı açıklanması zor hareketlerin ve yeterli şeffaflığın olmadığı iddiasıyla başta kulübün finansal ve muhasebe hareketleri olmak üzere, kulübün ortaklık yapısı ile mülkiyet durumu gözlem altına alındı. Bu kapsamda FA tarafından kulüpten bazı finansal belge ve bilgiler istendi.

Notts County kulübünün sahibi konumundaki Qadbak yatırım fon ortaklığının merkezi İngiliz Virgin Adaları'nda bulunuyor. Fonun bazı parasal hareketlerinde yeterli şeffaflığın bulunmaması FA'yı ve taraftarı ciddi ölçüde rahatsız ediyor. Fonun yönetimi ve denetiminde bulunan Hyat ve Şafi aileleri aynı zamanda kulübün de yönetimindeler. Fon daha çok Ortadoğu, Japonya, Kazakistan ve Pakistan'da gayrimenkul yatırımlarını yönetiyor.

FA'nın "fit and proper" testi davetine yanıt vermeyen Notts County, kulüp sahibinin bir "fon" olduğunu ve bu fonda iştiraki olanların açık isimlerinin bankacılık kuralları gereğince verilemeyeceğini; fonun İsviçre'de bir bankada yönetildiğini ifade ederek, kulübü devir alan yeni sahiplerin kimliklerini açıkça ortaya koyacak bu testi ret ettiklerini belirttiler.

FA'nın teste davetine henüz icabet etmeyen fon yönetiminden kulüp yöneticilerinden Anwar Şafi Torquay ve Punjabili işadamı Enver Şafi karşının bu tutumları, Ada'da çok sıra dışı bir durum olarak değerlendiriliyor.

Leeds United da mercek altına alınan kulüplerden

Leeds United geçmişin başarılı ve popüler kulüplerinden birisiyken, içine girdiği finansal sıkıntılardan kurtulamayarak First Division'a kadar düşmüş bir kulüp. Kurtuluşu ve çareyi şimdi kulüple özdeşleşmiş yöneticileri Ken Bates üzerinden bir "Fon"dan bulmaya çalışıyorlar. Fonun Cayman adalarında kayıtlı olduğu ifade ediliyor. Ken Bates fonun gerçek sahiplerini ve arkasında kimin bulunduğunu bilmediğini FA'ya geçen haftalarda iletti. Ancak bu yanıt FA'yı tatmin etmemiş olmalı ki, Leeds de bu kapsamda inceleme altına alındı. Futbolun ihtiyacı olan mali şeffaflığın Leeds United'da yeterli düzeyde olmadığını iddia eden FA yönetimi şimdi Leeds'den bilgi ve belge istiyor…

Sonuç

İngiltere'de kulüpler şirket şeklinde örgütlendikleri için, ortaklık yapılarının el değiştirmesi ticari anlamda normal karşılanabilir. Bu kapsamda Premier Lig gerçekten çok önemli miktarda yabancı sermayeyi Ada'ya çekmiş durumda. Ancak son zamanlarda kulüp satın almalarında ilginç bir durum ortaya çıkmaya başladı. Ortaklık yapısı ve arkasında kimlerin olduğu belli olmayan bazı hedge fonların kulüp satın almalara yönlenmesi, futbolun çok da kârlı bir sektör olmadığı dikkate alındığında, konuyu daha da ilginç kılıyor. Özellikle futbolun bir para yıkama aracı olarak da kullanılması, bu konuda futbol otoritelerini daha çok sorumluluk altına sokuyor. Özellikle futbola kurumsal yönetişimin egemen kılınmaya çalışılması bu bağlamda federasyonların öncelikli hedeflerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim, İngiltere'de federasyonun kulüp yöneticileri ve sahiplerine uyguladığı "uygun ve düzgün adam" şeklinde nitelendirebileceğimiz testlerin çok önemli olduğu yukarıda ele aldığımız örneklerde görülüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar